Ezberledim artık, daha doğrusu ezberledik. AK Parti’de ufak bir sürtüşme olduğunda bazı güç odaklarının harekete geçeceğini ve geçtiğini. Hele birkaç TV var ki olayı abartırken kendinden geçiyor. Gezi parkı eylemleri neticesinde Dolmabahçe Sarayı’na eylemciler bir girseydi, polis engelini bir aşsaydılar dünya basını haberi şöyle verecekti:“Türkiye’de sivil darbe”. Resim ve videolarda ise orak çekiç ve zafer işaretleri verilince bizde Torbalı’da şu şekilde konuşacaktık: “Vay be darbe oldu”. Çünkü Dolmabahçe bu ülke için çok önemli bir yer. Davutoğlu olayı küçümsenecek bir olay değil.Her zaman dinlediğimiz şehir efsanesi haline gelmiş merkez sağda yeni bir oluşum olur mu? Bugünden itibaren sağda oluşum şarkısı koro halinde söylenmeye başladı ve ses desibeli gittikçe yükseliyor.

Neden diyeceksiniz cevaplayayım küskün veya sessiz eski AK Partililer bile sahneye çıkıp ahkâm kesmeye başladı. Bazı güç odakları yeni bir merkez sağ planı yapıyor ise AK Parti’de kırılma aşamasına gelmişken güçlü bir MHP olursa yeni bir oluşuma gerek kalır mı? Yeni bir merkez sağ düşünen siyaset mühendisleri en başarılı merkez sağı kırılıp dökülmeler olduğunda kuracaklardır.

Yeni bir merkez sağın oluşumu için AK Parti’nin fikir ayrılığına düşmesi yetersiz kalır. Rüzgârı arkasına aldığını zannettiğimiz Meral Akşener’in Gündoğdu mitinginde ak gün-kara gün belli olacaktır. Eğer ki bugün çok aşırı bir kalabalık olursa Gündoğdu Meydanı’nda yeni bir merkez sağ için henüz erken demektir.

Domates üreticisini bu sene ne bekliyor

Torbalı yıllar önce pamuğun mabediydi.İlçeninen büyük geçim kaynağı tarımdı.Çiftçi tütün zamanı çardağa taşınır sadece Perşembe günü evine dönerdi. Evin erkeği Perşembe pazarına çıkar, kadını ise çamaşır yıkayıp haftalık erzak hazırlardı.

Şimdilerde pamuktan haberdar olan yok. Çiftçinin birçoğu bilmez bu sene pamuk kaçtan alınır, kaça gider, borsada son durumu nedir…

Son yıllarda, “Torbalı domates üssü oldu” diye yazılıp çiziliyor. Kurutmalık domates dünyanın birçok yerine ihracat ediliyor. Tabi tüm bunlar olurken üretici de parasını kazanıyor, borçlanmıyordu. Ancak geçtiğimiz sene sözleşmeli domates eken çiftçilerin burnundan fitil fitil getirdi domates karteli.

250 kuruşa sözleşme yapan çiftçi para kazanacağım umuduyla gece gündüz tarlasından çıkmadı. Neticede domates üreticisi burnundan soludu. 250 kuruştan 100 kuruşa düşünce tarlasından hiç domates toplanmayan üreticiler vardı. Kısacası verdiği emek, ektiği fidan, suladığı su hepsi yabana gitti. Külliyen zarar dedikleri bu olsa gerek.

Tüm bu olaylar yaşanırken sürekli yazıyordum Ziraat Odası Başkanı Yılmaz Girgin’e bu köşeden şöyle seslenmiştim. “Ziraat Odası çiftçisinin imzayı atarken yanında olmalı. Gerekirse sözleşme Ziraat Odası’nda hazırlanmalı. Çiftçinin yanında birilerinin olduğunu tüccar ve fabrika bilmeli, aksi halde seneye bu filmin tekrarını izleriz.” Gün geldi çattı domates ekildi hasat zamanı da gelecek.Aynı filmi izlersek Yılmaz Girgin’i çok okursunuz.

Saf çok olunca dolandırıcı haliyle oluyor

Telefon artık bir sektör haline geldi, birçok kişinin ekmek kapısı. Ülkemizde bir sektör olurda o sektörün hilesini hurdasını yapanlar olmaz mı? Akıllı telefon alıyorum umuduyla sipariş verenlere kimi zaman çorap geldi, kimi zaman turfanda salatalık. Siparişi veren saf olunca salatalık göndereni yadırgayacak değilim, hiç kusura bakmayın.

Yıllardan beridir Emniyet Genel Müdürlüğü cep telefonlarına “Kendisini savcı polis diye tanıtanlara itibar etmeyin” diye mesaj atar. O kadar çok geldi ki bu mesaj ezberledik artık. Ancak hala dolandırılan insanlar var. Kendi tankımızı, topumuzu, insansız hava aracını yapar hale geldik ama bu soruna neden bir çözüm bulamıyoruz. Dün gazetemizin manşetindeki haberi okumuşsunuzdur ki bana göre tam bir fiyasko. Suçüstü yakalanan 16 yaşındaki zanlının serbest kalması için bir şey yazacak olursam “Fiyaskoda Nirvana” olur.

Olayı okumayanlar için özetleyeyim Şanlıurfa’dan telefonla aranan bir hanımefendiye ‘Hesabında 83 bin TL var. Bunun 80 bin TL’sini çek, seni arayıp yanına gelen kişiye ver’ deniliyor. 80 bini aldıktan sonra ‘Vakıfbank’a git 25 bin TL kredi çek’ derler. Parayı verdikten sonra Polise gider ben dolandırılmış olabilir miyim der. Dolandırılan şahıs beni aramış olsaydı buzdolabına git soğuk su şişesini kafana dik derdim çünkü bir bardak soğuk su kesmez bu durumda.

Dolandırılan kişiler sanırım hipnoz ediliyor. TV’lerde en çok izdivaç programları izleniyor ise dolandırıcılığın bu kadar çok olması gayet normal. İzdivaç programlarına kamu spotu adı altında sigaranın zararları yerine dolandırıcıları ifşa eden reklamlar yayınlanmalı.