“Bir Söz”: “Siirsel denklemle matematiksel denklem, çeliskili bir benzerlik gösterir. Matematikte, belli bir kuralla bütün denklemler ayni biçimde çözülür; oysa siirde,her denklemin çözümü, kendine özgü yeni bir kurali bulgulamayi gerektirir.”

Tahsin Saraç

Kirlenme de bulasici galiba. Nereye baksam, siirden politikaya, medyadan ekonomiye, sanattan iç islerine kadar kirlenme içinde. Insane kirleniyor her seyden once, sanki “bütün renkler ayni hizla kirleniyordu, birinciligi beyaza verdiler” Ö.Asaf. Yerine “Her sey hizla kirleniyordu, birinciligi her seye verdiler” mi demeliydi sair?
Siirde akimlarin dogusu, ülkenin durumuyla yakindan ilgilidir. Çalkantili dönemler sanatta da çalkantiya ve yeni dogumlara neden olurlar. Olumsuz, kirlenmis insandan kirli ucubeler doguyor artik…
Kemal Özer (1935 – 30 Haziran 2009) Türk sair ve yazar. Istanbul Universitesi Edebiyat Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyati okudu. Yazilari, henüz ögrenciyken yayimlanmaya basladi. Universiteden arkadaslariyla birlikte, 1956 – 1960 yillari arasinda a dergisi’ni çikardi. Cumhuriyet gazetesinde, Karacan Yayinlari’nda çalisti, kitapçilik ve yayincilik faaliyetlerinde bulundu. Siir Sanati dergisini,yeni a dergisini kurdu, varlik dergisini yönetti. TYS ikinci baskanligini yapti. Ilk dönemlerinde Ikinci Yeni Hareketi içinde yer aldi. Bunu, ilk üç siir kitabina yansitti. Daha sonra “toplumcu gerçekçi” tarza yöneldi. Elestirmenlere göre, bu dönemde, gündemdeki toplumsal ve siyasal olaylarin yani sira sözkonusu olaylar karsisinda insanlarin duygu, düsünce ve tepkilerine taniklik etti. Toplumcu gerçekçi egilimi bundan sonraki yayimlanan eserlerine hakim oldu. Siirlerinde yeni boyut ve ilgi alanlarina açilim arzusu gözlendi. 1983’te yayimlanan Araya Giren Görüntüler’de 12 Eylül dönemine iliskin tanikligini sergiledi. Sinirlamiyor Beni Sevda’da sevda olgusunu toplumsal bakis açisiyla yorumladi. Ogullari Öldürülen Analar ile bir baska toplumsal soruna, kayip annelerinin sesine aracilik etti. Onlarin Sesleriyle Bir Kez Daha kitabiyla da uzun süreli bir baski döneminin ardindan seslerini yeniden yükselten çalisan kesimi aktardi.
Czesław Miłosz (30 Haziran 1911 –  g004 Polonya asilli Amerikali sair ve deneme yazari. 1980 yilinda Nobel Edebiyat Ödülü’ne Kaliforniya’da otururken lâyik görüldü. Hayatinin son günlerini Krakov, Polonya’da geçirmis ve oradaki evinde hayatini kaybetmistir.Šeteniai, Litvanya dogumludur. Polonya’nin seçkin sinif ailerinden birinden gelmistir. Vilnius Universitesi’nde hukuk okumustur. Bolsevik Ihtilali siralarinda çocuklugunun bir kismini Rusya’da geçirmistir
.Tahsin Saraç (1 Ocak 1930 – ö. 29 Haziran 1989) Türk sair. 1952’de Ankara Gazi Egitim Enstitüsü Fransizca Bölümünü bitirdikten sonra, Hakkari’de bir süre Fransizca ögretmenligi yapti. Paris’e giderek Sorbonne’da Fransiz Dili ve Edebiyati ile Sesbilim üzerine egitim gördü. Dönüsünde Gazi Egitim Enstitüsü’nde ögretim görevlisi olarak görev yapti. Fransiz Dili ve Edebiyati dersleri veren Saraç; Milli Egitim Bakanligi’da çevirmen olarak görev yapti.Ögretmenler Federasyonu ikinci baskanligi görevini yürüten sair; Türkiye Ögretmenler Sendikasi (TÖS)’nin da kurucularindandir. Saraç’in ilk siirleri Varlik Dergisi’nde yayimlandi. bir yandan Tercüme, Türk Dili ve Çeviri dergilerinin yazi kurullarinda çalisirken, diger yandan Dost, Papirüs, Sanat Rehberi, Türk Dili gibi dergilerde siirleri yayimlandi. Kadinlar da Savasi Yitirdi gibi oyun çevirileri yapti.Özde, biçimsellik ve dilde kendine özgün siirleriyle toplumcu – gerçekçi çizgide ilerleyen sair, sanatçiyi, insani ve toplumu degistirmekle yükümlü gören bir bakis açisina sahipti.
Siirle kalin

Kiralin Adamlari
siz  bir kiraldiniz nasil hatirlamam
koyacak yer bulamayan ellerine
adamlarinin sirtindan baska
kiraldiniz olmasin mi o kadar da
deniz sizindi düsüp düsüp sarilmalar denizi
ay durdugunda gecenin bir yanina
saçlar varmak üzereyken öteki saçlara
sizindi yan yana uyumak gecesi
kan ise yigittir bütün bilinenlerden
el ile koymus gibi yanina vardiginiz
nasil hatirlamam siz bir kiraldiniz
adamlar akti sehrin çesmelerinden

Kemal Özer
**********************
Düsüs
Bir insanin ölümü, güçlü bir ulusun düsmesi gibidir:
Geçmiste kalmistir yigit ordulari, kaptanlari, yalvaçlari,
Görkemli limanlari, denizlerde egemen gemileri,
Ama artik o ulus, kusatilmis kentleri kurtaramaz,
Antlasma yapamaz baska uluslarla;
Kentleri bosalmistir, halki darmadagin,
Devedikeni kaplamistir eskiden ekin dolu topraklarini,
Ulküsü unutulmus, dili yitip gitmistir:
Bir köy agzi kalmistir ta yükseklerde, dag baslarinda.

Czeslaw  Milosz
Çeviri: Talât Sait Halman
********************************
Bir Ölümsüz Yalnizliga
Simdi Otag Kurdugumuz
Islanir bir orman yagmurunda simdi uzak
O bir suskun mavide isiyan ilk sevimiz.
Kalacak tüm karanligima karsin belki tek
Yalniz seni uyudugum su ilik gece.
Ilk solugunca evrenin bir serinlik
Serpilir yirmi çaglar ötesinden çölümüze
Kaç ölümler astik da vardik ancak iste
Bir ölümsüz yalnizliga simdi otag kurdugumuz.

Tahsin Saraç
********************
Sahici Sanri
Sabahin esiginden devriye gözüm
karsi tepeye hafif, uçari bir hizla
süzülürken vurkaç bir duygu tirmanir
sirtima: O mor, etli isigin içinden
madde kipirdayacak sanirsin.
Güzel yagmur, kivrak yagmur: Duru
bir sevda sonrasina kilitle beni.

Enis Batur
********************
Kalem ve Toprak

Bir kalem dikin topragima
Iki ucu da açilmis sipsivri
Bir elime bir gece yapraklarina
Bir kalem dikin topragima
Tamda erken bahar vakti
Azar da kök salar belki
Elim gece yapraklarina
Bir kalem dikin mezarima
Yan yana gelmemis
Sözcükler var daha

Hulki Aktunç