TAPU Müdürlüğü’nde işlerin ağırdan alındığı ile ilgili şikâyetler alıyordum. Salı günü 3 şikâyet üst üste gelince gidip durumu görmek istedim. Eskiden tapuda işler hızlanırdı tabi ama ancak memur müracaat dosyalarını alt üst yaptığında hızlanırdı. Şimdi çok şükür numarataj çıktı da hem vatandaşın işi adil görülüyor hem de vakti gelen bir an önce emekli oluyor. Hükümet binasına gittim numarataj verilen yerde iki personelin görev yaptığını gördüm. Biri, hasta ve eli yaralı vatandaş ile tartışıyor ve memur olmasına rağmen alay geçiyor hakaret ediyordu. Sarf ettiği sözleri bir memura yakışmadığı ve bu gazete evlere girdiği için yazmak istemiyorum. Yaklaşıp, “Hanımefendi gazeteciyim neden numarataj vermiyorsunuz” dediğimde, “içerde işlem çok” dedi. Ha az daha unutuyordum hanımefendi, “Bir şikâyetiniz varsa gidin müdür beye şikâyet edin” dedi. Müdür Beye buradan bir öneride bulunmak istiyorum. Sayın Müdürüm, kuyruk ne kadar olursa olsun numarataj verilir, vatandaş bekler. Ben saat 14.15’te oradaydım. Yemek vaktinde olsa mazeretinizi haklı bulurum. Notum Müdür Bey’e ulaşmazsa en yakın zamanda çayını içmeye gidip vatandaşın mağduriyetini dile getireceğim. Eğer ki vatandaş sırasını beklerken kodaman iş adamı, müteahhitler içeriye numarataj sırasını beklemeden giriyorsa işte o zaman gazeteciliği konuşturur bu kardeşiniz. Ancak Nüfus Müdürlüğü’nde işler bu şekilde yürümüyor, koridor çok kalabalık; sırada 50 kişi var. İçeri girip görevli Metin Aksakallı’ya günde kaç işlem yapıyorsunuz dediğimde, “500’ün üzerinde” dedi. Bu kadar yoğun bir kurumda sorun çıkması normal elbette diye de düşünmeden edemiyor insan.

MAHALLE DÜĞÜNLERİNE BİR AYAR ÇEKİLSİN

TORBALI artık nüfusu 30-40 binlerde seyreden bir ilçe değil. Düğün nişan ve sünnet gibi organizasyonları artık mahalle aralarında yapmasak diyorum. Gerçi herkesin ekonomik durumu el vermeyebilir ancak ana arteller üzerinde düğün yapılması gerçekten özellikle trafikte çok ciddi sıkıntılara neden oluyor. İlçemiz çalışkan bir ilçe. Karı koca fabrikalarda çalışan sayısı oldukça fazla. Hatta günümüzde kadın emekli olmadığı sürece evde oturmuyor. Ekonomik durumu güzel olanlar ise zaten beş çayı, kuaför ve alışverişten evde durmadığı gibi akşam yemeğini ailecek ya dışarda ya da eve sipariş ediyor. Hafta sonu olduğunda her mahallede en az 5-10 düğün mutlaka oluyor. Özellikle de Ertuğrul Mahallesinde… Tüm bunlar yetmezmiş gibi havai fişek tutkumuz ise hiç tahammül edilecek gibi değil. Kardeşim mahalle arasında düğün yapabilirsin, ekonomik durumun el vermeyebilir, masraftan kaçınmak isteyebilirsin. Tüm bunlara bir anlam verebiliriz ancak bu havai fişekleri patlatınca “hem kel hem fodul” olmuyor musun? Düğün için izin alınan kurumlarda masa başında izin verilirse yarın yeni gelen bir memur Ertuğrul Dört Yolda bile merasim yapılmasına izin verir. İzin verirken düğün sahibini düşündüğümüz gibi düğünün olacağı sokaktaki trafiği ve mahalle sakinlerini düşünerek hareket edersek ne şiş yanar ne de kebap.

YAĞMUR YAĞMASIN DİYE DUAYA ÇIKALIM

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Torbalı’ya ikinci büyük yatırım için öncü oldu. Son olarak 22 kilometrelik Fetrek çayı ıslahı için milyonlar değerindeki çalışmalar başlatıldı. Çalışmaların başlamasıyla yatırımcı ve emlakçılar çayın etrafında cirit atmaya başladı. Gerçi proje öncesinde ucuza yer kapatıp 100 dönüm üzerinde yer alanlar oldu. İleriyi görmek böyle bir şey. Neyse “şans denilen şey bu olsa” deyip geçelim. Muzaffer Ilgaz isimli vatandaş beni arayarak Ertuğrul’da kahvehanede olduklarını, Jeoloji Mühendisi ile sohbet ettiklerini, söylediklerinin bana yararı olacağını söyledi. Gidip dinlediğimde, eğer Fetrek’te beton dökülmeden önce aşırı yağmur yağarsa tüm çalışmanın boşa gideceğini söyledi. Tamah etmedim tabi söylenenlere, adama da, “Çıkar kardeşim belgeni demek olmazdı”; adam anlatıyor, yersen uzay eriği. Jeoloji Mühendisi Can Hasırcı ile görüştüm. “Bölgenin çakıllı, meyil ve derinliğin yeni olmasını göz önünde bulundurursan yağmurlarda sonuç kötü olur” dedi. “Derinlik ve genişlik önemli, sağanak yağmurlar yağarsa çakıl kalır, toprak gider ve projedeki derinliği ve genişliği projeye uyarlamak çok uğraş ister” dedi. Kısacası bu sene yağmurlar her ne kadar geç yağarsa yağsın sakın ama sakın yağmur duasına çıkmayalım. Hatta Torbalı’nın geleceği için yağmur yağmasın diye duaya çıkalım. Yoksa Neşe Karaböcek’in, “Ne zaman yağmur yağsa” isimli şarkısı çok manidar olacak.

Not: Geçtiğimiz gün “Salonlar çiçekçilere ortak” başlığı ile yazdığım konudan dolayı çok tebrik telefonları aldım. Bizim görevimiz vatandaşın sorunu dile getirip sorunun çözülmesine yardımcı olmak. Bazı yetkili kişiler muhabirlere ve gazetenin patronuna, “Çiçekçilerin hiçbir sorunu yok” diye sitemde bulunmuşlar. Bu kişiler çiçekçileri gezerse sorunu büyük ölçüde hissederler. Saygılar bizden.