Soğuyan hava, uzayan geceler, artan grip, bronşit ile birlikte kış mevsimi günlük hayatımızı etkilemeye başladı. Zayıflayan bağışıklık sistemi ve yavaşlayan metabolizma nedeniyle hastalıklara yakalanma riskimiz ve kilo alma eğilimimiz bir miktar arttı. Fakat bu etkileri en iyi şekilde yönetip sağlıklı ve formda bir kış geçirmek mümkün..

Öncelikle kış mevsimiyle birlikte gelen değişikleri fark edip uygun önlemler alınmalı. Değişikliklerin başında evde geçirilen sürenin artması ve hareketsizlik yer alıyor. Çünkü havaların daha da soğumasıyla birlikte açık hava yürüyüşlerine veda edilecek, arabayı uzağa park etmek, otobüsten 1-2 durak önce inip yürümek zor gelecek. Bir an önce sıcak yuvaya kavuşma arzusundan merdiven kullanmak yerine asansör tercih edilecek dolayısıyla da aktiviteler azaldıkça azalacak. Bununla beraber kısalan günler gece beslenmelerinin artmasına neden olacak, kendini korumaya alan metabolizma enerji harcamasını bir miktar azaltacak. Artan iştah ve bulutlu havaların verdiği sıkıntı nedeniyle basit karbonhidrat içeren, kan şekerinde ani değişikliklere sebep olan besinlere (tatlı, şeker, hamur işi, gofret, bisküvi vb.) eğilimimiz artacak.

Peki, ne yapmalı?

İlk hedef yeterli ve dengeli beslenme olmalı. Mevsim sebzeleri o mevsimde ihtiyaç duyacağımız vitamin ve minerallerden zengindir. Havuç, brokoli, kabak, kereviz, lahana, karnabahar, maydanoz, portakal, mandalina, greyfurt, kivi gibi kış mevsimi meyve sebzeleri de vücut direncimizi arttıracak savunma sistemimizi güçlendirecek A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengindir.

Yeşil yapraklı sebzeler ve kuru baklagiller gibi lif ve zengin E vitamini içeriğiyle hem metabolizmayı canlandıracak, hem de vücudu soğuk algınlığından koruyacak besinlere beslenmenizde yer vermekte yarar var.

Kış sebzeleri iyi hoş da evde herkes yemiyor ki diyorsanız, size önerim pişirme şeklinizi değiştirmeniz. Çeşitlilik tabi ki önemli ama herkes tüm sebzeleri sevmek ve tüketmek zorunda değil. Bu yüzden özellikle beslenme alışkanlıkları gelişmekte olan çocuklarınıza hiçbir besini tüketmesi konusunda baskı yapmayın, onların beslenme tarzına uygun hale getirip sevmelerini sağlayın. Örneğin; kereviz yemeğini sevmeyen çocuğunuz için bu sebzeyi rendeleyip, yoğurda karıştırıp, içine de bir miktarda ceviz ekleyerek hazırlayabilirsiniz. Aynı şekilde ıspanak yemeğine biraz pirinç ekleyebilir veya ıspanağı bir iç olarak kullanıp; börek, omlet ya da krep yaparak çocuklarınızın bu besinleri tüketmelerini sağlayabilirsiniz.

Kış mevsiminde iştahımız biraz daha açıktır bu nedenle sürekli yeme hissi olur, özelliklede basit karbonhidrat içeren tatlı, şekerli, hamur işi gıdalara yönelim artar. Bu durumda daha uzun süre tok kalmanızı sağlayacak yulaf, tam tahıllı ekmek, meyve gibi kompleks karbonhidrat içeren besinler tercih ederek, hem şeker-insülin seviyesini dengelemiş hem de daha az yağ ve kalori almış olursunuz.

Tatlı ihtiyacınızı da meyvelerden veya sütlü tatlılardan karşılayabilirsiniz. Ayrıca ani kan şekeri değişikliklerini önlemek ve tatlı tüketme isteğini önleme adına çaylara, süte veya meyvelere tarçın ilavesi yapabilirsiniz.

Geceler uzun bir şey yemeden duramıyorum diyorsanız öncelikle gün içerisinde öğün atlamamaya özen gösterin. Gece atıştırmalarınızda da sağlıklı besinleri tercih edin. Meyveler, kuru yemişler, süt ve yağlı tohumlar oldukça sağlıklıdır fakat enerjileri yüksek olduğu için tüketirken kontrolü olmakta yarar var.

Bu uzun gecelerde içimizi ısıtacak bitki çayları içmek sıvı ihtiyacımızı karşılarken soğuk algınlığı ve gribe karşı da koruma sağlar. C vitamini içeriğiyle kuşburnu, boğaz ağrılarına papatya çayı-ıhlamur, grip nezleye karşı zencefil çayı, gaz ve şişkinlik için nane veya rezene çayları tüketilebilir.

Fiziksel aktivite de sağlık için oldukça önemli bu nedenle kapalı ortamda da olsa hareket etmeyi ihmal etmeyin. Önceden bi hevesle alıp 2 kullanımdan sonra kilere kaldırdığınız koşu bandı bu konuda yardımcı olacaktır, çıkarın ve kullanın. Böyle bir imkanınız yoksa internetten evde veya masa başında yapabileceğiniz aktiviteleri araştırıp, uygulayabilirsiniz.

Kış aylarında yaptığımız bir diğer hata da su tüketimi! Yazın olduğu gibi terle su kaybımız olmuyor, ağız kuruluğu yaşamıyoruz fakat bu kış mevsiminde suya ihtiyaç duymadığımız anlamına gelmiyor. Su vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında metabolizmanın hızlanmasında etkili ve vücudumuz için çok değerli! Sağlığınız için günlük en az 10 bardak su tüketin. Tadını sevmiyorsanız bir sürahi içerisine meyve, nane, limon veya tarçın ekleyip aromasını değiştirerek tüketebilirsiniz.

Sağlıklı ve formda bir kış geçirmeniz dileğiyle.