“Bir Söz” : Yaptiginiz seyler için duydugunuz pismanlik zamanla geçer,ne var ki yapmadiginiz seyler için duyulan pismanligin çaresi yoktur… Sydney J.Harris
Arif Damar; “Bir siiri ne kadar zamanda ortaya çikariyorsunuz?” sorusuna söyle karsilik veriyor : “ Degiyor. Uzun yillar içinde çok sevilen siirlerim oldu. Onun için simdi daha titiz oldum. Mesela “Gitme Kal” için alti ay çalistim. Ama o siir 50 senedir okunuyor. Mesela 20 yasinda yazdigim siir var; “Hissen Yok Bu Aksamda Senin”. Hala okuyup aglayanlar oluyormus, bana söylüyorlar. Hele son zamanlarda daha az siir yaziyorum. Siirlerimin üzerinde daha çok çalisiyorum. Çünkü zayif siirler yazarsam diger siirlerimi de gölgeler. Buna dikkat etmek gerekir.”* Bu degerlendirmeyi anlamli bulmak lazim; yoksa bir süre sonra her yazilanin siir olduguna inanmaya ve insanlari da bunlari siir diye okumaya mahkûm birakiriz ki siir adina bunu yapmaya hiç kimsenin hakki yoktur. (Devam edecek)
Philip Arthur Larkin,(9 Agustos 1922 – 2 Aralik 1985), Ingiliz sair, romanci ve elestirmen. Coventry’de King Henry VIII Okulu’nda, Oxford Universitesi’nde St. John’s College’de ögrenim gördü. Wellington Halk Kütüphanesi, Belfast Queen’s Universitesi ve Leicester Universite Kütüphanelerinde kitaplik müdürlügü yapti. 1955 yilinda ölümüne dek görev yapacagi Hull Universitesi kitapliginin basina getirildi.
Yirminci yüzyilinin ikinci yarisinin Ted Hughes ile birlikte en önemli sairi sayilan Philip Larkin artan bir incelikle siradan insanlarin tasradaki gündelik yasantilarini, derinligine ayrintili bir biçemde dile getiren gösterissiz gelenegin temsilcilerindendir.
Melih Cevdet Anday (13 Mart 1915l – 28 Kasim 2002), sair, tiyatro oyunu, roman, deneme, makale yazari.Lise arkadaslari Orhan Veli ve Oktay Rifat’la birlikte ortaya çikardiklari Garip Akimi ile Türk siirindeki yenilenmeyi baslatmistir. Kollari Bagli Odysseus ile kendine özgü felsefi siir akimini baslatmis, Garip Akimi`ndan ayrilmistir. UNESCO’nun Courrier dergisi, 1971 yilinda onu Cervantes, Dante, Tolstoy, Unamuno, Seferis ve Kawabata düzeyinde bir edebiyat adami olarak gördügünü açiklamistir.
Bir süre Hukuk Fakültesi’ne, daha sonra Ankara Universitesi Dil ve Tarih Cografya fakültesine devam etti ama bazi nedenlerden bitiremedi. Çalistigi kurulus tarafindan sosyoloji ögrenimi görmek için Belçika’ya gönderildi. Devlet demiryollarinda, MEB’de, degisik gazetelerde, TRT’de çalisti.
Çok ödüllü sairimiz, önemli çevirilere de imza atti. Türk edebiyat tarihinin unutulmazlarindandir.
Émile Verhaeren (21 Mayis 1855 – 27 Kasim 1916), Belçikali sair.
Saint-Amond’da dogdu, Rouen’de bir tren kazasinda hayata veda etti. Bilim, makina sevgisi ve dogdugu çevrenin izleri eserlerinin baslica temalarini olusturdu. Siirlerinin genel izleginde tabiat-hayat ikilisi öne çikmistir. XX. yüzyil modern insanini her yönüyle ifade etmeye çalisti. Sembolizm akiminin baslica temsilcilerinden biri oldu. Siir disinda dram, elestiri, inceleme, makale türlerinde de eserlere imza atti. Dizelerinden bir örnek; “… benim canim tipki bir çan gibidir/onun cebinde çalan”.
Siirle kalin
“Konu Sairlerden”
Günler
Ne içindir günler?
Günler yasadiklarimizdir.
Gelirler, uyandirirlar bizi
Zaman ve zamanin bitimi
Içinde mutlu olmak için ; içinde
Yasadigimiz günler ya olmasaydi?
Ah, bu sorunu çözmek
Uzun paltolari içinde
Rahip ve doktoru getirir
Kirsalin üstünden geçirerek
Philip Larkin
Çeviri : Mehmet Bardakçi
**********************************
Yalan
Ben güzel günlerin sairiyim
Saadetten aliyorum ilhamimi
Kizlara çeyizlerinden bahsediyorum
Mahpuslara affi umumiden…
Çocuklara müjdeler veriyorum
Babasi cephede kalan çocuklara…
Fakat güç oluyor bu isler
Güç oluyor yalan söylemek…
Melih Cevdet Anday
**********************************
Nalinci
Çocuklar okuldan çikar sen satir
Çilgin sürüsünü hatirlatir
Bir sikirtidir gider kaldirim kaldirim
Ah siyah nalin! Vah beyaz nalin!-
Gidin piç kurulari samatayi kesin
Ortalikta böyle gürültü etmeyin
Hele can alip verirken komsuda, yagiz
Ölüm döseginde bir adamcagiz.
-Söylenip durma öyle kadin kisi
Kanadin açmak üzere can kusu
Sikirdasin birak kaldirim kaldirim
Ah siyah nalin! Vah beyaz nalin!
Dinlerim uzaktan halka halka olmuslar
Devranla ruhumla bir döner dururlar
Sikirdasin birak kaldirim kaldirim
Ah siyah nalin! Vah beyaz nalin!
Émile Verhaeren
Çeviri: Attilâ Ilhan
**********************************
Karima
Yazamam hiç bir önsözü görkemle
Bir baslangiç gibi siirime;
Bir sairden bir siire
Kalkisirdim söylemeye.
Çünkü bu düsen petaller içinde
Biri sana güzel gözükse,
Sürükler o yerlesinceye dek
Ask onu saçinin üstüne.
Ve rüzgâr ve kis sertlestirdiginde
Bütün asksiz ülkeleri,
O fisildar bahçeyi,
Senin anlayacagin gibi.
Oscar Wilde
Çevirmen: Vehbi Tasar
Simdi Artik…
Aksamüstleri, kokusu kösebasini tutmus
Bir mürver agacinin yanindan
Yirmi yas gençlesmis olarak geçerim
Sonra yeniden yaslanip uzaklasirim…
Fikret Demirag
*********************************************************