HAYIRLISIYLA seçimleri yaptık. Herkesin sonuçları saygıyla karşılaması gerektiğine inanıyorum. Gönül isterdi ki HDP’nin Diyarbakır mitinginde de bombalar patlamasın üç yurttaşımızı yitirmeden dört yüze yakın yaralı olmadan olaysız bir seçim süreci geçirelim… Ölen yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

İktidarı tek bir siyasi partiye vermedi halkımız. AKP’nin 13 yıllık tek parti iktidarı sona erdi… Artık koalisyon senaryoları tartışılıyor… Seçim sonrası ilginç durumlar ortaya çıktı. En büyük kaybı AKP’nin yaşadığının görüyoruz… oy oranı yüzde on civarında düştü… 12 Eylül düzeninin büyütüp iktidar yaptığı, sadaka kültürünü geliştirip kitlelerin kendilerini kimsesiz ve çaresiz hissetmesini sağlayan AKP kaldırmadığı barajın altında kalarak, sonun başlangıcını yaşamaya başlamıştır.

2011 seçimlerinde 42 milyon 941 bin geçerli oyun 21 milyon 399 binini alan AKP yüzde 49,83 oy oranına ulaşmıştı. 46 milyon 154 bin geçerli oyun kullanıldığı bu seçimlerde 18 milyon 860 bin oy alarak yüzde 40.8 e gerilemiştir. 2011 de 327 milletvekili çıkaran AKP, 69 vekil eksiğiyle 258’e gerilemiştir. AKP de yüzde on civarında bir oy vermesi yaşanırken yüzde 20 civarında bir milletvekili gerilemesi yaşanmıştır. İlginç değil mi? AKP birinci parti olsa bile tek başına hükümeti kuramıyor. Büyük kentlerde kan kaybederken 4 ilimizde de vekil çıkaramadı. Genel Başkan Yardımcısı Bülent Arınç: “Sadece üzgünüm!” diye yorumlarken durumu, Başbakan Davutoğlu balkon konuşmasında; “Muhalefet partileri kaybettikleri seçimden zafer çıkarmasınlar, biz seçimleri birinci parti olarak bitirdik bu bir zaferdir. Bu gece tekrar bismillah diyoruz” dedi. Oysa seçim konuşmaları süresince; “Tek başına iktidar olmazsak 8 Haziranda istifa ederim” diyordu… Sonun başlangıcı, düşmeye gör, diyenler çoğunlukta yaşanılan bu duruma…

***

Gelelim CHP’ye… Çok iyi hazırlanmış bir seçim süreci yaşadı CHP… En çok çalışan yine Kılıçdaroğlu’ydu. O’nun çalışmalarına örgütlerin ayak uydurduğu söylenemez… Program iyi anlatılamadı… Matematiksel olarak CHP’nin kazançlı çıkmadığını söyleyebiliriz. Büyük kentlerde CHP tabanından HDP’ye barajı aşması için önemsenecek ölçüde borç oy verildiğini herkes kabulleniyor, CHP dışındaki solunda… HDP’nin solun dayanışması ile yükselişi, CHP’nin batılı anlamda sosyal demokrat parti olabilmesi için sola yönelmesine sebep olabilir… Sağcı siyasetçilerle sola açılanamaz. Emek eksenli söylemlerle, gençlerin, üniversitelerin harekete katılmasıyla halkın içinden insanlarla, emekçilerle, sendikalarla yürünmelidir… Bugünden başlayıp CHP’yi de sola çekmek için çalışmak gerekiyor… Çalışmalara şimdiden yerellerden başlamak gerek. CHP 2011 seçimlerinde 11 milyon 155 bin oy alarak yüzde 25,94 oy oranına ulaştı. Bu seçimlerde 11 milyon 517 milyon oy alarak oyunu arttırdı. Ancak CHP’nin oyu oransal olarak 2011 seçimlerinin altına düştü ve yüzde 25 oranında kaldı. Fakat CHP birinci parti olduğu il sayısını arttırdı. 26 ilde de oy oranlarını arttırdı. Ege de birinci parti oldu, Güneydoğu’dan 4 vekil çıkardı. 20 kadın vekili meclise taşıdı… Ancak 2011 de 135 vekil çıkaran CHP 132 vekille meclis’e gidiyor. Ana muhalefet partisi olarak. Kılıçdaroğlu; “AKP’nin eridiğini CHP’nin yerini ve oyunu koruduğunu hükümeti kurma görevinin CHP’ye verilmesi gerektiğini söylüyor… Koalisyon senaryoları tartışılıyor…

***

MHP seçimin kazananlarından… 2011 de 5 milyon 585 bin oyla yüzde 13 oy oranına ulaşan MHP 53 milletvekili çıkarabilmişti. Bu seçimlerde 7 milyon 518 bin oy alarak oranı 16.3 e vekil sayısını da 80’e çıkardı. Anahtar parti konumunda… Orta Anadolu, Karadeniz ve büyük kentlerde oylarını önemli ölçüde arttıran Lider devlet Bahçeli rahat ama tepkili. “AKP’de sonun başlangıcı görülmüştür, AKP kaybetmiştir… AKP’ye oy dilenen Tayyip Erdoğan’da miyadını doldurmuştur.” Diyerek tepkisini dile getiriyor.

***

Bu seçimlerin asıl galibi HDP’dir. 2011 seçimlerine bağımsız adaylarla giren HDP yüzde 6.5 civarında oy almış oy sayısı 2 milyon 826 binde kalmıştı 35 milletvekili çıkarmıştı… Siyaset belli dönemlerde risk almayı gerektirir. HDP yönetimi bu seçimlerde bunu yaptı, risk aldı. Parti olarak seçime girdi. 6 milyon 55 bin oy alarak oy oranını 13,2’ye vekil sayısını da 80’e yükseltti…

HDP’nin barajı aşmaması AKP’nin işine yarayacaktı. Düşünsenize barajı 9,9 da kalsaydı en az 70 vekil AKP’nin olacaktı. HDP herkesimden yardım istedi. Kürt adaylar yanında devrimci, demokrat, sosyalist kimlikli Türk, Ermeni, Süryani, Yezidi, Zerdüst, eşcinsel velhasıl ülkede öcü olarak gösterilen her kesimden, kimlik ve gruptan insanın aday olması batı illerindeki aydın ve devrimci hatta sosyal demokrat ve demokratların gözünde HDP’yi sempatikleştirdi… Adaylar içinde Bülent Uluer, Memduh Uyan, Bülent Forta, Ali Alfatlı, Ertuğrul Kürkçü gibi devrimcilerin yanında Levent Tüzel gibi sosyalistlerin, Celal Doğan gibi CHP eski vekillerinin Mehmet emir Fırat gibi AKP kurucusu insanların aday olması da etkili olmuştur.

HDP doğu ve güneydoğu da AKP tabanından, batı illerinde sosyalist devrimci ve bir ölçüde de CHP tabanından oy almıştır. Büyük ölçüde AKP den almıştır. Barajın aşıldığı kesinleştiğinde Demirtaş şunları söyledi; “Bize emanet oy verip demokrasimizin önünü açan, destekleyen parti ve sivil toplum örgütlerine teşekkürü bir borç biliriz… Emanet oylara sahip çıkacağız” dedi.

HDP; 16 ilde birinci parti oldu ama 7 ilde oyu yok. Vekillerinin yarısı kadınlarımızdan oluşuyor. Demirtaş, “Türkiye Toplumunun bu kadar kenetleneceğine inanmıyorlardı. 80 ili dolaştılar. HDP barajı aşmasın, 80 vekil kendilerine kalsın diye. Başaramadılar” diyerek özetledi yapılanları Cumhurbaşkanını da suçlayarak… Sayın Selahattin Demirtaş’ın süreci çok iyi yönettiğini espri anlayışı yanında aklıselim davranışını Diyarbakır’da gözlerinden yaşlar akarken halkı sakinleştirmeye çalıştığını gördüm. Yeni bir lider doğuyor gibi…

***

Seçimler bitti Herkes işine bakacak başka bir Türkiye yok bu ülke hepimizin. Hepimiz aynı gemideyiz. Ne denirdi: Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz… Koalisyonlara da alışırız.

Hoşça kalın, dostça kalın.