FATIH Sultan Mehmed tarafindan 14751478 yillarinda yaptirilan Topkapi Sarayi’nin yalnizca mutfak bölümünün 5250 metrekarelik bir alani kapsadigini biliyor muydunuz? 8 bölümden olusan mutfakta her bölümün ayri ocagi, ayri firini ve farkli uzmanlik alanlari olan asçi ve yamaklari bulunur, 16. yüzyilda Saray mutfaginda, hamurcular, simitçiler, pilavcilar, kebapçilar, kushaneciler, sebzeciler ve tatlicilardan olusan 60 kisilik asçilar grubu ve 200 yamak çalisirmis. Iste bu dev ekibin hummali çalismasi neticesinde Osmanli Saray Mutfagi, Osmanlicasiyla ‘Matbahi Âmire’, Dünya’nin bildigi ismiyle ‘Ottoman Cuisine’ çikmis ortaya. Yüzyillarca süregelen bu gelenegin neticesinde Dünya Mutfaklari arasinda yerini almis Osmanli Mutfagi. Osmanli Mutfagi’ndan bahsetmisken, Rumeli ve Balkan göçmeni dostlarimiz daha iyi bilirler eminim, Makedonyali Türklerin Saray’a armagan ettigi en önemli tatlardan biri de ‘tulumba tatlisi’dir. Simdi sizler durduk yere neden tatlilardan bahsettigimi sorabilirsiniz tabi ki. Geçtigimiz günlerde bir büyügüm ile birlikte sehir merkezinden evimize dogru yürüyorduk. Hükümet Caddesi’nde ‘Osmanli Tulumbacisi’ isminde bir tatlici açildigini fark ettik. Hem ‘hayirli olsun’ demek, hem de ilk defa duydugumuz ‘fistikli, çikolatali, karamelli, frambuazli vs…’ tulumba tatlilarinin tadina bakmak için girdik dükkândan içeri. Gerek dükkânin nizam ve intizami, gerekse isletmecilerinin güler yüzlü olusu oldukça memnun etti bizi. Tatlilarin ise lezzeti hakikaten dünya çapinda olmasinin aksine fiyatlari ise bir o kadar uygun. Yüzlerce yildir süregelen lezzetlerden bir kesit tatmak istiyorsaniz ‘Osmanli Tulumbacisi’na bir ugrayin’ derim ben. Pisman olmayacaksiniz eminim…

SOKAK KÖPEKLERINI NASIL TERBIYE EDECEGIZ?

HAFTALARDIR yazip yazmamak arasinda kaldigim bir mesele de ilçemizdeki sokak köpekleri sorunu. Yazmamda tereddüt etmemin sebebi ise degerli büyügüm Hüseyin Günaydin’in yillardir, belki de onlarca defa deginmis olmasidir bu soruna. Geçen zaman içerisinde Torbali Belediyesi’nin sokak hayvanlari için bir barinak açtigi, ancak bu barinagin henüz tamamen bitmedigi ve tam randimanla çalismadigi bilgisini edindim. Ancak cüzî de olsa bu barinaga götürülen hayvanlar sanirim benim yasadigim mahalleden alinmiyor. Çünkü her yil oldugu gibi bu yil da sicak yaz gecelerini köpeklerin havlama sesleri odalarimizda çinlar bir durumda geçirdik. Her gece abartisiz 1015 sokak köpegi evimizin karsisinda bulunan parkta ve Saglik Meslek Lisesi’nin bahçesinde toplanip sabaha kadar havliyorlar. Bu köpekler insanlara saldirirlar vs. demiyorum. Torbali halki da alisti artik yüzlerce sokak köpegiyle birlikte yasamaya. Hatta gece 12’den sonra sokaklardaki insan sayisinin belki de 34 misline ulasiyor köpek sayisi. Izmir Büyüksehir Belediyesi’nin en azindan seçimlere 1 yil kala bu meseleye el atmasini, sokak hayvanlarini kendi barinaklarina tasiyip Torbali Belediyesi’ne bu meselede yardimci olmasini talep edebiliriz diye düsünüyorum.

PAZARYERININ ‘KOKU’ MESELESI

BU kadar yemek ve tatli sohbetinin ardindan affiniza siginarak çarsi esnafimizin bir sikayetine deginmek istiyorum. Esnafin öncelikli sikâyeti Persembe Pazari kurulduktan sonra Kapali Pazaryeri’nin gerektigi biçimde temizlenmedigi ve pazaryerinde kalan sebze, meyve ve et ürünleri kalintilarinin çürüyerek katlanilmaz bir biçimde koku yaptigi yönünde. Eskiden her pazar kurulduktan sonra Pazaryeri’nin özenle yikandigini belirten esnaf son dönemde gereken özenin gösterilmediginden sikâyet ediyor. Benden söylemesi!

SIGARA YASAGI

BILDIGINIZ gibi 19 Temmuz 2009’dan itibaren Türkiye’de pek çok modern dünya ülkesi gibi ‘Dumansiz Hava Sahasi’ uygulamasina geçti ve ülkemizde kapali alanlarda sigara içmek yasaklandi. Bu yasa çerçevesinde oldukça yüksek para cezalari konuldu, denetimler oldukça siklastirildi. Bu yasadan sonra tüm Türkiye’de oldugu gibi ilçemizdeki kahvehaneler, kafeler de bütçelerine göre oldukça büyük paralar harcayarak dükkânlarinin duvarlarini yiktilar, kanuna uygun sigara içilebilen alanlar yaptilar. Isin ilginç yani ise denetimler çekincesiyle esnaf bu kadar tedirgin iken denetim korkusu yasamayan pek çok kurumda bu yasaga pek de uyulmadigini görmek zor degil. Kendilerinden ricam bu yasaga karsi biraz daha hassas olsunlar. Sonuçta bu yasa yalnizca kahvehaneler, kafeler için çikmadi degil mi? Saygilarimla…