EGE’NİN karşı yakasındaki komşumuz, kolay gelsin! Kutlarım sizleri. IMF, AB, Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Komisyonu kısacası uluslar arası sermaye çevrelerinin birlikte oluşturduğu baskılara “hayır!” dediniz… Ekonomistlerin deyimiyle; vergi artışlarını kabul etseniz, yılda yüzde 5 büyüme olsa, özeleştirmelere hız verseniz, en iyimser senaryoların gerçekleşmesi halinde bile 2030’a kadar hala borç batağında bir Yunanistan dayatmasına hayır dediniz… Bundan sonrasını da başarırsınız şimdiden kolay gelsin!

***

Alexis Çipras uluslar arası sermayenin yaptığı zulme “yeter!” dedi. Neoliberalizmin tembellikle, uzo içmekle, sirtaki oynamakla, siestaya yatmakla itham ettiği onurlu Yunan halkını sol bir hükümet döneminde diz çöktürmeye çalıştı… “Baba” romanı yazarı Mario Puzo’nun; “Finans bir silahtır, politika ise ne zaman tetiğe basacağını bilmek” sözüne uygun olarak çipras referandum silahına sarılıp halkının onurunu kurtardı… Bir devrimci gibi davrandı, cüret etti, cesaret etti.

Devrimcilik; tüm ülkede ezilenlerin özgürleşmesini istemek ve tüm üretim araçlarının halkın malı olarak görmeyi gerektiren bir devlet yönetim yapısı oluşturmayı gerektirir. Çipras Yunanistan da bunu yaptı. Kapitalist sistemin tüm yollarının yine bu sistemde çözümsüzlüğe çıktığını biliyordu. Cesaretle halkına danışmaya, referanduma gitti.

***

Ekonomistlerin dediğine göre; 2009-14 yılları arasında Yunanistan da reel ücretlerin yüzde 35 gerilediği, ekonominin yüzde 26 daraldığı, işsizliğin yüzde 30’lara ulaştığı biliniyor… Bu nedenle Yunan emekçiler fiilen bankaların borçlarını yüklenmiş oldular. Uluslar arası sermaye (IMF, AB vb.) gıda maddelerine yüzde 13 KDV emekli maşlarının kırpılmasını önerdi. Yunan sermayesi ve uluslar arası sermaye bankacılık sisteminin ayakta durmasını sağlayamadı Çipras beş temmuzda noktayı koydu… Son eroları da IMF kasalarına aktarmayı değil, kamu çalışanları ve emekli yunanlılara ödemeyi uygun buldu…

5 Temmuzda Yunan halkının oyladığı şuydu: Kapitalistlerin yarattığı bu zulme razı mısınız? Yoksa bağımsız bir ekonomi politikası izlemekten yana mısınız? Yunan halkına öz gücünü göstermek, kendini herkese ispatlamak fırsatı doğdu. Öz güveni arttı.

Yunanistan’da olanlar dünyada da yankı buldu. Syriza ve Çipras’ın kemer sıkmayı reddetmesi Avrupa’daki sol parti ve görüşleri de heyecanlandırdı. Yunan ekonomisinin başarılı olması durumunda İspanya, Portekiz, İtalya vb Ülkeler başta olmak üzere seçmenlerin radikal sol partilere yönelmesinin önü açılacaktır.

Neoliberalizm ya da gerici vahşi kapitalizm radikal sol hükümetlerin başarısızlığı için mücadele eder. Ayrıca Yunanistan da Syriza, İspanya’da Podemos gibi radikal sol hareketlerin yükselişinden sol bir dalga yaratılmasından korkarlar… Bizdeki “Haziran Hareketi” diğer adıyla “Gezi” den korktukları gibi…

***

Çipras ne yapacak? Referandumda Yunan halkının yüzde 61.3 desteğini alan Çipras referandum sonuçları sonrası Yunanistan’daki tüm siyasi partilerle görüştü, tümünün desteğini aldı. Komünist parti ve faşist parti on “Altın Şafak” hariç… AB ve İMF ile oturacağı masada eli daha da güçlendi… Sonuçlar sonrasında Çipras’ın işini kolaylaştırmak için maliye bakanı Yanis Varufakis kabineden ayrıldı. Yerine euroyu daha sempatik bulan, şimdiye dek AB kreditörleriyle görüşmeleri sürdüren 55 yaşındaki bir başka ekonomi profesörü Euclid Tsakalotos getirildi. Çipras, Almanya başbakanı Merkel ve Fransa başkanı Holande ile telefonla görüşerek AB zirvesine yeni tekliflerle katılacağını söyledi…

***

Bütün bu olaylar Yunanistan’ı, AB yi siyaseten etkiledi. Muhalefet partisi lideri referandum yenilgisi nedeniyle istif etti. AB nin kuzey ve Güney kanadındaki görüş farklılıkları belirginleşti… Fransa’nın başını çektiği kuzey AB ülkeleri; “Kurallar var tamam ama esnek olmalıyız, Yunanistan ile tekrar müzakere edebiliriz” derken AB nin güney kanadının liderliğini oluşturan Almanya ve yandaşları; “Artık yeter, gereken ne ise tavizsiz yapılmalı bu yalnızca Yunanistan krizi değil AB’ni de etkileyen bir durum” diyorlar… Sonuç olarak bu bir siyasi kriz ancak AB’ye bağlı ülkelerdeki tüm sol partiler Yunanistan’ı destekliyorlar. Ancak tüm fonların Avrupa Merkez Bankası ve İMF’nin elinde olduğu biliniyor. Bu nedenle ekonomilerde durgunluk ve yıkımın yaygınlaşacağı ve siyasi faturanın Syrazi’ye çıkarılacağı biliniyor.

Çipras bir devrimci gibi, büyük liderler gibi risk aldı, sözlerinin arkasında durdu, Yunan halkı da onur arkasında. Onurluca duruyor. Syriza ezilen Yunan halkı ve emekçilerinin mücadelesini verdi. Çipraş, referandum sonrası konuşmasında dayanışma ve birlik çağrısında bulunmuştu. Daha çok çalışıp üreteceğiz mücadelemiz de sürecek, demiştir. Sizi destekliyoruz komşu, kolay gelsin!..

Hoşça kalın, dostça kalın.