SEÇİME 45 gün kaldı… AKP’ye tek başına bir iktidar görünmüyor… Aslında AKP’yi besleyen iklim, destekleyen iç ve dış rüzgârlar 2013’lrden bu yana ters esmeye başladı ve sürüyor. Siz bakmayın Bülent Arınç’ın; “Yurt dışı oylarıyla yüzde altmışı yakalarız” sözlerine… Karanlıktan korkan çocuğun ıslık çalması gibi… Hepsinin uykuları kaçıyor.

Anketler AKP oylarının biraz daha düştüğünü söylerken yüzde 40’ın üstünde göstermiyor. CHP yüzde 30’lar bandında MHP’nin yüzde 17’ler civarında olduğunu gösteriyor… HDP’nin yüzde on barajını aşması bekleniyor. Kişisel olarak aşmasını gönülden isteyenlerdenim… İşte o zaman AKP’ye tek başına iktidar görünmüyor… AKP’nin politik İslam olarak hedefine koyduğu rejimi inşa etmek ve onu başkanlıkla taçlandırma muradı da sonlanıyor artık.

***

19 Nisan Pazar günü CHP seçim bildirgesini açıkladı, adaylarının tanıttı. CHP, vaatlerini hayata geçirmek için dört ayaklı bir strateji, hazırladı. İlk ayak, katılımcı demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, devletin saydamlığı ve hesap verebilirliğini sağlamak olarak açıklandı. İkinci ayak, Türkiye’nin katma değeri yüksek ürünlerle dünya piyasalarında rekabetçi hale gelmesi, ülkenin bilgi toplumuna taşınması olarak belirlenmiş. Üçüncü ayakta, sosyal demokrasinin güçlendirilmesi, refahın hakça bölüşülmesi 17 milyon yoksulun refah düzeyinin yükseltilmesi amaçlanmış. Dördüncü ayak ise, “Devletin güçlendirilmesi” olarak ifade edildi…

Bildirgeyi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu sundu… Kılıçdaroğlu halktan dört yıllık yetki isterken özgüvenle ve inandırıcı konuştu… Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle; “Sokakta kâğıt toplayan vatandaşa da, katma değeri yüksek mal üreten sanayiciye de dokunan” bir bildirgeydi. Rakamlarla konuşurken onları ve seçim bildirgesindeki tüm vaatleri; büyük bir rahatlık, sonsuz bir özgüvenle ve ete kemiğe büründüren bir gerçeklikle ortaya koydu… Hayatı kolaylaştıran bir bildirgeydi. CHP lideri seçim öncesi halkın kalbine dokundu, gündem yarattı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında başkanlık sisteminden hiç söz etmemesi CHP’nin AKP ile kavgayı gereksiz gören bir anlayış içinde olduğunun göstergesi gibi geldi bana… Sayın Genel Başkanın bu kadar özgüvenle konuşmasına ilk kez tanık oldum. Akıcı ve halka hitap eden bir konuşmaydı… Kılıçdaroğlu konuştukça CHP adlı koca çınarın filizlenerek çiçeklendiğine tanık oluyorduk sanki… CHP gündem belirleyen oldu, olması gereken de buydu zaten…

***

CHP’nin ekonomik vaatleri büyük ses getirdi… Genel Başkan her akşam değişik bir kanalda konuk ediliyor… Asgari ücretin 1500 liraya çıkarılması. Yoksullara 720 TL’lik aile yardımı… Emekliye çift maaş çiftçiye bir buçuk liraya mazot… vb. rakamlar günlerdir yazılıp çizildi.

Tekrarlayıp sizleri yormayacağım… CHP’nin seçim bildirgesi her kesimden, her türlü vatandaşımızı ilgilendiren yüzlerce vaatle dolu… Yoksulun, emekçinin taşeron işçisinin, çiftçinin öğrencinin, emeklinin, memurun, asgari ücretlinin, sanayicinin vb. içinde kendini bulacağı bir bildirge… CHP’ye 7 Haziranda önemli katkılar sunacak gibi görülüyor. Yeter ki bu ekonomik ağırlıklı bildirge halka iyi anlatılsın, üçü dört günden beri yazılı ve görsel medyada bildirge tartışılıyor. Kaynak sorgulanmaya başlandı. Ülke ekonomisini talan eden AKP kurmayları kafa karıştırmaya çalışıyor… Ekonomistler Türkiye’nin kaynaklarının doğru bir şekilde harcandığı zaman vaat edilenlerin yerine getirilebileceğini vurguluyorlar… CHP’nin bildirgesini uygulanabilir buluyorlar.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun sunduğu 2015 seçim bildirgesinde bugüne değin söylenenlerden farklı olarak söylenen şudur: CHP uygulayacağı ekonomi politikalarıyla ülkede sınıfı güçlendirmek ve son 13 yıldır AKP’nin iyice yoksullaştırdığı çalışan sınıfların durumunu iyileştirmek istiyor… Refahı tabana yaymak, sosyal devleti yaratmak istiyor ve bunun içinde 7 Haziranda yetki istiyor…

Kılıçdaroğlu’nun doğrudan halka hitap eden özenle hazırlanmış bu dört ayaklı stratejiyi dört şeker halinde yürütmek CHP örgütlerinin görevidir… Doğa doğuma durdu, ağaçlar çiçekler bezendi. İmbat esiyor, ılık okşayıcı, sevgiyi çağrıştıran; paylaşımcı bir iklim yaratıyor. İzmir gibi… Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi İzmir’de de ilçemizde de bildirge tartışılıyor… Katı olmayan sağ görüşlüler, tarafsızlar, AKP çizgisinde olmayan işinde gücünde insanlarımız CHP’nin seçim bildirgesini tartışıyorlar. Programın uygulanabilirliğine Kılıçdaroğlu ve CHP’nin samimiyetine inanıyorlar… Sosyal demokratlar, devrimciler sosyalistler adına olumlu bir iklim oluştu… CHP örgütleri bıkmadan, yılmadan, yorulmadan kimseyi kırmadan, küstürmeden CHP seçim bildirgesini halka daha iyi anlatabilmek adına bundan böyle sokakta olmalıdırlar… Bu rüzgâr iyi değerlendirilmezse yazık olur… Yalnızca Genel Başkan yetmez, yetmiyor. Örgütler anlatmalılar.

Hoşça kalın, dostça kalın.