“Çamaşırını yıkasam, sabah akşam sütünü, yemeğini hazırlasam, elini öpsem, ayaklarını ovsam, yatma zamanın geldiğinde yerini hazırlasam, temizlesem.”
“Ey Allah! Bütün koyunlarım ve keçilerim sana feda olsun, bu çevremde meydana gelen her türlü olay ancak senin emrinle olmaktadır.”
Çobanın Allah’ü Teala hakkında böyle basit sözler söylemesini dinleyen Hz. Musa, çobana, “Sen bu sözleri kimin için söylemektesin?” dedi. Çoban da “Bizi yoktan var eden, nefes aldıran, rızkımızı veren, bizi her türlü tehlikeden koruyan Allah için söylüyorum” dedi.
Bunun üzerine Musa, “Vay senin haline, A gafil! Sen Müslüman olmadan kâfir olmuşsun. Bu sözün çok anlamsız bir söz. Ağzına pamuk tıka da böyle sözler çıkmasın. Senin bu sözlerin o kadar pis kokuyor ki, bu koku bütün cihanı kokutacak kadar kötü.”
AYAKKABI LAZIM
“Ayakkabı ve çarık ancak sana lazım, Cenabı hak böyle ihtiyaçlardan uzaktır. Böyle sözlerden uzak durmak gerekir. Allah’ın varlığını biliyorsan saçmalamayı ve küstahlığı bırak”
“Büyüyüp gelişene süt içirilir, ayakkabı ve çarık ise onlara muhtaç olana gerekir. Edebe sığmayan sözleri Allah için söylemek kalbi öldürür ve günah defterini doldurur.”
Hz. Musa’nın bu sözlerini dinleyen çoban “Ey Musa! Ağzımı bağladın, bu sözlerinden sonra pişman oldum ve hatamdan dolayı canım yandı” dedi. Sonra da bir “Aah” çekip çöllere yöneldi ve uzaklaştı.
Çoban’ın uzaklaşmasından kısa bir süre sonra Musa’ya Allah’dan vahiy geldi. Şöyle diyordu “Her kesin huyunda bir iyilik vardır. Her kişiye bir özellik bağışladım. Ona göre beni övmesi, sana göre beni kötülemek gelebilir. Ona göre şeker olan, sana göre zehir olabilir.”
“Onların beni zikretmesi benim içindir ama o, sözler kendilerini temizlemeye yarar. Yoksa benim için bir fayda sağlaması söz konusu değildir. Dile ve söze bakılır sanma. Bizim bakışımız, davranış ve kalbedir, gönül’edir.
“ Görünüş önemli değil, kalpte huşu varsa biz ona bakarız.”
“Ey Musa! Bilesin ki, edeb sahipleri başkadır, canı yanmış saf yaratılışlılar başkadır.”
AYRILIĞA FIRSAT VERME
“Ey Musa! Senden istenen kavuşturmak, yaklaştırmakken, senin ayrılığa sebep olman nedendir?” “Ey Musa! Gücün yettikçe ayrılığa fırsat verme. Bizim yanımızda en sevilmeyen şey ayrılıktır.”
Bu emir üzerine Hz. Musa çobanın peşine düşüp onu buldu durumu anlattı. Çobanın cevabı kısaca şöyle oldu: “Ey Rabbim! Secdem vücudum gibi sana layık değil. Kötülüğü affet, iyilikle karşıla.”
Hikâyemizin buraya kadar olan bölümü Mevlana hazretlerine aittir. Şeyh Sadi Şirazi hazretleri de “Bin dost az, bir düşman bile çoktur.” Der. Yıkmak kolay ama yapmak zordur. Rabbim zora talip olup başaranlardan eylesin. Hayırlı cumalar.