ANKARA’NIN her mevsimini bilirim. Egitimsen’de yöneticilik yaptigim dönemlerde tüm eylemlere katildim… Sicak yaz gecelerinde yüz binlerle Kizilay Meydani’nda yatip kisin yagmur ya da kar altinda Sihhiye Meydani’na yürüdük. Baharda tomurcuklanan agaçlarin altinda oturma eylemleri yapmistik. Bunlarin hepsinin hak arama eylemleri oldugunu Ankara bilir.
26 Subat günü de CHP’nin 16. ve 17. olaganüstü kurultaylarini izlemek için Ankara’daydim. Kis günesinin ilik isitan aydinliginda beyazlara bürünmüs, tertemiz piril piril bir Ankara’yi ilk kez görüyordum. Karlar altinda göz alici bir güzellige bürünmüs, beyaz bir gelinlik giymis gibiydi… Otomobillerin tekerlerine tutunan topragin olusturdugu ince çamur dahi yollardaki siyah asfalti kirletemiyordu. Ankara’yi Subat günlerinde hiç bu kadar temiz ve aydinlik görmemistim.
Arena Spor Salonu’na geldigimde canli bir kalabalik karsiladi bizi. Gülen, aydinlik yüzlü insanlari görünce yüregim isindi. Salona girince umudum artti, pembe bir cosku kapladi sanki her yanimi. Ankara aydinlikti, umut doluydu. Umut halkti, devrimcilerdi, sosyal demokratlardi, umut CHP idi.
***
80 öncesi izledigim CHP kurultaylarini animsadim. O kurultaylara benziyordu. Demokrasi ve özgürlük kurultaylarina benziyordu… Kurultaylar; partilerin anayasasi sayilan tüzük ve programlarin yenilendigi; demokrasinin geregi olan tartisma, paylasma, düsünce üretme geleneginin gerçeklestigi büyük toplantilardir… Yeni düsüncelere, bireye, halka ulasma, bulusma ve kucaklasma yeridir. Kurultaylar; partilerin yol haritasini çizme, siyaset üretme, hedef koyma ve iktidar olma iddiasinin belirlendigi yerlerdir. CHP için “Kurultaylar Partisi” denilir. Dogrudur. Çünkü CHP’nin özünde demokrasi vardir; halkçilik, halktan yana olmak vardir. Hem kurultaylar kitleleri canli tutar. Zaten bizim tarihsel geleneklerimizde de vardir. Dede Korkut öykülerinde de kurultaylar düzenlendiginden söz edilir. Bayindir Han sorunlari çözmek için “handan çobana” kim var kim yok katildigi kurultaylar toplamamis midir? Kurultaylar sorunlarin çözüldügü, demokrasinin uygulandigi, ortak akilin egemen kilindigi büyük toplantilardir. Yapilan kurultay CHP’ye özgüven vermistir. CHP ile ilgili olumsuz söylentileri önlemis, ülke insanimiza dogru mesajlar vermistir.
***
Son kurultayin önemini kavramak için, parti içi geçmise gitmekte yarar vardir. CHP; devlet kurmus, demokrasiyi uygulamis, devrimci, emek eksenli, sosyal demokrat bir partidir. Ancak 1995’ten sonra ideolojiden uzaklasmis, 98 kurultayi sonrasi sosyal demokrat ideolojiye ters düserek dogal müttefiki olan emekçilerden, devrimcilerden ayrilip saglasan, siglasan bir anlayisa yönelmistir. Devrimci, yenilikçi ruhu terk etmistir. Parti içi oligarsik yapi askeri ve vesayetten medet uman bir kadrodan olusmustur. Bu kadro CHP’yi bir devlet partisine dönüstürmüstür. CHP; kürt sorununu görmeyen, Alevi taleplerine kulak tikayan, emekçi sorunlarina geregi gibi ilgilenmeyen, issizlik, yoksulluk ve yolsuzluk karsisinda yalnizca laiklik ve milliyetçiligi ön plana çikaran bir partiye dönüsmüstür. Bu nedenlerle de 1999 seçimlerinde ilk kez TBMM disinda kalmistir.
2002 seçimlerinde de bu yanlis siyasetini devam ettirmis sol bir kitle partisi olarak emek cephesine kapilarini kapatmistir. Parti içi demokrasi rafa kaldirilmis, bir lider oligarsisi yaratilarak bilinen söylemlerle isi idare eden bir muhalefet partisi olarak kalmistir. Hiç iktidar hirsi olmayan bir parti görünümündeydi. Sol düsünen, çogulcu kültüre sahip devrimci kültüre sahip çikanlar partiden uzaklastirildi. Küstürüldü. Basini kaldiranlarin kellesi uçuruldu. Bilinçli bir muhalefet sürdüremedi. Isçiler, emekçiler, emekliler, varoslar, dar gelirliler yalniz birakildi… Bu durumdan yararlanan AKP’nin büyümesi sürdü.
***
Kiliçdaroglu’nun Genel Baskan olmasiyla CHP yükselise geçti. Partide heyecan artti. Parti içi demokrasinin uygulanmasina engel bazi tüzük maddelerini degistirecegini seçildigi ilk gün söyleyince kitlelerdeki heyecan artti. Bunu fark eden AKP, Kiliçdaroglu’nun üzerine gitti, CHP kurultayindan medet umdu. Umdugu olmadi çünkü CHP kurultaydan güçlenerek çikti.
Kiliçdaroglu’nun; “Herkes biliyor ki CHP’nin tüzügü kâgit üzerinde degil, uygulanacak bir metindir.” sözleri yeni ve parti içi demokrasinin uygulanacaginin habercisiydi. Umarim diger partilerimize de örnek olur. Demokrasimizin önü açilir. Yarin kurultay gözlemleri ve degisimden söz edecegim.
Hosça kalin, dostça kalin.