TORBALISPOR’DA bir satış tartışmasıdır gidiyor, ben olaya farklı bir pencereden bakmak istiyorum. 3. Lig’de bir dönem Kulüp Başkanlığı yapan Hamit Karasu sezonun bitmesiyle Kulüp Başkanlığına veda ederken 1,5 milyon alacağı olduğuna dair Torbalıspor’un taşınmazlarına (yani şu anda Hasan Akbıyık tarafından satın alınan yere) haciz koydu.

Hamit Karasu hiç cebinden para harcamadan mı kulüp başkanlığı yaptı? Eğer öyleyse bende yaparım bu başkanlığı. Ne de olsa ben, Hamit Karasu’nun kulüp başkanı olması için kongreye gelmediği halde gıyabında seçilmesi için 15 dakikada yönetim kurulu listesini hazırlayan 4 kişiden biriyim. Bu 1,5 milyon borç mu, alacak mı her neyse nereden geliyor bir izahı olan var mı? Torbalıspor’da bu güne kadar yöneticilik yapan, verdiğini geri isteyen bir ikinci adam gösterin bana. Bırakın Torbalı’da böyle birinin PTT 1.Lig, Süper Lig’de emsali yok. Avrupa’ya açılalım Bundesliga, Premier lig, İtalya Seri A ve İspanya’dan bana benzer bir emsal gösterebilir misiniz? Gösteremezsiniz tabi, böyle bir dünya yok.

Mevcut başkan yöneticilerle birlikte bir senede 200 bin TL vergi borcu ödedi, Özgür Çağlar bugün verdiklerini yarın isteyecek mi? Torbalıspor dipsiz bir kuyudur. Karşılıksız verilen paraların asla geri dönüşü yoktur.

Şimdi Hamit Karasu’ya bir öneride bulunmak istiyorum. Bir kızgınlıktı, üzerine çok gidildi o süre içerisinde. Kol kırıldı yen içinde kalsın. Prensipleri olan adam, helal olsun ‘alacağım’ dedi ve aldı. Benim önerim ise şu, şimdi o para ile uzun zamandır alamadığımız siyahî futbolcuyu alalım. Türk vatandaşı yapalım ve adını “Hamido” koyalım?

ÇİFTÇİNİN DURUMU BELİRSİZ

DÜN domates üreticisinin yaşadığı sıkıntılara değindik, geçmişte yaşamış olduğu hayattan eser kalmadığını belirtirken 3 ay çalışıp 12 ay rahat bir hayat sürdüklerini de belirttik. Birçok tebrik telefonu aldım, tebrik kadar bilgi darağacımızı genişleten bilgilere de sahip olduk. Sabahın ilk saatlerinde Ali Kaplan aradı; “Âdemim pamuk ekerken çilesi 3 ay olabilir ama “tütün 14 ay emek gücü isteyen bir işti. Tarlalara taşınırdı çiftçi, haftada bir gelir pazara çıkar, çamaşırını yıkar tekrar geri dönerdi” dedi. Turgut Bozbay isimli bir vatandaş işe,“sen ömrün boyunca çiftçinin rahat ettiğini hiç gördün mü, işkembeden sallama” yazılı mesajıcep telefonuma yolladı. Geçmişte teknoloji bu kadar yoğun değilken, beden gücü ile tarlaların işlendiğini duydum ama öküzler ile çiftçilik yapıldığını görmedim. Dün domates fiyatlarının 250 Kuruş’tan 145 Kuruş’a düştüğünü yazarken büyük firmaların çiftçiye eziyetinden bahsettik. Torbalı Mahallesi’nde konuştuğum Umut Kaplan, Ozan Yıldız ve Serkan Karaca,“Bu sene iklimin değişik olması nedeniyle İzmir Balıkesir ve Bursa ile aynı dönemde ürünü yetiştirdi. Haliyle fabrikaların üretim kapasitesi belli, silsile yoluyla sıkıntı çiftçiye kadar dayandı”dediler. Bu sene iklim değişikliği sadece domatesi değil inciri de fena etkiledi. İlyas Yeşiltaş’ın “incirler olana kadar kalsaydın bari” şarkısı başta Bardacık inciri olmak üzere tüm meyvelere şanssızlık getirdi. İncirlerin olmasını bekleyen aşıklara duyurulur.

ADNAN BAŞKAN’A MESAJLAR VAR

• Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez geçtiğimiz günlerde Ayrancılar, Karakuyu, Dağkızılca, Çapak, Muratbey Subaşı ve Torbalı Mahallesi olmak üzere toplamda 50 dönüm araziyi okul yapımı için Milli Eğitim’e bağışladı. Bu bağış, kamuoyunda gündem oldu. Emekli eğitimciler adına beni arayan Musa Hakverdi isimli kişi,“Adnan Başkana çok teşekkür ederim” diyerek sözlerine başladı ve şu şekilde devam etti: “Eğitim ülkenin en değerli temel taşıdır, eğitim sadece bilgi sahibi olmamızı sağlamıyor. Ben 27 yıl eğitimcilik yaptım, ancak Adnan Başkan bu hareketi ile eğitime benden çok emek vermiştir.Kendisini tebrik ediyorum”
• Tepeköy Mahallesi 4516 Sokak’ta ikamet eden ve AK Parti’ye ilk defa yerel seçimlerde Adnan Yaşar Görmez için oy veren Aydın Erkenli ise sitemini şu şekilde ifade etti:“Belediyenin internet sitesine şikâyetimi iletiyorum geri dönülmüyor. Sultan Düğün Salonunun üzeri açılmış, ses olduğu gibi evde. İşten geç saatte geliyoruz uyumak mümkün değil. Salon kapatılsın demiyorum ses desibeline ayar verilsin.Üzeri kapatılsın, gerekirse içeriye salon kliması koysunlar. Çocuklarımızı sokağa salamıyoruz.Kasistyok, araçlar hızlı geçiyor, çöpümüz ne hikmetse düzenli alınmıyor. Kanalizasyon ise en büyük sorun. Devlete hiçbir borcum yok, emlak vergimi düzenli ödüyorum ancak hakkım olan hizmeti almak için verdiğim çaba neticesiz kalıyor”