Büyük Torbalı

KÖR ŞEYHO ÇOK BEĞENİLDİ

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
KÖR ŞEYHO ÇOK BEĞENİLDİ
338 Görüntüleme
27 Nisan 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Pazartesi günü yayınlanan “Yeni Anayasa ve Kör Şeyho” başlıklı yazım sizlerden yoğun ilgi gördü. Talep üzerien yazımı daha geniş kitlerle ulaşması için yeniden yayınlıyorum:

Sanki hiç bir şey yapılmamış, hiç bir yenilik olmamış gibi ısrarla Eski Türkiye’ye diretenler var. O diretenler ne kadar diretirse diretsinler sıfır kilometre bir anayasa ve Başkanlık sisteminin önüne asla geçemeyeceklerdir. Çünkü bu ülkede, bu çürümüş sistemde dini, dili, Irkı, mezhebi, cinsi, cibiliyeti için zulüm görmüş insanların gözyaşları var. Acı çekmiş Kör Şeyho’ların bedduası var. Kim bu Kör Şeyho derseniz? Anlatayım size Kör Şeyhoların bedduasını… Bundan tam otuzbeş yıl önce yaşanmış bir olaydı Kör Şeyho. 1980 Askeri darbesinde Diyarbakır Askeri Cezaevinin 20. koğuşunda hiç Türkçe bilmeyen ver sağ gözü görmeyen Mardinli Kör Şeyhmuz varmış. Koğuşta ona ‘Şeyho’ derlermiş. Köyünün geniş bozkırlarından alınıp, bir akrabasını evinde konuk ettiği için – yardım ve yataklık isnadıyla o dar koğuşa kapatıldığı ilk günler soluk, kahverengi şalvarıyla yeni yakalanmış bir saka kuşu gibi dur duraksız volta atıyormuş. O otuz yaşlarında saf ve mağrur bir toprak insanıymış. Dışarıda altı çocuğu vardı, Türkçe bilmiyor, fakat ezbere bildiği çok sayıda Kürtçe ve Arapça türküyü koğuşta söyleyip duruyormuş. 1981 yılı sonbaharı Diyarbakır cezaevinde 12 Eylül yaptırımları başlamış, işkenceyle marş ezberletme, havalandırmada acemi er eğitimi, dayaklar, küfürler kanına dokunuyordu onun da. Bu uygulamalara bir kaç ay direnmiş, hücrelere konuk edilmiş fakat yaşamla ölüm arasında kesin bir tercih yapmak zorunda kalınca çoğuları gibi o da biat etmişti. Etmeyenler ya öldürülmüş, kimileri de kendilerini diri diri yakmışlardır. Türkçe bilmediği için her gün üç dört kez koridorlara çıkarıp döve döve mahvettiler Şeyho’yu. İlle de on kıtasıyla İstiklal marşını ezberleyip okumasını istiyorlardı. Orada Türkçe bilmek, İstiklal marşı okumaya bir gerekçe değildi. Koğuşa gelen Komando erler, “Nerede leyn o dil bilmiyen Mardinli ?” diye çağırarak her seferinde acımasızca dövüyorlardı. Oysa o hem Kürtçe hem Arapça biliyor, fakat oradaki bağnazlığa göre ‘dil bilmeyen’ oluyordu. Koğuşa her gün kan revan içinde dönünce Askeri savcılığa tahliye dilekçesi yazdırmak için arkadaşına adeta yalvardı. Bilmediği bir dilde on kıta istiklal marşı ezberlemek yerine tahliye düşleri kurmayı yeğliyordu. Yaklaşık bir ay her gün koridorda bir kaç yerini morartarak, dişlerini kırarak, kaşını gözünü patlatarak, bazen çırıl çıplak soyarak onu perişan ettiler de, “Korkma sonmez bu şefeklerde” dışında tek kelime ezberletemediler. Anasından emdiği sütü burnundan getirdiler. Bu sürede beş on kelime Türkçe kelime öğrenmiş. Şeyho komando erleri her görüşünde aynı kelimeleri tekrarlıyordu. “Hükmat geliyor beni vurecekler” Nitekim vuruyorlardı. Komando erlere “Hükmat” diyordu. Bir er görse “yek (bir) hükmat” üç er görse “se (üç) hükmat beni vurecekler” diyor, yiğitliğe bok sürmüyor, hafif bir tebessümle dayak yemeye gidiyor fakat her seferinde çatılmış kaşları ve darmadağın gözüyle koğuşa dönüyordu. Dayak faslından dönüşlerinde sular genellikle kesik oluyordu. Kanlı yüzünü yıkayamıyordu. Yüzündeki kan lekeleri kuruyup koyu kahverengi bir renge bürünüyor, bir köşede büzüşüp tek gözünden sessizce yaşlar akıtıyordu. O dayak yemeye her gidişinde koğuş arkadaşları çaresizlik içinde ızdırap çekiyorlar çaresizliği yaşıyorlarmış. Sonra “köylü bu” diyerek ona istiklal marşı ezberletmekten caydılar da kurtuldu. O, tertemiz bir toprak insanıydı. Tek suçu kendi türkülerini kendi dilinden söylemekti. Kim bilir ona yıllarca önce yaşatılanları o, şimdi nasıl hatırlıyordur fakat ona ve Şeyholara yaşatılanlar insanlık vicdanına oturduğu kesindir. Şimdi bu Şeyholar yeni bir anayasayı hak etmiyorlar mı? Yeni bir Anayasa sıfır kilometre bir Anayasa için şimdi söz millette. 7 Haziranda Yeni Türkiye ve Yeni Anayasanın anahtarı 400 vekil diyerek yeter demeliyiz. Sağlıcakla kalın..

ASANSÖR ve KÖPRÜ

Özellikle ilçe hastanesine giden yol güzargahına yapılan İZBAN üst geçidi ve köprü ilçe gündemini bir hayli meşgul etmektedir. Yaşlı, engelli, hasta arkadaşlarımız yapılan bu üstgeçitleri kullanamadığı için asansör vasıtasıyla çıkmaktaydılar. Fakat asansörlerin sıkça bozulması ve bu bozulan asansörlerin tamiratını Büyükşehir belediyesinin ekipleri tarafından zamanında tamir edilmemesi ister istemez vatandaş tarafından bir siteme dönüşmüş haldedir. İlçe belediyemiz vatandaşın bu sorununa derman olup hızır gibi yetişmiştir. Köprünün bir başından başlayıp diğer başına kadar, Devlet hastanesi önüne kadar mobil servis uygulaması başlattı. Artık köprü engeline takılan yaşlı, hasta ve engelli vatandaşlarımız büyük bir nefes almış durumdadır. Buradan her daim halkın yanında olan belediye başkanımıza sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz…

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web