Şehir içi trafiğini yazmaktan sıkıldım, bunaldım. Sanki bir tek bana zararı var keşmekeşliğin. Olumlu bir gelişme ve çalışmanın yapılmaması için yetkililer direniyor da direniyor. Bu kalabalık trafiğin şehir içinde kime faydası var onu da bilmiyorum. Torbalı meydanı değil Kemeraltı olsa otopark mafyası çözüm için gerekli baskıyı yapıyor diyeceğim. Ama paralı özel bir tane otopark yok. Ne meydanda ne de Torbalı’nın herhangi bir yerinde. Dilimizde tüy bitti ESHOT araçları şehir içine girmesin demekten, ama ne fayda. Duyarlı yöneticilerin hiçbir çabasını görmemek ise çok üzücü. Trafik yönünden sıkıntıların çekildiği tek yer Torbalı merkezi değil, asap bozan karmaşa Ayrancılarda da yaşanmakta. Yazıbaşı, Pancar ve Ayrancılar sınırları içerisinde faaliyet gösteren fabrikaların vardiya değişikliklerinde büyük sıkıntı yaşanıyor. Bazı fabrika sahipleri trafiğe takılmamak için ya 15 dakika önce terk ediyor işyerini, ya da yarım saat geç çıkıyor. Biz bu şekilde nasıl yatırımcının ilgisini çekeceğiz bir fikri olan var mı? Trafikte seyrederken dinlediğimiz bazı kent radyoları trafiğin aksadığı bölgeleri bildiriyor. Halk yoğunluğun yaşandığı yollar konusunda bilgilendiriliyor. Merak ettiğim konu ise neden kent radyoları Ayrancılar trafiğini hiç bildirmiyor. Gerçi kent radyosu böyle bir görevi kendine misyon olarak görse saat 15.00 ila 17.30 arasında Torbalı’yı anlatması gerek. Pamukyazı Yolu, Kemalpaşa Kavşağı, Yazıbaşı ve Ayrancılar Kavşağı derken en az bir saat yayına ara vermesi gerek. Kimin işine gelir bu uygulama tabi ki vatandaşın. Peki, vatandaşı düşünen kim?

İLÇE SİYASETİ TALİLE GİRMİŞTİR HAYIRLI OLSUN

Aslında ilçemizde siyaset hiçbir zaman tatile girmez. Siyasi parti temsilcileri malum yılsonu olması sebebiyle işletmeleriyle ilgili sıkıntılar ile uğraşırken bazı aktörler siyasetçileri uyutma derdinde. Siz, siyasetçilerin uyuduğunu ise hiç düşünmeyin. İlçede her siyaset yapan kişi şu anda heybesini dolduruyor. Tatilde olan bir siyasi oluşum var ise CHP’nin ta kendisidir. Delege ve ilçe kongresi derken İl telaşını da üzerinden atan CHP neredeyse tüm parti içi seçimlerini yaptı. Ankara dengesi ise İzmir için önemli değil, özgürlüğüne bu kadar düşkün olan bir il, Ankara gündemine uymak yerine kendi programını kendi belirler. AK Parti İzmir İl Başkanlığı’nın vermiş olduğu görevleri yerine getirirken ilçede ise siyaseti Belediye Başkanının tekeline bırakmış durumda. MHP 2019 yılında nasıl bir tablo şekillendirecek en merak uyandıran konu ise bu. DSP’nin 2014’de bir sürpriz olduğunu 2019 ise HDP’nin bir gerçek olduğunu unutmamak gerek. 2014’de yerel seçimlerin galibini nasıl DSP belirlediyse 2019 yılında ise seçimin galibini HDP belirleyecektir. İğnenin deliğinden Bağdat’ı görmeye gerek yok. Her şey ayan beyan ortada. Halep orda ise Arşin burada. İlçe siyaseti ne zaman iş başı yapacak, ne zaman muhalefet tam manasıyla başlayacak diye merak edenler 2017 yılının son baharını beklemek zorunda kalacaklardır. Günümüzde vatandaşın siyasete ilgisinin azaldığı şu günlerde değirmende su dövmenin hiçbir siyasi oluşuma faydası olmaz. Hele ki şu günlerde denge siyaseti boşluğu oluşmuş ve insanlar sırasıyla sürüden ayrılıyorken yapılacak olan siyaset ve muhalefet birleştirici olur. Sevgili okurlar bahsettiğim bu konulardan dolayı Torbalı siyaseti uzun bir zaman tatilde.

2016 DA ÇİFTÇİ İÇİN PROGRAM YAPAN VAR MI?

Kaç bin dönüm yer işleniyor ve çiftçi, Torbalı’nın ekonomisine ne kadar katkıda bulunuyor. Hiç araştırmadım, araştırıp bilgi sahibi olup kamuoyunu ve yetkilileri de bilgilendirmek istemiyorum. Çünkü her kurum bildiğini ve işine geleni okuyor. Çiftçinin elektriği kesiliyor, tarladaki zeytinini hırsızlar mal sahibinden önce topluyor. Vadeli verdiği ürünün parasını alamazken Torbalı ekonomisine katkısını hiç hesaplayamam. Geçtiğimiz yaz ayında domatesi tarlada kaldı, sözleşmeli ekim yapmasına rağmen. Bu sene nasıl bir sözleşme yapacak ki zarar gören kendisi olmasın. Domatesten zarar eden çiftçiye siyasetçi ne zaman gitti? Hiç boş yere düşünmeyin seçimlerde gitti. 7 Haziran’da teselli etmek istedi. 1 Kasım’da ise domatesin rengini bile hatırlatmadan kampanyasını yaptı ve geçti. Domates firmaları istediği gibi sözleşme yapıyor, bu sözleşme imzalanırken Ziraat Odası ve her zaman istihdamdan bahseden Ticaret Odası çiftçinin haklarının aranması için çözüm yolu bulmalı. Yoksa tarladaki ürünün başında fotoğraf çekilip reklam yapmak kolay, zor olan yapmak yakışır Torbalılı siyasetçilere. Bu konu sadece ve sadece Ziraat Odası ve Ticaret Odası’nı bağlar. Bu kanayan yaraya bir çözüm yolu bulmak ise ilgili kurumlara. Bu anlamda Ziraat Odası Başkanı Yılmaz Girgin de üyesi için çok önemli bir görev üstlenmiş olur.

Not: Abdulvahap Olgun’un Ticaret Odası’ndan indirmek için 300 bin TL toparlayan oluşuma bir önerim var. Siz bu 300 bin TL’yi getirin bizim gazetenin haber merkezine koyun. Biz çalışanlar olarak kendisini ikna eder, sizleri de bu sıkıntıdan kurtarırız. Sadece Ticaret Odası seçimlerine girmesine müdahale ederiz. Başka bir garanti veremeyiz. Şaka bir yana. Bu paralar sanırım sokaklardan toplanıyor. Hiç alın teri yok mu? Alın teri olsa bu kadar kolay harcanır mı sevgili okurlar. Fesatlık, içten pazarlık ve gıybet işte bu tür düşünceleri doğurur.