BIZ gazeteciler olarak Torbali’daki yöneticiler ile iki ileri bir geri idare-i maslahat anlasmaya çali-siriz. Bazen onlar bize kizar, bazen biz onlara… Ama kin gütmeyiz birbirimize, herkesi kendi sartlari içinde degerlendiririz. Onlar bizsiz yapmaz, biz de onlarsiz.. Anlayacaginiz iste öyle geçinip gideriz.
Ama gelin görün ki Esnaf Kefalet Baskani Latif Pazarci var ki biz gazeteciler için tam bir problem.
Yaklasik 10 yildir bizim gazete ile problemi var. Bir türlü çözülmüyor mübarek, sanki kan davasi var aramizda. Biz sorunun bizden kaynakladigini zannediyorduk ki Latif Bey bizim hakli oldugumuzu Pazar günü ispatladi.
Pazar günü yapilan Esnaf Kefalet Genel Kurul salonundan meslektasimiz Mustafa Kaya çikarilmis.
Latifçigim hadi bizim ile sorunun var Mustafam’dan ne istedin?
Onu bosver Ege Gazetesi’nden ne istedin? Cemil’den ne istedin?
Cemiyet Baskani Ömer’den ne istedin. Onlari niye mahkemeye verdin? Kubilay’dan neden tazminat istiyorsun?
Hep sen mi haklisin.
Allah’ini seversen kafana göre gazeteci kim. Söyle bana ben de bileyim.

Saçina-biyigina göre boya, kafana göre tras bulabilirsin ama kafana göre gazeteciyi nasil bulacaksin sevgili Latifçigim.
Vallahi seni seviyorum, billahi seviyorum.
Sen de kendine bir çeki düzen ver.
Bak söyle bir düsün. Senin isin gücün yok. Bizim isimiz çok. Senin geçim kaynagin odadaki ma-asin. 15 yildir kendin ve yöneticilerine maas veri-yorsun.

Makam araban altinda, benzinin esnafin cebinden çikiyor. Makam arabana gündüz kendin, aksam çocuklarin biniyor.
Çocuklarini Esnaf Kefalette istihdam etmissin.
Eee. Latifçigim Allah’dan daha ne istiyorsun?
Bu imkânlar seni simarttigi için mi bizim gibi gariban gazetecilere saldiriyorsun. Bak sen milyarlarca maas alirken senin salondan kov-maya tevessül etmeye çalistigin o gazeteci senin bir aylik maasi 1 yilda ya kazaniyordur ya kazanmiyor.
Lütfen bize karisma Latifçigim.

ÖZUR DILE

AYRICA bak bizi sahipsiz zannetme. Torbali’da cemiyetimiz var. Böyle devam edersen Cemiyetimiz öncülügünde Esnaf Kefalet’in Izmir merkezi basta olmak üzere genel merkeze kadar seninle demokratik mücadelemizi veririz.
O olmadi, Atatürk Meydaninda seni protesto ederiz.
O olmadi basta ben olmak üzere cemiyetin öncülügünde meydanda açlik grevine baslariz. Tekel isçileri gibi çadir kurariz. Sirayla her gün birimiz oruç tutar.
Nöbet çizelgesi bile hazir. 1. gün: Ömer Günaydin. 2. gün: Muhsin Yener. 3. gün: Irfan Uysal. 4. gün: Kubilay Kaplan. 5. gün: Mehmet Sinkil. Liste böyle uzayip gidiyor.
Seni o koltukta rahat birakmayiz. Mustafa’dan medeni bir sekilde ya özür dile ya da Cemiyet Baskani olan Ömer öncülügünde bir araya gelip eylem karari aliriz. Biz normalde pek bir araya gelmeyiz. Ama sen harekete geçmezsen bu is için yarindan tezi yok hemen birlesiriz. Bak Hamit Karasu örnegi gözünün önünde.

Ulusal basini ayaga kaldiririz. CNN, BBC, Reuters, RTL, ZDF, ARD, El Cezire Televiz-yonlarini Torbali’ya getirmezsek namerdiz.
Hürriyet, Sabah, Yeni Asir, Milliyet, Habertürk gazeteleri hergün Torbali’dan haber yazarlar.
Bak ben bu kösede Mustafa’yi elestirdim. Ama bu meselde Mustafa’m için dünyayi ayaga kal-dirmazsam serefsizim. Tabi ben de üye olmaz-sam da Cemiyetimizin kararina göre hareket ederim.
Özür dile Latif, bize bulasma..
Senin nasil bir siyaset izledigini hepimiz gördük.
Banka protokollerinden dolayi Sezai Tamer’e karsi Halil Gücü’yü çikardin ardindan Ismail Baskanin restini görünce önce Civa’ya salladin ardindan Halil’i yolda biraktin.
Bak her seyi istedigin gibi yapiyorsun. Ama bi-zimle ugrasma, bizi de ugrastirma. Musta-fa’dan özür dile bizde bu dertten kurtulalim.
Latif sen beni tanirsin ben de seni… Geregini yap hem va-tandasin gö-zünde büyü hem de gazetecilerin kalbini kazan.