ÖRGUTÇU nitelige sahip olmak sol literatürde iyi bir durumdur, öyle olmasi da gerekir. CHP ülkemizde örgütlenen ilk siyasi partidir. Devlet kurmus, ilk olmasina ragmen her dönemde kendini yenilemeyi basarmis, canli, diri ve iri bir örgüttür. Ulkemizin en ücra köselerinde dahi örgütlenmistir. Ortak amaçlari; emek eksenli, çagdas, sosyal demokrat ideolojiyi ülkede kurup gerçeklestirmek için bir araya gelen kisilerin olusturdugu bir örgütlülüktür bu. Örgütlülük salt sol kültür için degil, yasamin her alani ve dünyanin her cografyasi için geçerli ve olumlu bir niteliktir. Sol partilerde demokratik örgütlenmeye önem verilir. Soldaki örgütlenme biçiminde kisilere biat etmek, lider oligarsilerine boyun egmek yoktur. Olmazsa olmazi parti içi demokrasidir. Bu nedenle eski tüzükte yer alan anti demokratik bazi maddelerin degistirilmesi için 26 Subatta tüzük kurultayi yapilacak. CHP lideri Sayin Kemal Kiliçdaroglu’nun yapilacak tüzük kurultayi için; “Dilimizde demokrasi varsa tüzügümüzde de olacak!” sözleri parti tabanini heyecanlandirmistir. Sosyal Demokrasi Dernegi “Dayanisma Gecesi”nde CHP’nin ülkenin her sorununa çözümünün oldugunu belirterek; “iktidar olmanin yolu kisisel egolari yenmekten geçer. Koltugu, hirsi bir tarafa birakip daha farkli bir pencereden dünyaya bakmamiz gerekir. Insan, bizim odagimiz diyorsak insana saygi duyacagiz. Görevimiz; insanin kimligi, inanci ne olursa olsun onun sorunlarini çözmek” diyerek kurultaya da demokrasi ve hosgörü temelinde baktigini belirtiyor.
***
SAG partilerde öteden beri lider oligarsileri vardir. CHP’de 80 öncesi delege seçimleri ve parti içi demokrasi önemliydi. Çünkü delegeler parti üyelerinden aldiklari yetkiyle belediye meclisi üyelerini, belediye baskanlarini, il genel meclisi üyelerini, milletvekillerini seçerlerdi. Bu yöntem daha sonra SHP’de Sayin Erdal Inönü döneminde de sürdürüldü. Deniz Baykal döneminde bu demokratik yöntem yerine merkez yoklamasi uygulandi. Parti içi barajlar tüzükte yer aldi. Baykal’in atamasiyla belediye baskani, milletvekili olunuyordu. Yerellerde de yönetici oligarsi olusmadi mi? Birkaç kisi bir araya gelerek belediye meclis üyelerini, il genel meclis üyelerini belirlemedi mi? Çakma partililerden milletvekili, belediye meclis üyesi yapilarak taban küstürülmedi mi? Sonra ne mi oldu? Kiliçdaroglu genel baskan oldugu gün; “Bu parti; ideolojisini gözden geçirecek, parti içi demokrasi mutlaka uygulanacak, parti içindeki seçilme barajlari, ön seçimler mutlaka yapilacaktir” deyince durum, taban degistirmeye basladi. Delege seçimleri önem kazandi.
Bundan böyle CHP’de geçmisin aliskanliklarini sürdürmek isteyenlerin kabul görecegini sanmiyorum. Çünkü dünün aliskanliklariyla gelecegi kuramazsiniz. CHP’de, tüzük kurultayi öncesi bir tartisma yasaniyor. Partiyi büyütmek isteyenlere, ‘parti eskiden oldugu gibi kalsin’ diyenlerin tartismasi var. Bu durum yerele ne kadar yansir, ileriki günlerde görecegiz. Bir üye olarak geçmiste oldugu gibi bundan sonra da katki sunmaya çalismaktan baska bir düsüncem olmamistir, olmaz da.
Dilegimiz; 26 Subattaki tüzük kurultayinda parti içi demokrasiyi isletecek, barajlarin kaldirildigi, her alanda hizmet etmek isteyenlerin önü açilacak. Ön seçimli demokratik bir tüzük hazirlanmasidir. Iste o zaman CHP daha fazla büyüyecektir. Parti tabaninin istegi de budur.
CHP’de; demokratik, kimseyi ötekilestirmeden, siyaset yapmak isteyenlerin rahat olacaklari, her üyenin istedigi yerden aday olabilecegi bir anlayisa ihtiyaç var. Çünkü bu ülkenin CHP’ye ihtiyaci var. Olmazsa olmazimiz parti içi demokrasidir. Örgütlenme piramidi dogru kurulursa iktidar yolunda CHP’nin önünde hiçbir engel duramaz. Söz; bundan sonra üyenindir, delegenindir. Hayirlisi olsun.
Hosça kalin, dostça kalin.