Hayata yön veren atasözlerimiz vardır bizim. Mesela, “Yap bir iyilik at denize, deniz bilmezse Halik bilir” gibi. Suriye’de iç savaş çıktığı günden beri vatanında mağduriyet yaşayan kişilere Türkiye Cumhuriyeti olarak kucak açtık. Sanırım haddinden fazla kucak açtık ya da olacakları tahmin edemedik. “Onlar muhacir, biz kucak açan ensar” ayetini unutmamak gerek. Dün beni arayarak Suriyeli çocuklardan dolayı sıkıntı yaşayan Yeliz Soylu isimli bir hanım; “Suriyeli çocuklar Muratbey Mahallesi 7 Eylül Stadyumu’nun yan yolunda önümü keserek mendil almamı istediler. Teşekkür edip almayacağımı söylediğimde ise ufacık çocuklar çekiştirerek mendil almam için beni zorladılar. Allah’tan duyarlı vatandaşların sayesinde ellerinden zor kurtuldum” dedi. Şimdi bu olayın kadın üzerinde bırakacağı psikolojik travmayı bir düşünün. Kendinizi ya o kadının yerine koyun, eğer bunu yapamıyorsanız, eşinizi ve ya çocuğunuzu koyun. Belediye zabıta ekipleri veya gerekirse emniyet yetkilileri ile bu olaya bir el atmalı. Bugün Suriyeli çocuklar bunu yapıyorsa yarın yetişkin gençlerin sokak ortasında ne yapacağını bir düşünün. Ülkemize göçmen olarak gelen bu kişilere vatandaş acıyıp yardım edebilir ancak yetkililer kontrolü elden bırakmamalıdır. Sonuçta herkesin bir görevi var. Suriyeli iyi niyeti suiistimal etti diye güvenliği suiistimal etmemek gerek.
İHANET ÇOK UCUZ
Ülkemizde o kadar çok sorun var ki, hangi birinin soruna çözülmesini bekleyeceğiz bilmiyorum. Devletin içinde devlet, devletin zarar görmesi için yapılan muhalefet. Siyaset yapıyoruz deniliyor, terörist olan var. Aranması çıkacağını biliyor yurt dışına kaçıyor. Beyin özürlü bir savcı çıkıyor Başbakan’a kelepçe takmaya çalışıyor, film gibi çok gizemli. Şimdi ne o savcılar ne de devletin her kademesinde çalışan memurlardan özellikle mübaşirlerden beslenen Fuat Avni kim bilir hangi âlemde. Türkiye Cumhuriyeti’nin zararına olacak her şeye karşıyım. Devlete ihanet olmaz MHP’nin çok sevdiğim sloganı gibi “ya sev ya terk et” o kadar. Bu nasıl bir iştir anlamıyorum bu memleketin ekmeğini yiyeceksin, suyundan besleneceksin sonra ihanet edip haklıyım diyeceksin. Sevmeye bilirsin ama sevmediğin dağın odununu bile kesmeyeceksin, hele birde devlet memuru olup ihanet edenler var. Siyasetin amacı nedir hizmet yarışı, uzlaşma toplumun refahını ve geleceğini teminat altına almak vs. şeyler. Bu gün ülkemizde ekonomiden habersiz, hiç gelişmeden haberi olmaya birçok kişi var ve bu kişilerin bazıları Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bizleri temsil ediyor. Bu ülkenin o kadar çok zarar görmesini isteyenler var ki, dünyanın neresinde bir uyuşturucu icat edilse haftasına kalmıyor Türkiye’nin her yerine ulaşıyor. Bir bonzai illeti çıktı, insanlar köşe bucak her yerde ölümle karşılaştı. Bonzai’yi sadece uyuşturucu müptelası yetişkinler değil yaşı henüz 12 ila 15 arasındaki çocuklar bile içiyor. Bunun içilmesine sebep olmak vatana ihanet değil midir?
SOKAK ARASI DÜĞÜNLERE ŞİMDİ AYAR VERİLMELİ
Torbalı artık nüfusu 30-40 binlerde seyreden bir ilçe değil. Düğün, nişan ve sünnet gibi organizasyonları artık mahalle aralarında yapmasak diyorum. Gerçi herkesin ekonomik durumu el vermeyebilir ancak ana arterler üzerinde düğün yapılması gerçekten trafikte çok ciddi sıkıntılara neden oluyor. İlçemiz çalışkan bir ilçe. Karı koca fabrikalarda çalışan sayısı oldukça fazla. Hatta günümüzde kadın emekli olmadığı sürece evde oturmuyor. Ekonomik durumu güzel olanlar ise zaten beş çayı, kuaför ve alışverişten evde durmadığı gibi akşam yemeğini ailecek ya dışarıda ya da eve sipariş ediyor. Özellikle yazları her hafta sonu mahallelerde en az 5-10 düğün oluyor. Özellikle de Ertuğrul Mahallesinde… Tüm bunlar yetmezmiş gibi havai fişek tutkumuz ise hiç tahammül edilecek gibi değil. Kardeşim mahalle arasında düğün yapabilirsin, ekonomik durumun el vermeyebilir, masraftan kaçınmak isteyebilirsin. Tüm bunlara bir anlam verebiliriz ancak bu havai fişekleri patlatınca “hem kel hem fodul” olmuyor musun? Düğün için izin alınan kurumlarda masa başında izin verilirse yarın yeni gelen bir memur Ertuğrul dört yolda bile merasim yapılmasına izin verir. İzin verirken düğün sahibini düşündüğümüz gibi düğünün olacağı sokaktaki trafiği ve mahalle sakinlerini düşünerek hareket edersek, ne şiş yanar ne de kebap.
CIVA İSMAİL NE ALEMDE?
Siyasetçi de medeni cesaret olacak, Torbalı’da medeni cesaret denildiğinde aklıma ilk gelen isim her zaman Cıva İsmail Akman olur. Bu aralar kendisini bulamayan Şoförler var, kendisinin gelen talep ve isteklere geri dönmediğini duyar oldum. Oysaki Cıva İsmail 7/24 şoför esnafının derdine derman aramak için çalışırdı…
Sağlık sorunları var diyeceğim ama maşallah en son gördüğümde çakı gibiydi, neyse çıkar yakında kokusu. Bir ikidir şoför esnafının zararına olacak işlere imza attığını duyar oldum, Cıva, Şoför esnafının zararına olacak bir işe imza atmaz. Belli ki hakkında bir karalama politikası başlatılmış. Bu hareketi başlatanlar neden bana gelmez? Zaten Cıva’nın eski enerjisi yok, kendisine çok yakın birisinden duydum bu dönem aday değilmiş, yönetim kurulu toplantısında da sanırım söylemiş. Ama bence bu bir taktiktir, Cıva bu kolay lokma değil. Düştüğü yerden kalkmasını bilir. En kısa zamanda Cıva abimi ziyaret edip bu konuları kendisi ile konuşacağım.