BASLIKTAKI sloganin sahibi olan sevgili solcu kardeslerim, bu yazim size.
Bu slogani siz Susurluk olaylarindan sonra ortaya attiniz. Karanligi aydinlatmak için mum yaktiginizda Erbakan Hoca “Bunlar fasa fiso, glu glu dansi yapiyorlar” demisti. O gün Milli Görüs tabani, Hoca’yi alkisladik. Ama 1 yil sonra 28 Subat’ta bu sefer asker Erbakan Hoca’ya muhtira verdi. Sincan’da tanklar yürüdü. Akillarinca demokrasiye balans ayari yaptilar. Post modern darbe yaptilar. Erbakan Hoca’nin partisini kapattilar, siyasî yasak koydular. Yetmedi Hoca’yi ömür boyu siyasi yasakli yaptilar. Bir onbasiya Hoca’ya küfrettirdiler.
Önce iktidardan düsürdüler, sonra Refah Partisini kapattilar. Yeni kurulan Fazilet Partisini da kapattilar. Bu da yetmedi koalisyon ortagi Çiller’e agir bir fatura kestiler. DYP’nin milletvekillerini istifa ettirip Demokratik Türkiye Partisi’ni kurdurdular. Çiller’in siyasi gelecegini de karattilar.
Neler oldu neler. Hepsi dün gün hafizamizda, unutmadik. Demokrasiye karsi yapilan müdahalede Erbakan Hoca dik durmadi, neticede bedelini agir ödedi.
28 Subat Erbakan’a karsi yapildi.
12 Eylül’den önce Özel Harp Dairesi, 90’da Susurluk bugün ise Ergenekon. Sadece adlari, karsi olduklari kesimler ve ittifak yaptiklari ideolojiler farkli. Degisen hiçbir sey yok.
Sivil düsünen, demokrasiye inanan, muasir medeniyet özlemi olan herkes bu tür hukuk disi yapilanmalara karsi durmali.
* * *
Peki, 12 Eylül darbesi kime karsi yapildi. Kime karsi yapildigina geçmeden önce darbenin faturasina bakalim.
7 bin kisinin idam cezasi istendi. Bunlardan 517′ sine idam cezasi verildi ve bunlarin 49’u infaz edildi.
171 kisinin iskenceden öldügü belgelerle kanitlandi.
14 kisi cezaevlerinde açlik grevi nedeniyle öldü.
144’ü kuskulu, 14’ü açlik grevi nedeniyle, 16’si kaçarken vurularak, 95’i çatismada, 73’ü dogal yoldan, 43’ü intihar ederek ve 171’i iskence sonucu hayatini kaybetti.
Fatura ortada. Bu darbeden en çok magdur olanlarda solculardir. Solcu kardeslerimizin cezaevlerinde ömrü çürüdü. Gencecik fidan gibi delikanlilar yol olup gitti. Binlerce kisi fislendi, sakat kalanlar oldu. Yurtdisina kaçanlar, iltica edenler, kaybolanlar, hafizasini yitirenler, vatandasliktan çikarilanlari unutmadik.
Kapatilan gazeteler, kapisina kilit vurulan dernekler, yasaklanan kitap ve filimler isi cabasi. Binlerce aile dagildi. Solun birikimleri yok edildi, aydinlar sürüldü.
Iskenceleri daha dün gibi hatirliyorum. Bir neslin gelecegi yok edildi. Ayni sekilde ülkücülerde büyük iskenceler gördü.
17’lik bir fidanin büyümesine izin vermediler, var mi bundan ötesi?
Benim lâfim solculara. Dün sizi hedef alanlar bugün baskalarini hedef aliyorlar. Solculara bunlar yapilirken Islamcilar sustu. Bugün sira onlara geldi.
* * *
Yarinda kim bilir sira kime gelecek. Belki plâgi yine basa sararlar.
27 Mayis’ta sagcilara, 12 Mart’ta solculara, 12 Eylül hem solcu hem ülkücülere, 28 Subat’ta Islamcilari hizaya getirmeye çalistilar.
2002 den sonrada Sarikiz, Ayisigi, Eldiven ve son olarak Balyoz darbe plani iddiasi gündemde.
Bu sefer hedefte AK Parti var. Bakiyorum da dün darbelere maruz kalmis Demokrat Partililer, ülkücü ve solcular pek orali olmuyorlar.
Özellikle bu memlekette darbelerde en çok magdur olmus sol kesimde yaprak kimildamiyor.
Ben AK Partili degilim, yeri zamani geldiginde çok agir elestiriler yaptim Tayyip Erdogan’a.
Ama bugün dik durusu ve darbeciler ve derin devlete karsi verdigi mücadeleyi destekliyorum.
Sadece ben degil, sivil düsünen herkes darbeye karsi çikmali. Dün yazdim, bugün tekrarliyorum.
Benim felsefemde “seçimle gelen seçimle gider.” Tayyip’i begenmiyorsa bu millet, Baykal’i seçer. O olmadi Bahçeli, o da olmadi Sarigül, o da olmuyorsa Numan Kurtulmus olsun.
Gelin hep beraber askeri vesayet isteyen, tanklari özleyen bu postalcilara karsi duralim.
Hep birlikte sesimizi yükseltelim.
Susma, sustukça sira sana gelecek.