Adem Aksakallı bu köşede yazı yazıyordu, şimdi kendi işini kuracak. Başarılar diliyoruz, Allah muvaffakiyet versin. Herkes kendi ekmeğini yer. Yılardır bu sektörde birçok arkadaşımız işyeri açtı, kapattı. Ayrılırken iyi ayrıldık, gülüştük, espri yaptık. Ama o yazı da ne Adem abi? Bak şimdi olmadı.

10 aydır yazacaksın, sonra giderken feveranı basacaksın. “Ben istediklerimi yazamadım” diye kıyameti koparacaksın.

Tamam da Adem abi, bu gazetenin ilkeleri var. Bir; kişileri hedef alamayız. İki; belden aşağı ve hukuk dışı yazıları yayınlamayız.

Senin köşen belediye garajında olup biten veya belediyenin kulislerinde konuşulanları yazmakla geçiyorsa; onada birileri de ‘dur’ der. Yaklaşık 20 yıldır yayındayız. Kimler geldi, kimler geçti. Ama bu gazete ilçe ile sembolleşmiştir. Torbalı dışından bir insan ilçe ile ilgili haberleri bizden takip ediyor. Büyük Torbalı bu ilçenin referans gazetesidir. Günde 2 bin gazete satıyoruz. Okuyucu sayımız 25 bini geçiyor. İnternette tıklanma oranımız 20 bin civarında.

Sende gazetede, yemeyecek içmeyecek, Belediye’de ne oluyor onu yazacaksın. Olmaz kardeşim, biz buna müsaade edemeyiz. Bir konuyu 10 gün boyunca sakız gibi çiğneyip yazmak istiyorsunuz, bizde bu yemez.

Elbette eleştiri haktır, ama bir yere kadar. Hedef almak, hakaret etmek ve belden aşağı vurmak yok.

Giderken helalleştik ama bu gazetede çalışan, yazan çizen herkesi de kırdın, bu da sana yakışmadı Adem abi…

Eleştiri nasıl olmalı

Eleştiri gazetenin en doğal hakkıdır, Anayasa’da yeri var. Ama etik kuralları çerçevesinde, hakaret etmeden ve hedef almadan yapılmalı. Metih etmenin bir seviyesi olmalı, eleştirinin de… Bir konu günlerce yazılıyorsa, karşındaki yıpratmayı hedefliyorsa eleştiri değil, hedef almadır. Bir yöneticinin hakkı teslim edilmeli ama hiçbir yönetici de peygamber değildir. Hatalar varsa, eleştiri olur. Veya olumsuz bir olay meydana geldiyse bunu haber yapmak hedef almak değildir.

Torbalı’da gazetecilik geleneğini yerleştirdik ama eleştiri geleneği maalesef oturmadı. Bir parti temsilcisi diğer parti temsilcisinin açıklanmasının yayınlanmasını istemiyorsa orada ‘sorunlu’ bir anlayış var demektir. Devlet, bizzat kurduğu Meclis TV eli ile tüm partilerin açıklamalarını, basın toplantılarını ve kürsüdeki konuşmalarını yayınlıyor. İfade özgürlüğü Anayasa’da güvence altına alınmıştır. Her TV ve gazete her hafta her parti liderinin konuşmalarını yayınlıyor. Zaten demokrasi de bu demek değil midir?

Eğer diğer siyasilerin veya gazetelerin eleştiri hakkını ortadan kaldırırsanız farklı farklı yöntemler ortaya çıkar. Kendilerini ifade edemeyen insanlar farklı yollara başvurur. Dikkat ettiyseniz son dönemde Torbalı’da yaşanan tartışmalar hemen ulusal veya bölgesel basına taşınıyor.

Neden; çünkü yerel basını baskı altında tuttuğunuzda insanlar farklı yöntemler arayacaktır. Daha tehlikelisi var. Sosyal medyada taşınan eleştiriler ne olacak peki? Onları kontrol etmeniz mümkün mü? Facebook’ta seviyesi düşük, hakarete varan ve hedef alan paylaşımlarla karşılaşmak mümkün.

Biz gazete olarak seviyeliyiz, ama siyasetçi ve bürokratlarda eleştiriye açık olursa ortaya daha huzurlu bir Torbalı çıkar.

Gazetecilik ne durumda

Aslında Türkiye’de basında ciddi bir sıkıntı var. Ciddi bir ayrışma ve taraf olma durumu tüm gazete ve TV’leri kaplamış durumda. Ama Torbalı’da durum Adem Aksakallı’nın yazdığı gibi değil. Çok farklı görüşten yazarlar yazı yazıyor. Herkes rahatlıkla kendini ifade edebiliyor. Seviyeyi düşüren, işin dozajını kaçıran meslektaşlarımız olabilir. Bazı siyasetçi ve yöneticilerin basına bakışı ‘sorunlu’ olabilir. Daha eski yılarda da benzer sıkıntılar ortaya çıktı. Ama güçlü bir gazetecilik geleneği var. Yaklaşık 20 yıldır ilçemizde süreli yayıncılık var. Bu durum bizim en önemli gücümüz. Binlerce insan güne gazeteleri okuyarak başlıyor. İnternette takip oranımız çok yüksek. Bazı günler 20 bin rakamına ulaştığımız oluyor.  Tabi ki ilçede gazetecilik yapmanın handikaplar var. Her gün yüz yüze olduğunuz insanlar, olumsuz bir olayla karşılaşmanız durumunda bunu yayınlamanızı istemiyor. Bu sorun tarih boyunca hep var olmuştur. Mesela Torbalı’nın Müftüsü birçok gazeteciyle sıkıntı yaşamış durumda. Ağır Ceza’da yargılanıyor. Sanki kendisinin karıştığı yolsuzluk iddialarını yapan gazetecilermiş gibi. Sorunlar var, ama bu ilçede gazetecilik güçlüdür, güçlü olmaya devam edecektir.

Ben ne yapacağım?

Bu köşe herkese açık. Bildiğiniz arka sayfa yazarlarından olmayacağım. Zaten her gün yazmayı düşünmüyorum. Serkan Günbay ile dönüşümlü yazacağız. Kişileri hedef almak yok. Eleştiri var, hakaret yok. Kulis var, dedikodu yok. Hakkı teslim ederim ama yalakalık yapmam. Çıkar elde etmek için yazı yazmam. Mesleğimi ayaklar altına alacak davranışlarda bulunmam.

Zaten 8 yıllık meslek hayatımda da hep bu ilkeler doğrultusunda işimi yaptım ve bundan sonra da yapmaya çalışacağım. Rabbim de haram yemeyi nasip etmesin bize. Yolumuz da, çizgimiz de belli. Her daim haklının yanında haksızın karşısında olacağız. Mutlaka eksiklerimiz, hatalarımız olacaktır. Sonuçta bizde insanız. Ama bu köşe de kimsenin maşası olmayacak.