DEGERLI okurlarim, daha Ismail Serbest ve Ahmet Senbas’in aci vefatlarinin sokunu üzeri-mizden atamadan, feci bir kaza ile sarsildik. Piril piril iki gencimiz daha hayata gözlerini yumdu. Kahrolmamak elde degil… Isa Oba ve Mehmet Emin Dere’ye, Allah’tan rahmet; yakinlarina bas-sagligi diliyorum. Kazaya asiri hiz ve dikkatsiz-ligin neden oldugu iddia ediliyor. Defalarca uyar-dik, defalarca yazdik ama nafile. Gençler yine bildigini yapiyor. Neden hiz yaptiklarini anlamak mümkün degil. Gideceginiz yere 5 dakika daha önce varmak, caninizdan daha mi önemli? Geride kalanlar ne olacak simdi? Feryat eden anneler, babalar…
Çok söyledim, tekrar söylüyorum.. Bu ülkede en büyük terör: Trafiktir! Trafikte dikkatsiz dav-ranan, bilinçsiz sürücülerin neden oldugu kazalarda her yil binlerce kisi hayatini kaybe-diyor. Yaziktir, günahtir.. Bilinçsiz ve dikkatsiz her sürücü benim gözümde potansiyel bir katildir. Evet, aynen öyledir. Bunun baska izahi yok… Ölen gençlerden biri facebooka “Ölüm’ gaz pedalina basan ayakta, ‘hayat’ direksiyonu tutan kollardadir. Bunun eglencesi ise, ölü-müne basip hayata tutunmaktir” yazmis. Böy-le bir hayat felsefesi olabilir mi? Ne kadar üzü-cü… Hayata tutunamadin sevgili Mehmet. Aile-lerinizin ne durumda oldugunu tahmin edebili-yorum. Gençlerin bir anlik eglencesi onlarca kisinin hayat boyu aci çekmesine neden ola-biliyor. Lütfen, biraz daha dikkat…

ALNIMIZA GAZETECI YAZILSIN

BASIN Ilan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, gazetecilere yurtdisina çikislarini kolay-lastirmak amaciyla ‘Gri Pasaport’ verilmesini için çalisma baslatmis. Çok isabetli bir karar. Türkiye’de 1961 yilindan bu yana hizmet veren Basin Ilan Kurumunun bu projesini yürekten destekliyorum. Hatta bu kolayligin baska alanlar-da da saglanmasi gerektigini düsünüyorum. Öyle ki mümkünse alnimiza ‘Gazeteci’ yazilsin. Çünkü kimi zaman kendimizi ifade etmekte ciddi de-recede zorlaniyoruz. ‘Gazeteciyim’ dedigimizde aval aval yüzümüze balkanlar oluyor. Benzete-miyorlar sanirim. Sanki gazetecinin belli bir ka-libi, sekli, semali varmis gibi. Benim gibi kariz-matik, sürekli takim elbise ile dolasan, günes gözlüklü birisi gazeteci olamaz yani… Uzun lafin kisasi, gazetecilerin islerini yapmalarini kolaylastiracak her türlü girisimi destekliyorum.

LUTFEN ÇÖPU BIZE GETIRIN

IZMIR Büyüksehir Belediyesi’nin Izmir’in tüm çöpünü ilçemize getirmek için gösterdigi çabayi gördükçe gözlerim yasariyor. Bu ne sevgi, ah; bu ne izdirap?Ard arda açiklamalar yapiyor Aziz Baskan… Sanki bizi ihya edecek bir yatirimi müjdeliyor. Almanya modeli uygulayacakmis çöpümüze. Bunu allayip ulayip. Allah razi olsun. Almanya’yi ve çöpünü görmeyen bir insan olsam uçaca-gim sevinçten.
Nasil olsa muhalefet eden olmadigi için bol bol inciler saçiyorlar.. Çöpün faydalarini saya saya bitiremedikler. Ya biz bilmiyoruz çöpün ne demek oldugunu, ya da bizi aptal yerine koyanlar var..
Buradan Büyüksehir Belediyesine sesleniyo-rum. Isterseniz çöpü altin suyuna batirin. Çöp, yine çöptür ve bu ilçe sizi asla affetmeyecektir. Bize, Izmir’in tüm çöpünü reva gördügünüzü asla unutmayacagiz. Madem, art niyetli degilsiniz; o zaman Izmir’in en az 3 bölgesine kurun Alaman Çöplügünü. Iste o zaman inaniriz samimiyetinize.

ALMANYA, CANIMIZI SIKMA!
ALMANYA’DAKI irkçilik feci halde canimi sikmaya basladi. Bu konuda, her gün farkli bir açiklama çikiyor gazetelerde. Pardon ama der-diniz ne? Hitlerin hortlamasi için mi irkçiligi kö-rüklüyorsunuz? Basta Müslümanlar olmak üzere, ülkenizdeki yabancilari sürekli günah keçisi ilan ediyorsunuz. Asil günah keçisi sizsiniz… Farkli dilden, dinden ve irktan insanlarin yasadigi bir ülkeyi hakkiyla yönetmiyorsaniz birakin yöne-ticiligi… Zora talip olanlar çok güzel yöneticilik yapar.