ASLINDA bu yazımı 27 Mayıs’ta yazmıştım.1960 müdahalesi anısına. Seçim atmosferinde olduğumuz için araya farklı konular girdi. Nasip bugüneymiş. Gazetelerde, televizyonlarda 27 Mayıs için çok şey yazıldı çizildi. Seçim meydanlarında bununla ilgili çok şey dile getirildi. 27 Mayıs denilince benim aklıma katledilmiş bir demokrasi gelmektedir. Halkın istediği, halkın seçtiği bir liderdi Sn. Adnan Menderes. O tahammül edemeyen küçük beyinli büyük rütbeli kişilerin hedefiydi. Vesayet şimdilerde olduğu gibi o zamanda halkın istediği değil bizim dediğimiz olacak deyip Adnan Menderese yapmadığı zulmü bırakmamıştır. Gelin hep beraber o dönemde yaşananları arşivlere ve tanıkları dinleyerek bir bir hatırlayalım. Ne rezillikler yapılmış benim güzel memleketimde. Yassıada mahkemelerinde sık sık tanık dinlenmekteymiş. Mahkeme başkanı, tanığa sorar, “Hangi partidensin?” “CHP’liyim… Anamdan doğduğumdan beri CHP’liyim reis beyefendi.” Dinleyici sıralarından bir alkış kopar. Mahkeme heyeti ise bu durumdan çok memnundur. Sevgili dostlar bu yazmış olduğum nottan bir şey anlayabilmekte miyiz? O dönemdeki CHP’nin haline bir bakınız ne tarafta olduğunu anlayacaksınız.. Dedim ya bu ülke hep kendi vatan evladını acımadan öldürmüş. Bugün Recep Tayip Erdoğan’ı destekliyorsam bunun tek nedeni vardır o da vesayet rejimini ortadan kaldırmış olmasıdır. Bu ülkeyi asker değil halk yönetir dedi. Bu ülkeyi dış güçler değil vatan evlatları yönetir dedi. Hep halk dedi, varoşlara indi dert dinledi. Örselenmiş, dışlanmış, üvey evlat muamelesi görmüş halklara sahip çıktı. Şimdi ne yapmaya çalışıyor katil Kenan Evren’den kalma yamalı Anayasamızı değiştirmeye çalışıyor. Buna bile karşı çıkıyorlar. Kim çıkıyor işte o vesayetçi rejimden kalma artıklar çıkıyor. Ama halk 7 Haziran’da vesayet değil istikrar sürsün diyeceğinden hiç kuşkum yok. Bakınız sevgili dostlar 27 Mayıs darbesinden size başka bir not daha. Yassıada mahkemesinin Başsavcısı Altay Ömer Egesel’in 1954 seçimlerinde Demokrat Parti’den milletvekili olmak istediğini biliyor muydunuz? Eğer Altay Ömer Egesel ön seçimi kazansaydı, milletvekili olsaydı Yassıada’da Menderes’le birlikte yargılanacaktı. Milletvekili olamadı.. Menderes hakkında dava üstüne dava açtı. “Bebek davası… Cımbız davası.. Yüzlerce dava.” Görüyorsunuz demi hainliği. Daha bu ne ki yabancı bir ülkenin lideri, Başbakan Adnan Menderes’e “3 at” armağan eder. Görevliler başbakan’a sorarlar: -Efendim bu atları ne yapalım? –Bir haraya koyun.. Sonra icabını düşünürüz. Atlar devletin harasına konulur. Bir süre sonra Başbakan’a yine sorulur: -Efendim atları ne yapalım? –Satın… Parasını da Kocatepe Cami Yaptırma Derneği’ne verin. Konu böylece kapanır. Fakat hainler için kapanmaz. 27 Mayıs ihtilali olunca… Menderes Yassıada da Türk Ceza Kanunu… Madde 240’dan yargılanır görevi suistimal etmekten. Suçu da ne biliyor musunuz sevgili dostlar atların yediği arpanın ve otun parası. Beni en çok yaralayan olaylardan birisi de nedir biliyor musunuz sevgili dostlar. Adnan Menderes asıldıktan sonra, ailesinden “Celladın ücreti” bile istenmiştir. Hem de Mahkeme kararıyla. Yargı kararı bu… Sıkıysa ödeme… Ertesi gün eve haciz gelir. 150 lira… Cellat parası Menderes’in eşi Berin Menderes tarafından ödenmiştir. Sizi bilmiyorum ama benim vicdanız şuan ince bir sızıyla cız dedi. Hem eşinizi öldürecekler. Evinizin direğini öldürecekler bu acı yetmezmiş gibi bir de gelip biz eşinizi öldürdük öldürenin parasını ödeyin diyecekler. Bu alçaklıktır sevgili dostlar. Bu hainlerin hesabı sorulmalıdır bu ülkede. Varsa bu hainlerin isimlerinin verilmiş olduğu sokak ve binalar derhal sökülüp atılmalıdır. Bir takım komutanlar bildiri dağıtmıştır. Bildirinin altında ismi ve rütbesi de yazılı. Bu yalancı bildiride ne yazıyordu biliyor musunuz? Bütün hükümet erkânı yabancı memlekete kaçarken yakalanmışlardır. Beraberlerinde 12 uçak dolusu altın, mücevherat ve parayı kaçırırken ele geçirilmişlerdir. Yalan olurda hiç bu kadar yalan olur mu? 27 Mayıs 1960’da hepsi oldu işte. Pekâlâ ya şimdi. Aynı oyunlar aynı senaryolar devam etmiyor mu? Tabiî ki de ediyor. Aslında biliyor musunuz 7 Haziran seçimleri geçmişten bugüne kadar yıllarca haksızca öldürülmüş, demokrasisi elinden alınmış, yetim bırakılmış, sefil kalmış bir Türkiye’nin dönüm noktasıdır. Ben 7 Haziran için yani Pazar günü yapılacak seçimler için şu sözleri sizlere yazdım. Anadolum anadolum medeniyetin beşiği.. Atlıların süvarilerin üzerinden geçtiği binlerce yıl yoğrulmuş, harmanlanmış, hüküm sürmüş Anadolum. Sen ki heybetinle vatanların gözbebeği olmuşsun, sen ki ecdadınla nice fetihler yapmışsın. Var mısın yeni Fetih’e işte 7 Haziran kendi küllerinden doğan bir anka kuşu gibi. Sil üzerindeki tüm alçaklıkları, sil tarihinden tüm hainleri. Anadolum Anadolum altında evliyalar, dervişler, erenler yatar, üstünde nice kahramanlar, hayırlıysan göster gücünü. İstikrar sürsün Türkiye büyüsün Ak Parti. Sağlıcakla kalın…

Dip Not: Sevgili dostlar her seçimde olduğu gibi bu seçimde de ilçemde 100 iş adamı, öğretmen, siyasetçi, başkan, yönetici, köylü, esnaf kişilerle seçim sonuçları hakkında görüş alış-verişinde bulundum. Çünkü çok insan şahsımın seçim sonuçlarıyla ilgili tahminimi merakla sormuşlardır. Bende o kişilere seçimden önce son yazımda belirteceğimi söylemiştim. O nedenle sözümde durdum. Seçim tahminlerimi açıklıyorum. Bu Pazar günü yapılacak seçimlerde Ak Partinin tekrar tek başına iktidar olacağını, HDP’nin barajı kıl payı CHP’den alacağı 2 puanla geçeceğini, MHP’nin oyunu bir buçuk puan arttıracağını tahmin etmekteyim. Yani aritmetik olarak Ak Parti yüzde 44.0-45.2, CHP yüzde 24.-25.3, MHP yüzde 15.1-15.9, HDP ise yüzde 9.8-10.7 olarak değerlendirmekteyim. Sağlıcakla kalın…