7 Haziran sonrası halkın ortaya koyduğu iradeye saygı duymayan siyasi parti liderlerimiz güçlü bir koalisyon kurma yerine, kapris kin ve husumetleri uğruna tekrar seçime gitmeyi tercih ettiler. Bu fırsatı değerlendiren gizli eller ise terör olaylarına hız verdiler. Şehit sayısındaki artış, toplu katliamlar halk arasında güvensiz bir ortama neden oldu. Bunun gibi daha çok neden demokrasimize gölge düşürdü, onun içindir ki; Heyecansız, gürültüsüz, isteksiz, zevksiz bir seçime daha gidiyoruz. Sadece adaylar ve partililer halk arasında dolaşıyor, kendileri çalıyor kendileri oynuyorlar, vatandaş ise yarınları için endişeli ve heyecanlı bir bekleyiş içindedir. Beş gün sonra yapılacak olan bu seçimin, ülkemizin geleceği, huzuru ve refahı için ne kadar önemli olduğunu da hepimiz iyi biliyoruz. Parti liderleri bu durumun farkındalar, halkın ilgisiz ve isteksizliğini biliyor görüyorlar. Aramızda dolaşan canlı bombaların yarattığı dehşet ve korkular nedeniyle belirli il ve ilçeler dışında toplantı ve mitingleri askıya almışlar, onlar da kerhen bir istek ve heyecan sergiliyorlar. Partiler seçim bildirgeleri yanında, mitinglerde, yazılı ve görsel medyada halkın oyunu alabilmek için ucu açık iddia ve vaatlerle yarışıyorlar. 7 Haziran’da halkın talebi doğrultusunda;”Güçlü bir koalisyon kurmada inatlaşan liderler ve parti yönetimleri “ yaptıkları konuşmalarda 2 Kasım’da aynı tabloyla karşılaşma ihtimaline karşı, bu kez yeni bir ortaklığa göz kırpmayı da ihmal etmiyorlar.

Gerçek o ki halkın siyasilere olan güveni çok azalmıştır.

4 ay gibi kısa süre içinde 350 bin dolayında yeni seçmenin de oy kullanacak olması dengeleri değiştirebilir.

7 Haziran’da halkın iradesi hiçbir siyasi partiye tek başına iktidar olma yetkisini vermediğine göre 1 Kasım’dan sonra nasıl bir tablo oluşur? Bütün yorum ve anketlere bakılırsa tek başına bir iktidar çok zor. Ülkemizde, ekonomik istikrar, terör, işsizlik ve çok ciddi dış sorunlar olduğu için, hepimizin arzusu tek parti iktidarıdır, olmazsa güçlü bir koalisyondan yanadır ama bu nasıl olacak? Bu günkü koşullarda bu liderlerle da çok zor ama gerçekleşirse bir milat bir mucize demektir.

Kısa süre içinde daha değişik bir sonucun çıkması önceki iradenin ancak, yeni seçmenlerin, kararsızların ve gençlerin tercihleriyle mümkün olabilir. Kararsızlara, yeni seçmenlere ve gençlere düşen en büyük görev, seçimden seçime sadece oy almak için yapılan vaatlere kanmadan, partilerinin amigolarına aldanmadan bu milletin geleceği için en doğru olanı tercih etmektir. Ben kararsız seçmenlere de gençlerimize de inanıyorum, çağımızda gençlerimiz daha birikimli ve bilinçli yetişiyorlar ve 2 Kasım’da en doğru tercihlerini yaparlar.

ARAP DEPREMİ

Emperyalist devletlerin çizdiği doğrultuda Ortadoğu’da başlatılan Arap baharı rüzgarı birkaç yıl içerisinde tufana dönüştü, sözde devletlerin insanları kendi ülkelerini yıktılar yaktılar. Buralardan yükselen dumanları önce seyrettik şimdi oraları saran ateş güzel yurdumuzun kapılarına dayandı, bu ülkeden seçilen kandırılmış beyinleri yıkanmış gençlerin Ortadoğu cehenneminde aldıkları eğitimle birer canlı bomba olarak geri dönmeleri, Suruç’ta, Ankara’da yüzlerce kardeşlerini katletmeleri çok acı bir gerçektir. Başka canlı bombalar da aramızda dolaşıyor, terör devam ediyor gencecik insanlar öldürülüyor, şehit oluyor. Barış içinde yaşamanın yolları varken kardeş kardeşi öldürüyor, bitti bitecek derken otuz yıldan beri belli bir bölge bombalanıyor ama sonuç yok, ocaklara ateş düşüyor, tekrar başa dönülüyor. Bu memlekette binlerce aç ve işsiz insanımız varken; Ülkelerindeki ölüm ve ateşten kaçan 3 milyon yabancı insanın bu gün ve gelecek günlerde ve yıllar da her yönden ne kadar problem olacağı da ayrı bir gerçektir.2 Kasım ‘da ortaya çıkan sonuç ne olursa olsun halkın siyasi partilerden beklentisi güçlü bir hükümet kurulması, barış kardeşlik ve milli dayanışma ruhunun canlandırılması, ekonomik, siyasi ve kültürel anlamda içeride ve dışarıda ülkemizin en iyi bir şekilde temsil edilerek yönetilmesidir. Yapılacak seçimin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Sağlık ve sevgiyle kalın.