GENEL seçimlere on gün kaldı… Partilerde proje üretme yarışı sürüyor, sokaklar ısınıyor. Bazı projeler insanlarımızın düş sınırlarını zorluyor, düşsel yolculuklara çıkarıyor bizleri.

A.Einstein’in; “Düşlemek bilmekten daha önemlidir” sözünü bu anlamda doğru bulurum. Hem, Juluvern’in; “Aya Seyahat, 80 günde devriâlem, deniz altında 20 Fersah.” Vb. adındaki düşsel romanları değil midir günümüz gerçeğini yaratan, bilim insanlarının yaratıcılığını kamçılayan? Düşlemek; umudu çoğaltmaktır. Bu siyasetende böyledir. İnsanların mutlu olacağı, yarın endişesinden uzak düzenli yarınlara düşlemekle varılır, umut etmekle ulaşılır… CHP toplumda umudu arttırıyor… CHP bu seçimlerde ürettiği projelerle, eskiye göre proje üretemeyen AKP’nin durumunu biraz daha zora sokuyor, AKP oy kaybediyor.

CHP’nin projelerini her şeyden önce “Birinci sınıf demokrasi” “Rekabet edebilen, üreten Türkiye”, “Güçlü soysal devlet” ve “Liyakata dayalı tutarlı devlet yapısı” gibi dört ayaklı bir kalkınma stratejisi içine yerleştirmiş olması onu AKP’den ve diğerlerinden ayırıyor. Projelerine oysal demokrat bir nitelik kazandırıyor. CHP’nin projelerinin, AKP’nin çevreyi katledecek “Karadeniz’den kanal açma” gibi çılgın projeleriyle karşılaştırıldığında epeyce artısı olduğunu görüyoruz.

***

Nedir bu “Merkez Türkiye” projesi? Bu proje 20 yılda; 40 milyar dolarını kamunun 160 milyar dolarını özel sektörün karşılayacağı 200 milyar dolarlık bir yatırımla Anadolu’da bir mega kent kurulmasını hedefliyor… Bu kentte iki milyon iki yüz bin kişiye iş imkânı sağlamak amaçlanıyor.

Yeni mega kent özel bir yasayla kurulacak, sivil toplum kuruluşları ile yönetilecek son sistem teknoloji ve paketleme merkezleriyle donatılmış bu kent aynı amanda sanat ve fuar merkezi de olacak.

Türkiye’nin kalbini bu mega kent oluşturacak. Kara, hava, deniz ve demir yolu ile küresel sisteme entegre olacak Türkiye dört saat uçuş mesafesindeki 58 ülkeye, bir buçuk milyar nüfusa ve 216 trilyon dolarlık bir pazara erişim imkanı sağlayacak… Bu mega kentten ürünler dünyaya ulaştırılacak. Dolayısıyla proje bölgemize barışı ve zenginleşmeyi getirecek… Liman kentleri hava alanları tüm ülke bu projenin kapsamında olacak… Ülke genelinde kişi başına düşen yıllık gelirin 30 bin 294 dolar olması hedefleniyor. Projenin ışığın yükseldiği yer. Olarak anılan “Anatolia” yani Anadolu’da gerçekleştirilmesi de önemli bir özellik. Diğer büyük kentlerin dokusu ve yapısı bozulmayacak. “merkez Türkiye”nin Anadolu vurgusu yanında; ekoloji olma, dönüştürülebilir enerji kullanma, yönetiminde sivil toplum örgütlerini etkin kılması güzel olan bir başka boyutu… CHP’nin tek başına iktidar olma olasılığını da göz önünde bulundurursak ayakları yere basan ve umut vaat eden bir proje bu.

***

CHP bu seçim döneminde hem seçim beyannamesi ile hem “Merkez Türkiye” projesiyle gündemi belirleyen parti oldu. Bu diğer partilerin tepkilerinden anlaşılıyor. “Biz yapacaktık” “Bizden almışlar” şeklindeki tepkiler projenin etkili ve gerçekçi görülmesinin nedeni… Sayın Başbakan Davutoğlu da şaşkınlığını gizleyemiyor. Kitabından “araklandığını” zaten projeyi gerçekleştirmek üzere olduklarını söyleyerek projeyi onaylıyor da… Projenin kendilerinden çalındığını iddia eden Başbakan’a Kılıçdaroğlu’nun yanıtı net: Bugüne kadar neden hayata geçirmediniz? Onaylıyorsanız sorun yok! Diyor.

Merkez Türkiye CHP’nin ortaya koyduğu iyi hesap edilmiş, dengeli kalkınmayı hedefleyen, gerçekçi, entegre bir projedir. Projeye hiçbir iktisatçı yanlıştır, demedi demiyor. Kılıçdaroğlu’nun “yüz yılın projesi olarak anlattıklarının lojistik bir projeden daha ötesi olduğu kesin… Kapitalizmin insafsızlığına teslim olmayan, kalkınmayı sadece inşaat yapmaktan ibaret saymayan, Türkiye’nin jeostratejik konumunu tanımlayan, modern, rekabetçi ve yüksek katma değerli üretimi hedefleyen çağdaş sosyal demokrasi modeli bir proje bu.

***

CHP gündemi belirlemeye devam ediyor. Emekli iki bayram ikramiyesi, asgari ücretin 1500 lira olması, Kredi kartı borçlarının yüzde 80inin silinmesi sözü, çiftçiye bir buçuk liraya mazot vb. vaatleri yanında “Merkez Türkiye” projesiyle taçlanan CHP’nin seçim stratejisi halka umut verirken CHP’yi de iktidara yakınlaştırıyor. Toplumumuzda CHP’ye bir yönelişi izliyoruz… Bu, rahmetli Özal’ın seçim kazanması, Ecevit’in yüzde yirmi iki ile hükümeti kurmasına 2002’de AKP’nin yüzde 34 oyla birinci parti olmasına benzer bir döneme benziyor. CHP yüzde 35 oyla iktidar olur mu* arkasına bir rüzgar aldı. Bunu iyi değerlendirir. Son on günde hata yapmasına neden olmasın?

Hoşça kalın, dostça kalın.