Geçtiğimiz gün işim gereği İzmir’in ticaret merkezi paranın merkezi Gıda Çarşısı’na gittim. Gıda Çarşısı’nda bir mekânda kalabalık bir şekilde iş adamları ile oturdum. Aslında beni davet eden iş adamı sevgili abim, Torbalı ile ilgili sorular sordu, bende dilim döndüğünce cevap verdim. Büyük bir oluşum olduğu belliydi bu oluşumun ise bir araya gelmesinin en büyük sebebi İzmir-İstanbul yolunun 3,5 saate inmesi. Tanıştığım kişilerin bazılar CEO bazıları iş adamı bazıları ise emlak piyasasının simsarlarıymış. Önümüzdeki ay ise Torbalı’ya bir ofis açacaklarını onaylamışlar. Ben çok fazla kalmadım, aslında kalamadım, bana sorulan sorulara cevap verdiğimde teşekkür edip müsaade istedim. Sevgili Torbalı halkı Kemalpaşa’ya bizden daha çok önem verilecek, hobi bahçeleri iş merkezleri ve fabrikalar artık Tekirdağ Çorlu değil bizim bölgemize akacak. Şöyle bir düşünün İstanbul’daki fabrikatör sabah evinden çıkıp iş yerine gitmek için 2-3 saat trafikte kaldığı oluyor mu? Fabrikatör bu bölgede kalsa dağa ev, villa yapsa havası İstanbul’a nazaran daha temiz değil mi? İstanbul’da dağ taş yerleşim alanı olmadı mı? İstanbul’un trafiğinden bunalan kişi her gün aynı çileyi çekmek zorunda kalmayacak. Zaten hafta sonunu Çeşme’de geçiren binlerce İstanbullu var. İstanbullu yatırımcının Torbalı’ya gelmesi çok büyük bir istihdam, hem ticarette büyümenin ve riskin ne olduğunu öğrenmiş olacağız. Elimizdeki toprakların ne kadar kıymetli olduğunu daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Yerini, değerinde satmak isteyen kişilerin acilen kendilerine iyi bir emlakçı bulmalarını öneriyorum.

ÇAYBAŞISPOR İÇİN HERKES SEFERBER OLDU

Çaybaşıspor hakkında ligin başlamasına birkaç gün kala takım ligden çekilecek diye yazmıştım. Bu yazımıza istinaden Belediye Başkanı düğmeye bastı ve lige katılması için ne gerekliyse destek oldu. Bir hafta bile antrenman yapmadan maça çıktılar ve 3 puanı haznelerine yazdırmayı başardılar. Geçtiğimiz hafta ise takım karanlıkta antrenman yapıyor, futbolcuların tamamı farklı işlerde çalıştıkları halde ilçemize büyük bir sevinç yaşatıyorlar diye yazmıştım. Yazının devamında antrenmanları karanlıkta iki sokak lambasının altında yapıyorlar ve hiçbir sporsever bu kişilere bir tepsi baklava alıp gitmiyor demiştim. Çok şükür Torbalı Belediyesi ve Torbalı Ticaret Odası takımı motivasyon amacı ile sırasıyla yemeğe alıyor. Hele birde antrenman yaptıkları alan ışıklandırılırsa Çaybaşı bu gazla bir üst tura bile çıkar diye düşünüyorum. Torbalı’daki yönetici ve siyasetçilerin böyle duyarlı olması haliyle hizmetin kendiliğinden gelmesi demektir. Neredeyse 30 yıldır tesissi bulunmayan Torbalıspor bu gün, yarın tesisine kavuşuyor. Çaybaşıspor kulübüne de bir oda düşerse bu tesisten tadından yenmez. Tesis bitti, altyapı bundan sonra oluşur. Şimdi yeni bir stadyum için girişimlerde bulunmamız gerek. İzmir’deki siyasi çekişmeden dolayı bir türlü stat yapılamıyor, biz İzmir’e örnek olalım ve bu işi başaralım. TORKOS Başkanı Özgür Çağlar’ın Pancar’da çok güzel bir projesi var. Eğer ki yeni stat oraya yapılırsa yanı başında İZBAN olacak. İlçenin yararına güzel işlere imza atılsın, hizmetin önüne taş konulmadan, bu zihniyet bozulmadan stat temelini atsak çok iyi olacak.

ŞU CEYHUN KÖSE NE ALEM ADAM

Pazar günü eğer ki balık avında değilsem sıkıntılı olduğum gündür. Bu sıkıntıyı gidermek adına çocuğu parka götürsem de akvaryuma gitsek de bir an önce sıkılıyor ve eve geri dönmek istiyorum. Her neyse bu Pazar parktaydım ve telefonum çaldı. Arayan kişi kadim dostum Ceyhun Köse; “Yeni Zabıta Müdürü kim oldu biliyor musun” dedi. Vekaleten Salih dediğimde, “Sözde gazeteci olacaksın Şehmuz Sarıçiçek oldu” dediğinde gülmekten gözümden yaşlar geldi. Nereden bulur bu tür şeyleri. Her neyse, neredesin dediğim de “TORKOS Cafe’de oturuyoruz, gel çay söyleyeyim” dedi. Pazar günü nasıl vakit geçecek atladım motora gittim. Şehmuz Sarıçiçek oradaydı ve muhabbet makara, röportaj yapıyormuş gibi fotoğraf çekti bizi Ceyhun. Fotoğraf anında sosyal medya ile buluştu, Torbalı Pazar günü bu fotoğrafı konuştu ancak yorum ve beğeni yapan kişi sayısı oldukça azdı. Torbalı’da siyasetle ilgilenen kişilerin birçoğu bu tür paylaşımları çok sever ancak beğenmek ve yorum yapmaktan kaçınır. Kısacası herkes bu Facebook’u içtenlikle kullanmaz ve içinden geldiği gibi yorum yazmaktan kaçınır. Sebebi ise kimseyle kötü olmak istemez, peki bu Facebook ilmi siyaset ve kişilerin kendi reklam kampanyasını oluşturmak için mi kuruldu? Bırakalım böyle şeyleri içinizden geldiği gibi net olun, yazılan şeylere çok takılmayın her takıldığınızda büyümüyor küçülüyorsunuz bilginiz olsun. Biraz rahat olun takıntılı yaşamaktan vazgeçtiğinizde daha çok mutlu olacaksınız inanın.