“Bir Söz” : ”Bagnaz yaratmanin en bilindik yöntemi, ögretmeden inandirmaktir.”
Voltaire
Insan bilgilerinin çogunu bu etkili ögrenme yolu yani okuma ile edinir,. Basit örnegi. yazin plajda elinde kitap ile yabancilar ve gözleri etrafta biz Türklerdir. Gelismislik durumuna baktigimizda “bakanlar” ile “okuyanlar” arasindaki fark net bir sekilde aleyhimizedir.
Kahvehaneye gittiginizde okey (bezik, satranç degil) oynayan insanlara ne yaptigini sordugunuzda “vakit geçiriyoruz” cevabini alirsiniz, ne yazikki. Bir Türk evine gittiginizde evim hanimini dizi, magazin yada evlenme programlari izlerken görürsünüz. Insan yapisi bu olan toplumun gelismesini (insani ve sosyal olarak daha çok) beklemek sanirim safdillik olur.
Italya Roma’da görev yapigim dönemde, yasli bir kadinin otobüste ayakta, tutunmaya çalisarak kitap okumasi bellegimde taptaze duruyor.
Bu hafta da “Vakitsiz Göçen” bir sairimiz ve siirini benim çevirimle okuyacaginiz bir yabanci ilk kez kösemizde. Umarim begenirsiniz.
Kemal Tastekin (1969 – 27 Eylül 1994)
Diyarbakir’in Lice ilçesinde dogdu. Ortaögrenimini Diyarbakir’da tamamladi. Hacettepe Universitesi Türk Dili ve Edebiyati son sinif ögrencisiyken, kendini evinin kalorifer borularina asarak yasamina son verdi. Geriye biraktigi siirleri arkadaslari tarafindan “ortadogu Diyalektigi” (1996) adiyla kitaplastirildi.
Kitabin arka kapaginda, Yilmaz Odabasi’nin kaleme aldigi yazida Tastekin siiri için ; “Onu hiç tanimadim, ama yazdiklariyla birlikte yüregine dokundugumda, baktim ki, onun yazdiklari sirdir… Bu yüzden o, simdi yitik bir genç sairdir. Yazdiklari ilk kez bu kitapla okurunu bulacak.
Yasasa da, yitse de birçok siiri ve dizesiyle sair olan Kemal Tastekin, siirini, yer yer çogaltmalarda yalitsa, kusaginin en iyi sairi sayilabilirdi. Birçok siirini burkularak ve severek okudum.” denmektedir.
Thomas Stearns Eliot, (26 Eylül 1888 – 4 Ocak 1965) ABD dogumlu Ingiliz sair, oyun yazari ve edebiyat elestirmeni. Ekspresyonisttir.
St. Louis, Missouri‘de dogdu. Harvard Universitesinde okudu. Daha sonra Ingiltere‘ye yerlesti, evlendi ve bir bankada memur olarak çalisti. Anglikan mezhebine geçti ve daha sonra siirlerini yayimladigi Faber and Faber yayinevini kurdu.
T.S. Eliot’in siiri siklikla zaman bagimli, zaman güdümlü gelenekten kaçma arzusunu yansitmaktadir. “Burnt Norton” (1941) adli siiri buna bir örnek olarak verilebilir. . 20. yüzyil modernist siirinin en basarili sairlerindendir. 1948 yilinda kendisine “günümüz siirine göze çarpan ve öncü katkilarindan dolayi” nobel edebiyat komitesi nobel ödülü vermistir.
Klasik kültürün malzemesini siirde çok fazla kullanir. XIX. yüzyil siirindeki sen, iyimser ve umut dolu havaya karsi bir ayaklanmayi temsil eder. Yeats, Ezra Pound ile baslayan ‘yenilesme’ haraketini ileriye götürerek yaymistir.
Siirle kalin,
Vakit Belki Ölüm
bir kalabaliga sürüklenir gibi
vurdum kendimi o yola
(zaman: gece yarisi)
(mekân: bilinen ana cadde)
ölmek bir defa olur
sabaha yakin bir zamanda
isçiler henüz uyanmamistir (mekân: önemli degil)
ama sen ol yanimda
ne günes, ne su ne de ekmek
bir de `hazin hazin aglar gönül`
ah istemez miydim
günesin bol
ölmenin kit oldugu
bir ahir zamanda
hem senin de çok oldugun
ama vurdum kendimi o yola
o halde
ilke bir: asla geriye dönme
ilke iki: yasamayi ögren
soru: bu saksilarin içinde ne büyür ki?
******************
Prelütler
I
kis aksami yerlesiyor
biftek kokulariyla dar sokaklara
saat alti
dumanli günlerin yanik uçlari
ve simdi bir firtinali saganak sarmalar
diz boyundaki solmus yapraklarin
kirli yiginini
ve bos arsalardan gazete kagitlarini
saganaklar vurur
eskimis pancurlara ve baca külahlarina
ve sokagin kösesinde
yalniz bir fayton ati kisner ve tepinir
ve sonra isimasi lambalarin
T. S. Eliot
Çeviri : Mehmet Bardakçi
*************************
Gül Duasi
karanlik gözlü gül
gözlerin hiçliginin aynasi
karanlik gözlü gül
gizemine inandir bizi
riyakar çiçek
çiçegi sükutun
altinin saf rengi gül
güvenli yatirimi ülkünün
altinin saf rengi gül
anahtarini ver rahminin
riyakar çiçek
çiçegi sükutun
gümüs rengi gül
buhurdani rüyalarimizin
gümüs rengi gül
al kalbimizi ve tütsülendir
riyakar çiçek
çiçegi sükutun
Rémy de Gourmont
Çeviri: Turgay Uçeren
***********************
Dizeler:
“Geçirdigim bütün hastaliklardan sonra
Mutlaka ayirt edecegim beni götürecek sanciyi
Daha gitmeden
Henüz korku çizgileri yüregime akarken
Salt karimin yüzüne bakacagim
Eger yalnizsam
Ve görünüyorsa
Alisamadigim yumusakligina gökyüzünün
Belki de büyük laflar edecegim
Ölümden bile korkmadi desinler diye.”
Bedrettin Cömert
***********************
Bir sey Unuttum
Yolum uzundu biraz, kayaliklar çetindi;
Sona yaklasinca da gün bitti, aksam indi;
Dediler: “Pek bos yere degil verdigin emek,
Eristin demek!…”
Hazirlik da bir büyük savas bu yolculukta.. .
Nu uçurumlar asmak gerekmis bir solukta!…
Bir ciliz su basi da bulsam simdi tasam yok;
Dayandigim kayaya degemez ates ve ok!…
Yalniz,
Gönlümde bir aci var, adini bulamadim;
Kirik gibi kanadim!
Bir sey mi kaybettim, ne? Ellerim bombos gibi.. .
Bir yakuttan kadeh ki varlik çatlamis gibi .. .
Ses mi, çiçek mi desem;
Isik mi, renk mi desem;
Sanki, geçtigim yolda bir sey unuttum!…
Sükûfe Nihal Basar