Büyük Torbalı

Degisim üzerine

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Degisim üzerine
Mustafa YETKIL( mustafayetkil@buyuktorbali.com )
208 Görüntüleme
10 Kasım 2010 - 22:34
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

DUNYA üzerindeki yasamda gel-gitler olagel-mistir. Kaç kez yikilip kurulan yasamlar vardir, kim bilir. Metropolis’i, Efes’i düsünün. Binlerce yil önce yasam olan canli kentlerdi buralari. Yi-kildilar; üzerlerine baska yerlesimler, uygarliklar kuruldu. Dünya degisiyor. Çagdan çaga, toplum-dan topluma. Ahlak ilkeleri, yasam biçimi de de-gisiyor. Iki-üç bin yil önce köleler ve sahipleri vardi. Sahiplerin kölesini kirbaçlamasi, asip kes-mesi hatta öldürmesi o dönem toplumlarinda normal karsilanir, ahlaksizlik sayilmazdi. Günü-müz çok farkli. Birakin insanin insani öldürme-sini, kirbaçlamasini, mal gibi alinip satilmasini bir insanin digerine kötü bir söz söylemesi dahi ahlaksizlik degil mi? Günümüzde insanin insana kullugu kabul edilebilir mi?
***
Her sey degisiyor. Uzaga gitmeye gerek yok. Metropolis Ana Tanriça Kenti’nde, iki bin bes yüz yil öncesinde yasadigimizi varsayalim. Tu-valet ihtiyaciniz var. Hacet gidereceksiniz. Yol üstünde siralanmis tuvalet taslarindan birine otu-rup hacetinizi giderebilirsiniz. Bu, o dönem top-raklarinda çok ahlaki bir olaydi. Kadin, erkek, genç, yasli olmanizin da bir önemi yoktu. Çünkü çiplaklik gibi ihtiyaç giderme de dogal bir durum kabul ediliyordu. Efes’te, Afrodiyas’ta, Bergama’-da da böyleydi. Dogal karsilanirdi.. O dönemler-de yasayanlari günümüze getirmek mümkün ol-saydi, ne düsünürlerdi acaba? Insan yasami, ahlak anlayisi, toplumsal iliskiler çagdan çaga degise gelmistir.
***
Sümerler döneminde tapinak rahibeleri türban takarlarmis. Kendilerini o tapinaga adarlarmis. Bir tür rahibe aksesuari gibiymis. Peki, günü-müzde hangimiz bu durumu aklimiza getiriyor? Dogadan toplayicilikla geçinen insanoglu çoban-liga, oradan feodalizme, sonra kapitalizme geç-mistir. Hani denilir ya, sinif savaslari tarihi, di-ye.. Hep mücadele ve degisim yasanmistir. Haçli Seferleri’ni düsünün..Oysa günümüz insani için Haçli Savaslari’ni baslatmayi düsünmek bile ne kadar komikse gaza için, fetih için savaslara girmek de o kadar gülünçtür.
***
Anne babalarimiz derlerdi: “Biz iyi-kötü yasa-dik. Fakat çocuklarimiz daha kötü kosullarda yasayacak.” diye… Her seyin kötüye gittigini ima etmek isterlerdi. Buna benzer sözleri simdi bizim kusagin, çocuklarina söyledigini duyuyo-rum. Öyle degil mi? Degisen dünya degildir. In-sandir. Dünyayi degistirmeye çalisan insanlik kendini degistiremezse çevre ve iklim felaketleri yasayacagimiz söyle-niyor bilim insanlarinca… Daha fazla kazanma hirsi kosullari degistiriyor… Toplumsal yapi, bünye bu degisime ayak uydur-maz, degisim kökten yasanmazsa insan bilim çaginda bile bilimin nimetlerinden yararlanamaz. Mantikta bir temel kural vardir. “Anormal kosullardan normal sonuçlar çikmaz.”
Günümüz dünyasi da ülkemizde normal olmayan kosullar içinde mi? Yesil kusak, Büyük Ortadogu Projesi derken ülkemizde farkli bir degisim yasa-niyor. Ilimli Islam, Radikal Islam derken farklila-siyor muyuz? Oysa bu ülke aydinlanma çagini Atatürk ile yasamadi mi? Devrimleri sirasinda, devrimlerin basarisindan baska bir sey düsünme-yen ve bu alanda örgütçü ruhunun bütün kuvve-tiyle çalisan Mustafa Kemal’in devrimlerinin ve toplumsal degisimin gerçeklesmesi saglanmadi mi? “Bölünmeyin; laik, demokratik Cumhuri-yet’e sahip çikin.” diyen Mustafa Kemal’in öz-lemleri gerçeklesmedi mi yoksa?
***
Atatürk olumlu yönde, çagdas uygarlik yönünde degisimden yanaydi. Imtiyazsiz, sinifsiz bir top-lum olusturmayi düsündü. O bir devrimciydi çünkü.. Devrimlerin gerçeklesmesi için çareler aramisti. Bu çareler içinde arkalarindan kitleleri sürükleyebilen insanlari ikna edebilmek en ö-nemlisiydi. Çagdas bir toplum yaratmayi düsü-nüyordu. Bu nedenle Sapka Devrimi’ne ilk olarak Konya Çelebisi ve o dönem milletvekili Veled Çelebi’den baslamayi düsündü. Kolay bir is degildi. En zor kosullarda ülkesini kurtaran bu adamin akli, bu sorunu çözmede de gecikmemis-tir. Atatürk, bir sabah Veled Çelebi’nin evine git-ti. Veled Çelebi’ye iltifat etti. Bir aralik elini Çelebi’nin omzuna koyarak: “Sizden bir hediye istiyorum.” dedi. Veled Çelebi, “Aman pasam! Ben size layik ne hediye bulabilirim ki?” demis. Atatürk, insanin içine isleyen ses tonuyla devam etmis: “Bilakis sizde çok kiymetli bir sey var. Bu, o kadar kiymetli ki ben onu ancak müzede saklattiracagim. Ve o, Türk milletinin geçirdigi degisimin en kuvvetli bir sahidi olacak.” Sonra Veled Çelebi’nin gözlerinin içine bakarak devam etmis: “Sizden sikkenizi (Mevlevi Külahi) istiyo-rum. Buna mukabil benim de size bir hediyem var.” Veled Çelebi hiçbir sey söylemeden basin-daki sikkeyi çikarip Atatürk’e vermis. O zaman Atatürk, Çelebi’nin basina beraberinde getirdigi paketin içindeki sapkayi koyarak, “Iste benim de hediyem bu.” demis.  Ertesi gün ve sonrasi Çelebi basindaki sapkayi hiç çikarmamis.
Degisim bu iste.. Degisimde geriye dönüs olmaz. Atatürk, aramizdan ayrilali 72 yil olmus.  Dün gibi… Bir ülke için 72 yil nedir ki? TV’lerde boy gösteren Cübbeli Ahmet Hoca’lar ve digerlerini görünce Kiyafet Devrimi’ni düsünüyorum. “Neredesin Mavi Gözlüm?” diyesim geliyor. Hosça kalin, dostça kalin..

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web