SANIRIM 2015 seçimleri HDP için bir tecrübe yılı olacak. Çünkü seçimlere bağımsız değil parti olarak girme kararı aldılar. Böyle bir kararı almalarında onlara en çok ilham kaynağı Cumhurbaşkanlığı seçimi olmuş olabilir. HDP Eş Genel Başkanı Sn. Selahattin Demirtaş Cumhurbaşkanlığı seçiminde partisinin oy oranını gözle görülür şekilde arttırmayı başardı. Yüzde 6’lardan yüzde 9,7’lere yükselmesi büyük bir başarıdır. Tabi bu başarının farklı nedenleri vardır. CHP ve MHP’nin ortak aday çıkarması ve aday olarak Sn Ekmelettin İhsanoğlunu göstermeleri CHP tabanında büyük bir rahatsızlığa neden olmuştu. Bu rahatsızlıktan dolayı Ekmelettin’e kızanların bir kısmı sandığa gitmezken bir kısmı da HDP’yi tercih etmişti. Yani Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmelettin’e sağcı deyip oy vermeyenler,kızanlar, küsenler, isyan edenler, tıksıranların tepki oyları hangi partilere gitmiştir sizce de? HDP Cumhurbaşkanlığı seçiminde almış olduğu oy oranını koruyarak yüzde 10 barajını geçebilecek mi? asıl mesele burada. Yani ortalama HDP batıda, siyaset bilimcilerinin de söylediği gibi 1 milyon oy alması gerekmektedir. Tabi mevcut yapısını koruyarak.

AVANTAJLARI, DEZAVANTAJLARI…

Seçimlere yaklaşık bir ay gibi az bir zaman kaldı. Ülke genelinde yapılan anketlere baktığımızda yüzdelik ortalamasında yüzde 9,5’larda. Tabi ki de siyasette bir saat bile çok önemlidir. Peki HDP bugüne kadar gelinen noktada nasıl bir avantaj ve dezavantaj sağlamış durumda. Avantajlarına bakacak olursak, bugüne kadar Kürt seçmenini kendisine yöneltmekte başarılıdır. Çıkarmış oldukları milletvekili adaylarının iyi olması seçmeni etkilemiş durumda. Barajı aşma konusunda sol seçmeni yanına çekmede başarılıdır. Partide seçime parti olarak girme konusu büyük heyecan yaratmış ve bu durum kendi tabanında yoğun bir çalışmaya neden olmaktadır. Dezavantajlarına bakacak olursak, Din dersleri ve Diyanet işleri başkanlığının kaldırılacağına yönelik söylemleri kendisine yönelecek muhafazakar Kürt seçmenin kafasını karıştırmıştır. CHP’nin Kürt seçmeni etkileyecek aday çıkarmış olması kendilerine gelecek oyları frenlemiş olabilir. Bölgenin öteden beri muhafazakar seçmen yapısında olması HDP’nin ise sol söylemleri teveccühün sınırlı kalmasına neden olabilir. Yani anlayacağınız 2015 seçimleri HDP için bir milat olacaktır. Barajın geçip geçemiyeceğini tahmin etmek çok erken.

İZMİR’DE DURUM NASIL OLUR?

Konuya İzmir açısından bakacak olursak Yerel seçimlerde HDP İzmir’den 3,8 oy almış. Cumhurbaşkanlığı seçiminde yine İzmir’den 7,78 oranında oy alarak büyük bir artış sağlamayı başarmış durumda. İlçemiz açısından bakacak olursak. 7 Haziran seçimlerinde ilçemizden yaklaşık 107 bin seçmen oy kullanacaktır. 5 yıl süre zarfında 17 bin seçmen artmıştır. Son seçim Cumhurbaşkanlığı seçimi ile 7 Haziran seçimleri arasında yaklaşık 5 bin oy artış göstermiştir. Kozmopolitik bir ilçe olmamız aslında seçim sonuçlarında tahminimiz güçlendirmektedir. Tabi bu tahminleri doğu ve güneydoğulu vatandaşlarımızla yaptığımızda rahatça barajın üzerinde mi veya altında mı sonucunu tahmin edebiliyoruz. Dediğim gibi sonuçları tahmin etmek daha çok erken. Çıkacak sonuç her ne olursa olsun Yeni Türkiye ve Yeni Anayasayı engellemeyi Rabbim nasip etmesin. Çünkü bu ülke bu Anayasadan ve koalisyonlardan çok çekti. Doğu ve Güneydoğuya bugün hala yatırımcılarımız gidemiyor. Yapılan büyük projelerin tamamlanması lazım, Yatırımcılar ekonominin istikrarlı gitmesi için dua ediyorlar, kolay değil tabi ki de bankalar iş yapmak. Savunma sanayimiz yine öyle tek başına iktidar dönemlerinde kendi savunma aletlerini üretmeye başladık. Yatırımlar keza yine öyle bütün bu saydıklarımız koalisyon hükümetleriyle sizce devam edebilir mi? Mümkün mü? O nedenle vatandaşımız tek başına iktidarların önemini inşallah bu seçimde daha da iyi anlayacaktır. Sağlıcakla kalın..