İLÇEMİZİN geçmişine doğru indiğimizde okuduğumuz yazılar bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Zaman zaman farklı platformlarda da konuşuyoruz, Gerçekten’de Torbalı 30 ilçe arasında ilk 3’ün arasında olma kapasitesine sahip bir ilçe. Geçmişiyle geleceğine ışık tutan bir ilçede yaşamak ve İlçemizin “Torbalı” ve “Torbalı-2” isminde iki uçağın olması mutluluk verici bir olaydır. Konuya biraz açıklık getirecek olursam. 1930’ların başlarında Torbalı’da toplanan bağışlarla satın alınarak Türk Hava Kuvvetlerine teslim edilen uçakların ismidir Torbalı ve Torbalı-2. 1. Dünya savaşı sonrasında imzalanan anlaşmalar kalıcı barışı sağlayamayınca, dünya iki savaş arası dönemde de gergin bir sürece girmişti. II. Dünya savaşı adım adım yaklaşıyordu. 1925 yılında Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle kurulan “Türk Tayyare Cemiyeti”, işte bu gergin ortamda Türk havacılığını geliştirmek ve Türk Hava Kuvvetlerine destek olmak amacıyla ülke çapında bir kampanya başlatmış. 1925-35 yılları arasında Türk ulusu, Türk Tayyare cemiyeti aracılığıyla, Türk hava kuvvetlerine yaklaşık 300 uçak bağışlamış. Kampanya çerçevesinde 10.000 tl bağışlayan her kişi, kuruluş veya kasabanın adı o parayla alınan uçağa veriliyordu. Torbalı halkı da dişinden tırnağından artırdıklarıyla iki uçak alacak parayı denkleştirip Türk Tayyare Cemiyetine bağışlamış. Bu bağışlarla satın alınan MS-147 tipi bir uçağı “Torbalı”, Bre-19 tipi bir uçağa “Torbalı-2 adı verilmiş. Böylece Torbalılar hem yurt savunması için katkıda bulunmanın hem de yaşadıkları ilçenin adının göklere taşıyabilmenin gururunu yaşatmıştır. Dediğim gibi sevgili dostlar bu ilçede yaşamak gerçektende gurur vericidir.Bizler iki uçak alan bir ilçeyiz ve İzmir’in gururuyuz..

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Ülkemizin yüzde 56’sının her gün televizyon seyrettiğini ve kitap okuma oranında en düşük seviyede olduğumuzu biliyor muydunuz? Ülkemizin yıllar önce İnsansız Hava Aracı yaptığını ve ilk denemesinde düştüğünü. Bu projeyi üreten fabrikanın sonralarda düdüklü tencere ürettiğini biliyor muydunuz?

General Nuri Killigil’in Sütlücede silah fabrikası kurduğunu 1 Mart 1949 ‘da Mısırdan yüklü miktarda sipariş aldığını, 2 Mart 1949’da silah fabrikasının havaya uçurulduğunu 26 işçinin can verdiğini. 1948’de İsrail Devletinin kurulduğunu ve Mısır gibi ülkelere silah satışının yasaklanmış olduğunu ve bu çelişkili durumun halen araştırılmış olduğunu biliyor muydunuz?

İlk diesel fabrikasının 1975’de Konya Karamanda kurulduğunu, ülkemizin ürettiği Devrim arabasının denemesinde benzinin koyulmadığını ve kamuoyunda bozulup yolda kaldı diye yaygara yapıldığını biliyor muydunuz?

HAKİKATLER KOMİSYONU

Evet, sevgili dostlar benimde canı gönülden kurulmasını istediğim komisyonlardan birisidir hakikatler komisyonu. Biliyorsunuz Akil adamlar komisyonu kuruldu. Birçok kişi eleştirmesine rağmen bu ülke için ciddi ve olumlu bir adımdı. Sağlıklı beyinler ancak doğru ve cesur kararları alır. Şimdi sırada Hakikatler Komisyonu var. Bu komisyon Eski Türkiye’den Yeni Türkiye’ye geçişte şeffaflığı ifade eder. Yıllarca halkın beyinlerine sıkışmış soru işaretlerini yok eder. Sn Başbakanımızın dediği gibi Yeni Türkiye’ye emin adımlarla ilerlerken geçmişle yüzleşmemek büyük bir haksızlıktır. Zaten yeni olmakta bunu gerektirir. Geçmişi karanlıklarla dolu, sisli, puslu bir Türkiye değil, geçmişi aydınlanmış, vicdanı rahat bir ülke istiyoruz. Geçmişten günümüze ne kadar zulüm, haksızlık, cinayet, yanlışlık yapılmış ise bu halka anlatılmalıdır, yeni Türkiye bu şekilde ilerlemelidir. Bu kararlar geri kalmış zihniyetlerin beyinlerine reset atmasına neden olacaktır. Diyecektir ki biz insanlık adına zulüm yapmışız, insanlıktan çıkmışız, olgusuna varacaktır. Cezaevleri yine öyle geçmişten günümüze öyle şeyler yapılmış ki konuşmak yerine susup ağlarsınız küçük çocuklar gibi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi artık ülkemize ceza verme konumundan çıkmalıdır. Çünkü biz Ülke olarak İnsan Hakları seviyesinin üstünde dünyaya örnek olma konumunda olmalıyız. Her türlü şartları iyileştirmeliyiz. Kürt sorununa objektif bakmalıyız. Bilinç altımıza yerleştirdiğimiz o faşizm duygusundan arınıp daha evrensel bakış açısına dönüşmemiz lazım. 21. yüzyılda Hakkari sokaklarında arabayla iki tur attığınızda fıtığım var diye hastaneye gidersiniz gerçeğini artık bilmeliyiz. Selahattin Demirtaş’ın Trabzon’da sokaklarında, Devlet Bahçelinin Şırnak sokaklarında rahatça gezip siyasi çalışma yapabildiği döneme kaç yüz yıl sonra geleceğiz. Farkın damıyız hey insanlık, bizler 21. yüzyıldayız. Başka ülkeler uzaya gitmeye başladı bizler hala gider- gidemez kavramlarını tartışıyoruz. Bizler çocuklarımıza Malazgirt savaşındaki Türk-Kürt beraberliğini öğretmeliyiz. Her zaman söylemişimdir Hakikatler Komisyonun kurulmasını. Bu komisyon insanlığın vicdanlarının rahatlamasıdır. Sözlerimi bitirirken bir sözü söylemek istiyorum. Hangi konu, hangi olay, hangi karar olursa olsun şu sözü düşünün “Çünkü herkes ölecek yaştadır“.