“Bir Söz” : Aski kitaplara soktuklari iyi oldu, yoksa belki de baska yerde yasayamayacakti.
William Faulkner
Merhaba “Siirle…” dostlari,
Yaprak dökümü mevsimidir sonbahar. Hayatin içinde de sürer yaprak dökümü. Kibris’in degerli sairi, barisin sairi, askin sairi Fikret Demirag da mevsimin kalp krizi rüzgarina yenildi. Geçtigimiz Pazar günü (28 Kasim) vefat eden sairi unutmayacagiz…
Émile Verhaeren (21 Mayis 1855 – 27 Kasim 1916), Belçikali sair.Bir tren kazasinda hayata veda etti. Bilim, makina sevgisi ve dogdugu çevrenin izleri eserlerinin baslica temalarini olusturdu. Siirlerinin genel izleginde tabiat-hayat ikilisi öne çikmistir. XX. yüzyil modern insanini her yönüyle ifade etmeye çalisti. Sembolizm akiminin baslica temsilcilerinden biri oldu. Siir disinda dram, elestiri, inceleme, makale türlerinde de eserlere imza atti.
Fikret DEMIRAG,10 Ocak 1940 – 28 Kasim 2010.Lefke’ de dogdu. Ankara Gazi Egitim Enstitüsü’nden mezun oldu. Kibris’ta Türkçe ögretmenligi yapti. Türkiye’de Dost ve Varlik dergilerinde siirleri yayimlandi. 1989’den sonra Kibris Gazetesi’nin kültür sanat sayfasini yönetti. 1961’den bu yana Kibris Türklerinin siirinin geçirdigi bütün asamalara katkisi olan Fikret Demirag, gerek soyut gerekse toplumcu gerçekçi anlayis süreçlerinden süzülerek gelen bir siir ustasi.
William Blake, (28 Kasim 1757-12 Agustos 1827) Ingiliz sair, ressam, gravür sanatçisi, siirde imgelemin rolünü ön plana çikarmasiyla ve radikal görüsleriyle taninmistir. Ingiliz Romantik Okulu’nun hazirlayicilarindan olmustur. Resim ve gravür sanati egitimi gördü. Kendisi gibi gravürcü olan kardesinin ölümünden sonra ruh sagligi bozuldu. Kurulu düzenin dayattigi dinsel dogmalari sorguladi, dinsel yazini ve ortaçag sanatini dikkatle inceledi. Avrupa’da ve Amerika’daki toplumsal hareketlerle yakindan ilgilendi, etkiledi, etkilendi.
Fernando Pessoa (13 Haziran 1888 – 30 Kasim 1935) Portekizli sair, ressam.Tam bir Ingiliz egitimi gördü. 1905’te geri döndügü Lizbon’da yasaminin sonuna kadar kaldi. Geçimini, Ingilizce ve Fransizca is mektuplari yazarak kazandi ve yalniz yasadi.
Portekiz modernizminin öncülerinden olan Pessoa, Milton, Shelley, Keats, Poe, Byron, Whitman, Shakespeare, Baudelaire‘den etkilenmis ve ilk siirlerini, Ingilizce olarak, 1905-1908 yillari arasinda yazmistir. 1912’de, ilk siirlerini “Portekiz ‘Rönesans’ ” hareketinin yayin organi A Aguia dergisinde yayimladiginda, simgeci siirin ve “saudosismo”nun (geçmise özlem) etkisi altindaydi. Ayni yillarda, düzyazi metinler (Fausto, Epithalamium, O Marinheiro, Na Floresta do Alheamento, vd.), elestiri ve denemeler yazdi. 1913’te, fütürist harekette yer aldi ve Sá-Carneiro ile birlikte Portekiz öncü edebiyatini baslatarak, “paulismo” akimini yaratti.
Siirle kalin…
“Konu Sairlerden”
Görmek
bir kum tanesinde bir dünya görmek
ve bir yaban çiçeginde bir cennet
tutmak sonsuzlugu avuçlarinda
ve bir saatte ölümsüzlük
William Blake
Çeviri : Mehmet Bardakçi
………………………………………….
BIR SABAH SEVGIYLE UYANDIR BENI
Acimin alnindan öperek uyandir bir sabah beni
disarida günesi ve bahari yagarken yagmur.
Yüregimde bir müzikle uyandir beni
tüy parmaklarini agriyan yerlerimde gezdir.
Saçlarimdan zamani geçirerek uyandir bir sabah.
Sen günün siiri ol, ben sarkini besteleyeyim.
Sen narin bir nar fidani gibi salin rüzgârda
ben yaninda yarali bir dize gibi durayim.
Ask ve Siirle barisan bir dünyaya uyandir bir sabah beni.
Fikret DEMIRAG
…………………………………………
Özruhsal Yazi
Sair aldaticidir.
Öyle mükemmel aldatir ki
Aci çekiyormus gibi yapacak olur
Oysa acidir hissettigi.
Ve yazdiklarini okuyanlar
Okunan acida iyice hissederler,
Sairin tanidigi ikiligi degil,
Kendilerinin asla hissetmedigini.
Ve böylece onun çarklarinda
Döner, aklin oyuncagi,
Bu küçük mekanik tren
Adina kalp denen.
Fernando PESSOA
Türkçesi : Isik ERGUDEN
……………………………………………….
Gölgeler Sabah olur olmaz, çizgilerle, yayiliyorlar etrafta çitler mütevazi evler o kadar erken ki hava hala kirmizi yavas ve gezici agirliklariyla, kiremitleri süslüyorlar ve üçgen çatilar küçük kilisenin çanlari dolgun bir sesle hatirlatiyorlar Ögle, onlari agaç gövdelerine sarmaliyor Yiginlar halinde, ögle uykusuna daliyorlar, tarlalarin canlandigi vakte kadar O an gelen mutluluk ve çeviklik saati Onlari yokusa savuruyor Tepelere, yesil kayalara, Ince sisler tüllerini örmeye basladilar bile Ince, ama gölgeler tazeleniyor hala Ve uzuyorlar ve yayiliyorlar dekorun içinde Ve kanli ihtisami kirmizi çiçeklerin, meyvelerin Ve sadece gürültüsüz, rüzgarsiz aksama geri dönerek Kimildamadan, Hep beraber gecenin agilinda, duruyorlar. Émile VERHAEREN Çeviri: Damla YAZAR