“Bir Söz” : Bir devlet, yasayan ve kendine karsi çikani ne kadar koruyabilirse o kadar güçlüdür. Paul Valery
Popüler kültür ; kolayciligi, kestirmeden bir yerlere gelme, ün ve para sahibi olmayi öneriyor. Bu yasamin her asamasinda oldugu gibi sanatta da gerli. Iyi siir, anlik hosa gitme saglayan ama derinliksiz, alt yapisiz, bilgisizlik kokan kötü siirin baskisi altinda. Bu yüzden de her yerde “siirimsiler çöplügü” olusmus durumda.
Rafhet Candan iyi sair, iyi siirlerin sairi. Çöplügün kokusu Onu da sindirmis, siirleri çöplük içinde yitmesin diye (kendisine hak vermesem bile) sakliyor. Oysa popüler kültürün ayrik otu siirlerine karsi iyi siirlerin saflarda daha çok görülmeleri gerekir. Dostumun dogum gününü kutluyor ve sizleri bir iyi siir okumaya davet ediyorum.
Elizabeth Joan Jennings (18 Temmuz 1926 – 26 Ekim 2001) Ingiliz sair. Alti yasindayken hastane müdürü olan babasi aileyi Oxford’a tasidi. Liseye giderken siire yetenegi oldugunu kesfetti. Hayata kütüphane memuru olarak basladi ve yazmaya çok zamani oldu, ilk siir kitabini çikardi. Yayimcisi Robert Conquest daha sonra “siir hareketi” olusturan dönemin ünlüleri Kingsley, Amis, Larkin’e begenileri için çalismalarini gösterirdi.
1960’larda Ingiltere’nin en popüler sairlerinden biri oldu. Hiç evlenmedi.
Manuel Gálvez (18 Temmuz 1882 – 14 Kasim 1962). Arjantinli sair ve yazar.
Çagdas Latin Amerika’nin ve Arjantin’in en büyük yazarlarindandir. Gerçekçi oldugu kadar ülküperest bir yazar olarak sosyal yoksulluklari konu alan eserlere imza atmistir. Yazdigi siirlerde Verlaine etkisi hissedilmektedir. Dogdugu ülke olan Arjantin hayatini ayrintilariyla anlatan romanlari, ün kazanmasina neden oldu. Elestirmenlerden, özensiz deyisleri nedeniyle zaman zaman elestiri aldi. Eserlerinde Zola ve Rolland etkisi altinda köklesmis sosyal sorunlari, modern yasam içerisinde kadinin durumunu, muhafazakar güçlerle savasan aydin kesimini ve fuhusun toplum üzerinde açtigi yaralari islemistir.
Paul Valery (30 Ekim 1871 -20 Temmuz 1945) Fransiz sair ve yazar. 20. yüzyilin en büyük sairlerinden biridir. 1894’ten baslayip ölünceye kadar her gün düsüncelerini not ettigi Defterler yazarin kimliginin aynasi sayilir. Deniz Mezarligi ise siir sanatinin doruklarina çiktigi eseridir. Bundan baska Felsefe ve egitim üzerine de yazilar yazmis, 1925’te de Fransiz Akademisi’ne seçilmistir. Sembolizm akiminin en önemli temsilcilerindendir. 1892’de kendini tamamen yazarlik çalismalarina verebilmek için Paris’e yerlesti. Güzellikle gerçeklik konusundaki düslerinin siirle gerçeklesemeyecegini anlayinca derin bir ruhsal bunalima giren yazar 1892’de edebiyat alaninda kariyer yapmaktan vazgeçti. Bunun yerine daha çok matematikle ilgilenmeye karar verdi. En üst düzeydeki soyuk düsüncelerini tam bir sanatsal yaratici güçle birlestirerek seçkinlesen Leonardo da Vinci’yi en ideal insan tipi olarak gördü. Valery için önemli olan biçimdir. Siir sanatina karisik bir evren olarak bakan sair, siirin arkasinda bir anlam aramaksizin bir partisyon gibi okunmasi gerektigini savunuyordu. Büyüler adli yapiti poesie pure denilen ari siir akimina dayanan ve estetigin otonom dünyasini üretmeyi amaçlayan sembolik siir antolojisi içinde yayinlandi. Valery için her zaman çalisma süreci, saglanan sonuçtan daha önemli olmustur. Bu nedenle “Palmiye” siirinde de siir çalismalarini ele almistir. Sonraki yillarinda deneme yazarligina agirlik veren Paul Valery, bu yazilariyla siirin birçok modern kavramina öncülük etti. 1937 yilinda College de France’a Siir Sanati Kürsüsü Profesörü olarak atanan Valery, dört yil sonra Benim Faust’um adli tiyatro oyununu yazdi.
Siirle Kalin,
“Konu Sairlerden”
Gecikme
Yillardir parliyordu üstüme düsen
Yildizin isigi.Simdi gözlerimi
Kamastiran isik artik görülemiyor.
Ve nasilla iskalanan zaman üzüyor beni
Asklar gelmez bana öncekinin
Alevi düsmeden. Beklemeli yildizin çarpmasi
Gözlerin gönülden istemesini
Ve gelen ask bulur nerede olursak bizi
Elizabeth Jennings
Çeviri : Mehmet Bardakçi
……………………………………………………
Dost Orman
Temiz seyler düsündük, tertemiz;
Uzun yollar boyunca, beraber;
Eli elimde, yan yana, sessiz;
Çevremizde karanlik çiçekler.
Yapayalniz, kirda, yesil gecede;
Yürüyorduk, nisanlilar gibi;
Gökte ay, masaldaki bir meyve;
Bölüstük o sihirli meyveyi.
Ve öldük yosunlar üzerinde,
Uzakta, yalniz, o miriltili,
O dost ormanin gölgelerinde.
Sonra gökte, nurlarla sarili,
Buldum seni, yas dolu gözlerim,
Sevgili sükut yoldasim benim…
Paul Valery
Çeviri : Orhan Veli Kanik
……………………………………………………
Keder
Rüzgâr, umutsuz, bosuna
dövünüp durdu insafsizca.
Karartarak damlayan kani
ürpertip damlarin omurgasini.
Ve bir yalnizlik düskünü yine
dogdu dulkalmis ay gecede.
Vladimir Mayakovski
Çeviri : Erdal Alova
………………………………………………………….
“Bir Dosttan”
Tohuma Agaca Uzak
Söze dösenir mayin
gülleri emer karganin kizgin dili
yasamin ümitsiz kalmisligi
geçilmeyen sirat
destursuz tarihi dehsetin kanimda
anneler dua çiçegi topragin
üzücü, sokaga düsen hirs
emegi talan karinca
Azrail kendi sesine anten
kitlik, karanin beyaz kaderi
tohum, agaca uzak iklim.
Rafhet Candan
…………………………………………………………