BUGUN kamu emekçileri, isçiler, doktorlar, ögretmenler, teknisyenler; “insanca bir yasam için grevdeyiz!” diyorlar… Dün yayinlanan Türkiye Istatistik Kurumu’nun (TUIK) resmi rakamlarina göre nüfusumuzun yüzde 16.9’u yani yaklasik on iç milyon insanimiz yoksulluk sinirinin altinda yasiyor. Sürekli yoksulluk siniri altinda olan kisi sayisi yüzde 18. Halkin yüzde 61’inin borçlari var, yüzde 66’si beklenmedik harcamalari yapamaz durumda, yani yaklasik 48 milyon insanimiz borçlu. En zengin yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldigi pay yüzde 50’ye yaklasmis… Güya büyüme hizi 8.2 ile Çin’den sonra ikinci ülkeymisiz? AKP dokuz yildir iktidarda. Toplam gelirlerin (milli gelir) adaletli dagildigini söyleyebilir misiniz?
AKP iktidarinda tam bir vahsi kapitalizm yasaniyor, patronlar için iyi seyler de oluyor yani. Dev firmalarin çalisan kisi basina kari 1998’de 577 TL iken 2010’da 12 bin 178 TL’ye çikmis. Ulkemizde ki bin sanayi kurulusu 13 yilda hem  istihdami azaltmis, hem çalisanlarin sirtindan elde ettigi sömürüyü 21 kat arttirmis. Orta halli ile zengin arasindaki uçurum 20 kat artmis. Büyüme sokaktaki insana, isçiye memura, emekliye yansimiyor…
AKP’nin “kimseyi enflasyona ezdirmeyecegiz!” söylemi kocaman bir yalan oldu. Açlik sinirinin 992 TL. Yoksulluk sinirinin üç bin liraya yaklastigi ülkemizde memuru yoksulluk sinirinin yarisi maasla yasamaya mahkum eden iktidar insanimiza 659 TL’lik asgari ücret, layik görürken bu ücretten bile vergi kesintisi yaparak “599 TL ile yetin” diyor. Elektrik, su akaryakit vb temel tüketim mallarina yapilan yüzde 3540’a varan zamlarin adini dalga geçer gibi “güncelleme” koyan iktidar gerçek enflasyonu çarpitarak kamu emekçilerinin maaslarina 34 gibi sefalet artisi yapiyor. Kamu emekçileri insanca yasayacak bir gelire kavusma mücadelesi için “grevdeyiz” diyorlar.
AKP iktidarinin “kamu emekçileriyle toplu sözlesme yapacagiz!” söylemi de yalan çikti. Iktidar; kamu emekçilerinin yillardir verdigi mesru mücadeleyi, uluslar arasi sözlesmeleri ve anayasayi yok sayarak grevli toplu sözlesme hakkini engellemeye devam ediyor. Grev hakki, görüsülmesi yok! Toplu sözlesme kapsaminin yalnizca mali ve sosyal haklarla sinirlanmasi, belediyeler de toplu sözlesme yapilmasinin imkansiz hale getirilmesi gündemde… AKP’nin “kamuda devrim, reform, yeniden yapilanma” sözleri de yalan çikti. Esnek, güvencesiz ve performansa dayali çalisma yayginlastiriyor. Her alanda taseronlastirma ve özellestirme  kamuyu talan ediyor. Devletin yurttaslarina karsi anayasal sorumluluklari olan; istihdam alanlari, egitim, saglik sosyal güvenlik alanlari yaratma görevini yapmiyor. Yurttaslari müsteriye, kamu kurumlarini ticarethaneye, kamu çalisanlarini güvencesiz, isletme görevlilerine çevirmeyi hedefliyor. Çalisma Bakani’nin 657 sayili yasayi kaldiracak her türlü girisime karsi mücadelelerini sürdürmek için “grevdeyiz” diyorlar.
Parali saglik yasasi ile hastaneler ticarethane gibi çalisacak, saglik çalisanlari yabanci hekim ve hemsireler çalistirilacak. Universite hastanelerine devlet tarafindan el konulacak… Atama bekleyen ögretmen adaylari dururken egitime de sözlesmeli çalistirmalarla kalite düsecek.. Yarinlarimizin teminati çocuklarimiz eksik, yetersiz yetistirilecek. Kamu emekçileri buna karsi “grevdeyiz” diyorlar.

AKP iktidarinin “ileri demokrasi” söylemi de kocaman bir yalan. Iktidar tüm kurum ve kuruluslari denetim altina alarak devleti AKP’lilestiriyor. Hak ve özgürlükleri için mücadele eden bütün kesimleri düsman ilan ediyor. Parasiz egitim isteyen gençler, gazeteciler, tutuklaniyor. Kamu çalisanlari ve sendikacilar vb sürülüyor. Iktidar kendisi gibi düsünmeyen ve yasamayan her kesime, herkese karsi hinçla hareket ediyor. Hukuk ve demokrasi alt üst olmus durumda… Bir ülke ne zaman fasist sayilir ki? Kisisel ve demokratik özgürlükler yok ediliyor, ifade özgürlügü baski altinda, kontrol ve denge mekanizmalari çignenmis, yurttaslik bagi etnik din temeline indirgenmis, korku imparatorlugu olusmus. Daha be gerekir ki?

AKP dokuz yildir iktidarda… AKP eliyle batililasma yani “muasir medeniyet seviyesi” simdi neo liberalizme dayali tam bir oligarsik yapi olustu. Iste bu nedenlerdedir ki kamu emekçileri, memurlar, ögretim görevlileri, ögretmenler, doktorlar, üniversite gençligi, sendikalar tüm emek bilesenleri” bugün üretimden gelen güçlerini kullanarak greve gidiyorlar. Sokaklarda ve meydanlarda özgürlesecekler: Sizin bu vahsi düzeninizde fabrikalarda köle, is yerlerinde maraba, okulda tahsildar, üniversiteler de molla olmak istemiyoruz, diyecekler. “Insanca bir yasam için bugün grevdeyiz” diye haykiracaklar. Hepsine kolay gelsin.
Hosça kalin, dostça kalin