Büyük Torbalı

KANLI CUMARTESİ

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
KANLI CUMARTESİ
Mustafa YETKIL( mustafayetkil@buyuktorbali.com )
521 Görüntüleme
22 Ekim 2015 - 8:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

10 Ekim günü Ankara’da gerçekleştirilen “Emek, Demokrasi ve Barış” mitingi toplumsal tarihimize “Kanlı Cumartesi” olarak geçecek… Türkiye tarihinin en kanlı terör eylemiydi yaşanan…

Ülkemizde yaşanan kitlesel terör eylemlerini bilirim 1977 bir mayısında öğrenciydim… 78 Maraş da Öğretmen… 93 Sivas Madımak Oteli, 95’te Gazi, 2013’te Reyhanlı, 2015 de Diyarbakır, sonra Suruç da parçalanan 30’u aşkın gencimiz… Kimi doktor, kimi mühendis kimi öğretmen, öğrenci… Hepsinin idealleri, hayalleri, yaşanacak aşkları vardı… Oysa yaşam tek ve tekrarı yok… En son Ankara Garı önü… Yüzü aşkın gencecik insan… Barış türkülerinde halaya durmuşlardı… Karanlık Emelli cellatlar yaşamdan kopardılar barış isteyen genç kızlarımızı, delikanlılarımızı, babaları çocuklarıyla, anaları kızlarıyla… lanet olsun bize bunları yaşatanlara, terörün her türüne lanet olsun!..

TV dahi izlemiyorum… Gözlerim yaşarıyor, yüreğim kanıyor… Askerimize, polisimize, insanımıza, gençlerimize… Acımız bir türlü bitmiyor… Barışa olan umudumuz da bitmiyor, bitmeyecek bitiremeyecekler… Yazar Doğan Tılıç’ın dediği gibi: “biz ölmeye devam edeceğiz! Yeni bir şey değil bu. Yıllardır ölüm hep bizden yana düşüyor nedense. “Biz”den yana… O Meydanda o tarihi garın önünde ölenler idik, öğretmenler, öğrenciler, işçiler, mühendisler, doktorlar, kadınlar, çocuklar, CHP’liler HDP’liler, solun her renginden insanlar… Biz İşte!

Biz, birlikte ölmeyi becerdiğimiz kadar kolayca, birlikte iş yapmayı, birlikte yaşamayı, birlikte yaşamayı beceremediğimiz biz!”

***

Ankara’daki tüm eylemlere katılırdım, gripten gidemedim bu kez. Orada olduklarını bildiğim bazı dostlarımı aradım. Yutkunarak konuşuyorlardı telefonun öbür ucunda… Kurtulduklarına sevinemeyerek…

Kadir; hala kendimde değilim 15 metre uzağımda oldu patlamalar hepimiz şaşırdık? Üzerimize sıçradı ceset parçacıkları ayağından yaralı bir arkadaşım; “Benden daha kötüleri var onları alın” diyerek binmek istemedi ambulansa… Kulaklarımız sağırdı ama yürek gözüyle duyuyorduk… Korkmadı kimse, dağılmadı, kenetlendi, sahiplendi ölenlerini ve yaralı dostlarını… Gencecik çocuklar keşke ben öleydim, dedi Kadir: “O gençlerin yerine” ağlamaklıydı sesi bense ağlıyordum…

O gece uyuyamadım… Her an ölü sayısı artıyordu…

***

Pazar Sabahı ya da öğleye doğru Hüsnü Koyuncu’yu gördüm Belediye Meydanına doğru yürürken… Bağırdım, duymadı. Koştum arkasından eski HDP ilçe başkanı arkadaşımın. “Nasılsın?” dedim “Abi, dedi. Kulaklarım hala duymuyor. Sen sormadan anlatayım. Ankara’da olanlar söyleyenlerden daha kötü, daha korkunç… Ölen arkadaşlarımızın sayısı yüzü geçkin, beş yüze yakın yaralı var. Çoğumun psikolojik tedavi görmesi gerekiyor… dedi. Anlayabiliyordum. Geçmiş olsun dileklerimi ilettim kendisine…

***

Öğleye doğruydu Pazar günü… Davutlar’dan bir grup öğretmeni Ankara’ya götüren bir şoför ağabeyimizle konuştum. “Grubu indirdim, boş arabayla dönüyordum patlama oldu… Otobüs havaya kalktı indi… Dönüş yolunda kimsenin ağzını bıçak açmıyordu hepimiz üzgündük” dedi. Perşembe günü de birlikte otururken Eski Saray Sineması’nda yapılan CHP toplantısına gidemedim. Psikolojik olarak korkuyorum kalabalıklardan, dedi…

***

12 Ekim günü İzmir’de STK ların düzenlediği; “Terör saldırılarını lanetleyen protesto mitingine katıldım… Basmaneden başlayıp Gündoğdu Meydanı’nda biten… Katılımcılar siyah giyinmişti… Bu meydanda onlarca mitinge katıldım… İlk kez bir meydanın ağladığına şahit oluyordum. Siyaha kesmiş, simsiyah meydandan gözyaşlarını denize döktü… Ölenlerin anısına denize bırakıldı kırmızı karanfiller…

Oradan Ankara’da yitirdiğimiz Berna Koç’un cenaze törenine katılmak için Konak Halkevi Şubesine gittim… Yaşlıydı gözler… Gencecik kızımıza ağlıyordu… Bir eski dostla karşılaştım. “Cenazeyi göstererek; iki dakika önce beraberdik… Yanlarından ayrıldım, yitirdik onları. Kulaklarım uğulduyor hala duyma yeteneğimi kaybettim.

***

Ülkemizin her yerinden Ankara’ya barış için gelen, barış isteyen onlarca yurttaşlarımızı kaybettik… Katillere inat, Türkü Kürdü sarıldı. Alevi Sunniyi kucakladı… Katillere inat o halde bile ayrılmadılar… Özgürlüğe, demokrasiye eşitliğe inanıyorlardı. Onlar barış istiyorlardı. Demokrasi ve barış şehidi oldular… En çok böyle günlerde sağduyunun sesine ihtiyaç vardır. Aklıselim olmalıyız, birlikte olmalıyız vicdanları yatıştıran, öfkeleri törpüleyen kucaklayıcı bir olgunluk göstermeliyiz. Bu bölünmüşlüğe karşı barışı savunmalıyız. Hepimiz üzgünüz, hepimiz acılıyız, yüreğimiz kanıyor ama el ele olma günü bugün!..

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web