92 yil olmus. 38 yasinda genç fikirli, genç bir subay ülkesini savunmak için Osmanli’nin verdigi apoletleri elleriyle söküp atarak sade bir yurttas sifatiyla emperyalizme ve onun yerli is birlikçilerine karsi bagimsizlik savasi baslatiyor, bu bir baskaldiridir.
19 Mayis Mustafa Kemal’in Anadolu topraklarina ayak bastigi mutlu bir gün. Yalniz bizim tarihimizde degil emperyalizmin isgal ve esareti altinda ki bütün masum dogu milletlerinin tarihinde bir dönüm noktasidir. Cezayir’de, Tunus ve diger dogu ülkelerinde bagimsizlik mücadelesi veren savasçilarin yasadigi magaralarda Mustafa Kemal’in kalpakli resimlerinin bulunmasi tesadüf degildir. Yüz yilimizin baslarinda Asya’da Afrika’da hatta Latin Amerika ülkelerinde ardi ardina bagimsiz devletler kuran, benliklerini idrak eden ve mutlu çaglara dogru hizli adimlarla kosan bütün esir uluslar 19 Mayis’ta Samsun’dan ayaklanma baslatmis olan o büyük insandan cesaret ve örnek almislardir….
Devrimlerin bekçisi ve koruyucusu olan gençlige armagan edilen bir bayram günü bugün… Atatürk’ün emaneti olan Türk Istiklal ve Cumhuriyetine yönelecek tüm saldirilari geri püskürtecek bilgi ve birikime sahip gençlige…
19 Mayis; fakirlige, sömürücü zümre saltanatina, çag disi düsünceye indirilen kesin vurusun baslangiç günüdür.
19  Mayis; bilimin rehberliginde toplumlari yöneten çagdas uygarlik içinde bagimsizliga, özgürlüge, halkla ve gençlige güvenin örnegi olarak selamliyoruz. Atatürkçü düsünceyi, Cumhuriyet ilke ve devrimlerini, tören alanlarinda ki güçlü ve disiplinli genç kollarda; ileri çagdas bir teknik egitimle donatilmis gençligimizde ve onlari her yil, bugün taze bir heyecanla kosup seyreden halkimizin yüreginde görüyoruz. Gençlige güvenimiz artiyor. Her 19 Mayista toplumca kalkinmanin örnek bir silkinisinin hasretini tazeliyoruz. Tüm halkimizin ve gençlerimizin bayrami kutlu olsun.

SEÇIME DOGRU

SEÇIM yaklastikça liderlerin söz ve söylemleri de sertlesiyor. Oysa liderler ve siyasiler yurttaslara projelerini anlatmalilar. Oy istemenin gerçek nedeni bu degil mi? Fakat bu konusmalardan hep olumsuzluklar, kirici durumlar çikmiyor. Gülünç kara mizahlik durumlar da var. Ne diyor Kiliçdaroglu; “Tezegin ve gübrenin KDV oranini sifira indirecegim. Elmas, yakut ve pirlantayla esitlenecek!” Haydaaa!
Gerçekten de öyleymis. Ulkemiz de tezegin ve gübrenin KDV orani yüzde 18. Pirlanta, elmas ve yakutun KDV orani ise yüzde sifir… Bu degerli taslardan 1 Agustos 2004’den bu yana KDV alinmiyor. Tamam, bir sey demiyoruz ama gübre ve tezegin KDV’sine de pirlanta ve elmas KDV’si uygulansa olmaz mi? Sonuçta biz de çiftçi bir milletiz, pirlantamiz yok gübre ve tezek üretiyoruz.
***
Geçen gün Basbakan “BDP, CHP, MHP, Ergenekoncular, TKP ve hatta Süleyman Demirel bile AKP’nin karsisinda” demis. Allah Allah! Siyasette at izi, it izine mi karisti yoksa ben mi bir boktan anlamiyorum? Sagci, solcu, darbeci hepsi karsimda diyor bu durum aklima bir fikrayi getirdi: Uçakta yaninda oturan güzel kadinin “Politikaya giris” adli kitabi okudugunu fark eden delikanli galiba politikaya meraklisiniz, sizinle politikadan konusalim hem böylece seyahat kisa süre demis. Kadin bakmis ki kurtulus yok. Kitabi yavasça kapatarak basini adama çevirmis:
Politikaya da siyaset konusuna girmeden önce size bir soru sorayim. Delikanli: Tabi buyurun. Bayan: Keçi, at, inek üçü de ot yiyerek beslenir. Ancak keçinin diskisi mese ( misket) seklinde, atin ki pismaniye, inegin ki löp bir sekildedir. Peki…. Bunlarin  üçü de ot yedigi halde niye üçünün diskisi birbirinden farkli?
Delikanli :  Seyy…. Bilmem ki gerçekten anlamadim. Bayan
–Peki madem hiçbir boktan anlamiyorsun, o zaman ben sizinle ne konusayim?
Hosça kalin, dostça kalin