“Bir Söz” : Baskalarinin yanlisliklari ve kötülükleriyle ugrasarak ruhunu karartma! Düzeltilmesi gereken biricik insan kendinsin. R.W. Emerson
Siir yazma bir tetiklenme, esinlenme durumudur. Sizin disinizda sizden bagimsiz, sizin bilinçli veya bilinçsiz olarak gelisir. Siire iter sizi ve hiç degilse birkaç dizelik sözcükler uçusur beyninizde. Kaleme giden el uçusmalari düzgünce yazmaya çalisir. Siirin gerisi sairin toparlama, bilgi potasina göre gelir. Bu durum periyodik degildir, zamani yoktur. Bazen ayni gün çoklu duruma ugrarsiniz bazen de aylar geçer ve bu durum olmaz. Buna bloke olma, kilitlenme deniyor. Gerçek sairlerin korkulu rüyasidir bloke olma. Ben de blokeyim bir süredir,asma yollari belli ama bildigim ; zamanin ilaç oldugu.
Ralph Waldo Emerson, (25 Mayis 1803 – 27 Nisan 1882) ABD’li Sair,yazar, düsünür. Amerikan transandantalizminin en önemli temsilcidir. 1826 yilinda Harvard Universitesinden mezun oldu. Emerson da babasi gibi papaz oldu ve 1829’da bir Uniteryan kilisesinin rahipligini üstlendi, 1832’da ruhsal bir bunalimdan dolayi rahipligi birakti. Bu kararinda karisinin ve erkek kardeslerinin ölümünün payi büyüktü. Biçimsel dinin geçerliligini yitirdigi kanisina varan Emerson 1832-33 yillarinda ilk Ingiltere yolculuguna çikti. Wordsworth, Landor, Coleridge John Stuart Mill ve Carlyle’i tanidi.
Boston’a döndügünde kendini gezilere ve konferanslara veren Emerson böylece ülkenin tümünü yakindan tanima olanagi buldu. Concord’da Nathaniel Hawthorne ve Henry David Thoreau ile dost oldu. Eskiden verdigi vaazlarin yerini konferanslari aldi. Zamanla ünü ABD’yi asti, Avrupa’ya kadar yayildi. Nietzsche, “kendimi Emerson’a o denli yakin buluyorum ki onu övmekten çekiniyorum, çünkü kendimi övmüs gibi olmaktan korkuyorum” diyordu.
Abdülkadir Budak 23 Nisan 1952’de Sivas’in Hafik ilçesinde dogdu. Lise ögreniminden sonra memuriyete basladi, 1994 yilinda emekli oldu.”ozanca” , “hakimiyet sanat” ve “siir odasi” dergilerini çikardi. Halen “sincan istasyonu” dergisini çikarmaktadir.
6 ödülü bulunan 16 kitapli sairin siirleri bir çok edebiyat dergisinde yayinlanmistir.”suyu bulandiran derin sanilir” anlayisindan (tuzagindan) uzak duran sair yalin bir anlayisa sahiptir.
Ötekine bakar gibi “kendine bakmanin siiri”ni yazdigi ileri sürülen Budak için “sasirtici buluslari, dengeli ironisi ve humoruyla yeni kusak içinde özgün bir yeri olan bir sair” denildi (Ataol Behramoglu). Kendisi halen Ankara’da yasamaktadir.
Abdullah Tukay (26 Nisan 1886- 15 Nisan 1913),Tatar halk sairi, yazar ve yayimci.
Tukay çagcil Idil Tatar edebiyati ve dilinin babasidir. Çocuklugunu Sasna, Uçili kentinde geçirdi, ilk ögretimini Kirlay medresesinde aldi. 1895 sonra Kazakistan Uralsk kentinde akrabalarinin yaninda aile terbiyesi gördü. Orada Tatar edebiyati ile halk edebiyatinin inceliklerini ve Arapça, Farsça, Rusça, Türkçe ögrendi.
Sark felsefesi ile aruz teorisini Mutiullah Hazretin kendisinden ögrendi.Türk yenici, göçmen Abdülveli onu Türkçe ve Fransiz edebiyatlari ile tanistirdi. Tukay medresede okurken siirler yazmaya basladi. 1905 yilinin basinda Sosyal Demokratlarin organi olan Uralets gazetesine dizgici olarak girdi. Sosyalist harekete katildi.. Kamil Muti’nin çikardigi Fikir, El Asrü Cedit gazetelerinde, Uklar jurnalinda dizgici,düzeltmen ve yazar olarak çalisti. Cayik’ta Tukay’in sairligi ve yazarligi gelisti, söhreti bütün Rusya’ya yayildi. Tukay 1907 yilinin güzünde Kazan’a döndü. O zamanki edebî medenî muhitin merkezinde olgunlasti
Asagidaki siiri ülkesinde milli mars gibidir.
Siirle kalin,
“Konu Sairlerden”
Eros
Kisadir dünyanin anlami,
Uzun ve çesitlidir dense de,
Sevmek ve sevilmek ;
Insanlar ve tanrilarin ögrenemedigi,
Ve çok sik çevirseler de sayfalari
Pek ise yaramadi
Ralph Waldo Emerson
Çeviri : Mehmet Bardakçi
*************************
Düsmanimin Sayisi Uç
Tabutuma ilk çiviyi kim çakar
Dogrusu bunu merak etmiyorum da
Ilk kim merak eder ayakkabi numarami
Ustelik dünyayi yürümelerden
Kurtuldugum sirada
Ayakkabi numaram kalacak, biliyorum
Ayaklarim degil de
Ilk kim anar adimi yas günlerinden
Çiktiktan hemen sonra ve de lanetle
Uçten fazla düsmanim olmadi benim
Ugrastim, indiremedim sayiyi bire
Düstügüm kalacak, bunu da biliyorum
Yürüdüklerim degil de
Abdülkadir Budak
**********************************
Ana Dili
Ey ana dili, ey güzel dil
Atam, anamin dili
Dünyada çok sey ögrendim
Sen ana dil vasitasiyla
Ey ana dil her zaman
Yardimin ile senin
Küçüklükten anlasilmis
Sevincim, üzüntüm benim
Ey ana dil sende olmus
En ilk okudugum duam
Koru diyerek kendimi
Atam, anami Hüdam.
Abdullah Tukay
*********************************
Ask, Insandan Tasinir
Yaz sarisindir, biraz da ecnebi.
Ten uyarir bizi kabaran hevesten.
Baslar kalbimde alingan bir bulut
mesaisi.
Vaktin meçhul emaneti: Imâ!
Zar içinde hâlâ… Harfler kilitli.
Açilmasin ne çikar? Ruh, kâfi!
Ey sese vuran kiragi. Ask, bir
kalkismadir!.. Topyekun ve marazi.
Tasinir insandan, bastirilmazsa,
arzunun o yaman müttefiki!
Vural Bahadir Bayril
********************************
Usümekten Degil Korku
Yorgun savasçilariz, yengiler eskitti bizi
Utaniriz tadina varmaktan içkilerimizin
Biri bütün günesleri toplar, vermeye bekletir
Usümekten degil korku, isinir olmaktan
Yorgun savasçilariz, sevgiler ürküttü bizi
Tutulmus dag yollari oklar ve tuzaklar
Biri dostluk adina bagislar çirkinligimizi
Düz yollara düseriz yeniden oksuz ve tavsansiz
Yilgin savasçilariz, sevgiler ürküttü bizi
Gülten Akin