DUSUNULDUGU zaman kötü siirin olmamasi lazim gelir. Zayif ve siir bilgisinden bir ayagiyla eksik olunabilecegini herkes kabul eder; ama kötü siiri hiç kimse… Ne yaziktir ki dergi sayfalarinda zayif olmaktan da öteye kötü siirlerin yenilik ve imaj adina ortaligi kokutmaya basladigi yeni bir durum degil. Bunu nesnel bir sekilde degerlendirmek ve siirin kirletilmesine bu sekliyle izin vermemek bütün kalem erbabina düsen bir görev. Ancak hak sahiplerinin tek tük sesler disinda seslerini yükseltmemeleri bunlarin azmasina ve daha amiyane bir sekilde ortalikta cirit atmasina çanak tutmaktadir. Oysa“ yazilmis bir siirin olusturdugu gerçek; insanin yasamakta oldugu ve gelecekte yasayabilecegi gerçek olmalidir. Bugün siirin ugradigi asinma, yasamin disina düsmekle baglantilidir. Sorunlara buradan sokularak çikis yollari aranmasi gerekirken, tam tersi yapilmis; sadece kendini öneren bir siir tipiyle karsilasilmistir.”** Böyle olunca da sürekli kendisini yenileyen degil tekrarlayan bir durumla karsilasilmistir. (Devam edecek)
Fürug Ferruhzad, ( 5 Ocak 1935 – 13 Subat 1967), Iranli sair, yazar, oyuncu, yönetmen, ressam. Iran’in 20. yy’da yetistirdigi en önemli kadin sairlerindendir.
1935 yilinda, Tahran’da dogdu. Asker bir babanin kiziydi. Dogu terbiyesiyle yetistirildi. Tamamen dis dünyaya kapali olarak yetistirilmesi; sairin yanlis bir evlilik yapmasina neden oldu. Geleneklere baskaldirmasi, cinsellikten söz edebilmesi, erkek egemen bir toplumda sesini duyurabilmesi, acilarla dolu yasaminda büyük basari elde etmesine neden oldu.Bu dönemde yasadigi acilari, özlemleri, yasadigi yalnizligi siirlerine yansitti. 1967 yilinda, geçirdigi bir kaza sonucu öldü
Süleyman Nazif (1870 – 4 Ocak 1927), Servet-i Fünun dönemi Türk sairi, yazari ve devlet adamidir.
Tanzimat edebiyatinin, özellikle de Namik Kemal’in etkisinde kalarak siirler yazan Süleyman Nazif, ilk dönem siirlerinde toplumsal içerikli ve özgürlükçü bir düsünceyi savundu. Bu düsüncesiyle birlikte Osmanli Yenilikçileri arasinda önemli bir yere sahip olan ‘Servet-i Fünun’culara katildi. Yapitlarinda süslü bir dil kullanarak Osmanlica’nin ve aruz kaliplarinin siir sanatini zenginlestirdigini savunan Süleyman Nazif, Namik Kemal, Mehmet Akif ve Fuzuli gibi inceleme kitaplari da yazmistir.
Hazir cevapliligi ve nüktedanligi ile taninan Nazif’ten siir yerine iki fikra sunuyorum.
Siirle kalin
“Konu Sairlerden”
Kizil Gül
kizil gül
kizil gül
kizil gül
o beni kizil gül bahçesine götürdü
ve istirapli saçlarima kizil gül takti karanlikta
ve sonunda
kizil gül yapragi üstünde benimle yatti
ey felçli güvercinler
ey adetten kesilmis deneyimsiz agaçlar, ey kör pencereler
yüregimin altinda ve derinliginde uyluklarimin, simdi
kizil bir gül sürgün vermekte
kizil gül
kizil
bir bayrak gibi
ayaklanmada
ah, ben gebeyim, gebeyim, gebe
Furug Ferruhzad
Çeviri: Hasim Hüsrevsahi
*********************
Süleyman Nazif
BEYEFENDININ SUYUNU YIKA DA GETIR
Süleyman Nazif ve Abdülhak Sinasi birlikte yemek yerken, Abdülhak Sinasi garsonu çagirip su istemis. Edebiyatimizin bu zarif sahsiyeti, kirden ve mikroptan asiri derecede korkarmis. Hem de eldivenle el sikacak kadar.
Süleyman Nazif, bunu bildigi için garsona seslenmeden edememis:
– Oglum, beyefendinin suyunu yika da öyle getir…
***
ÇOK SUKUR UCUZ KURTULMUSUZ
Bir gün gazetede, telasla gelirler
– Ustadim, fena bir yanlislik olmus, sizin yazinizin altinda “Florinsali Nazim’in imzasi çikmis derler.
Nazif, rahat bir nefes alarak der ki:
– Çok sükür ucuz kurtulmusuz! Ya onun yazisi altinda benim imzam çikmis olsaydi!….
***********************************
Siir Sanati
Geçmiste kalmamak için
Yazmalisiniz tüm siirlerinizi.
Bu yüzyilda, her yer stronsiyuma doydu,
terörizm meydan okuyor,
sesötesi hizla uçuluyor,
ölüm dehsetengiz derecede ani geliyor.
Kullandiginiz sözcüklerinizin her biri
idamdan önceki son mektup gibi,
cezaevi duvarlarini delen bir çiglik olmali.
Yalan söylemeye hakkiniz yok
hakkiniz yok sirin önemsiz oyunlar oynamaya.
Zamaniniz yok budalaca
hatalarinizi düzeltmeye.
Yazdiginiz siirlerin her biri,
kisa ve özlü, acimasizca,
ve soylu olmali – geçmiste kalmamak için.
Blaga Dimitrova
Çeviri: Kenan Hanok
******************************
Manzaralar
III.
Usk
Ansizin kirma dali, yahut
Beyaz pinarda sadece
Beyaz geyigi bulmayi umut et.
Kenara bak, mizraga degil, heceleme
Eski tilsimlari. Birak uyusunlar.
“Yavasça dal, fakat fazla derine degil”,
Kaldir gözlerini
Yokus asagi ve yokus yukari
Ara sadece
Boz isigin yesil havayla bulustugu yerde
Münzevi’nin sapelini, hacinin duasini.
T.S. Eliot
Çeviri : I. Haydar Aksoy
*******************************