IÇI yagmur suyuyla dolu binalarin desarj islemleri, dere yataklarinin temizlenmesi çalismalari sonrasi selin yarattigi hasarla ilgili olarak Samsun Valisi Hüseyin Aksoy açiklama yapiyor: “451 konut, 1326 is yeri, 6 camii, 1 spor salonu, 1 okul, 1 ahir, 153 depo, 1 köprü olmak üzere 1940 bagimsiz yapi hasar görmüstür.” Vali, “böyle bir yagis bes bin yilda bir gelir” diyerek bitiriyor sözlerini… TOKI konutlari dere yatagina yapilmis…
Gençlik ve Spor Bakani Suat Kiliç; “Samsun’da büyük dogal felaketin yasandigi bu dönemde birileri suyu bulandirmaya çalisarak provakasyon yaratiyor” diyerek, yüregi yandigi için olaya muhalefet edenleri suçluyor. Oysa sular hala bulanik akiyor… Çevre ve sehircilik Bakani (TOKI eski baskani) Erdogan Bayraktar; “500 yilin en büyük felaketi” diyerek kendini savunurken meteoroloji verileri durumu yalanliyor. Yagan yagmur 68.4 kilogram. 11 Aralik 1992’de Marmaris’te günlük yagis miktari metrekareye 446.3 kilogram. Yani Samsuna yagan yagmurun 6,5 kati. 10 Eylül 1981’de Istanbul’da metrekareye 136 kilogram, 29 Eylül 2006’da 125 kilogram. 11 Haziran 1997’de Ankara’ya 88.9 kilogram, 28 Agustos 2005’te Samsun’a 113.2 kilogram yagmur yagdigini bildiriyor meteoroloji. Yani ne son bes bin yilin, ne bes yüz yilin en büyük felaketi Samsun’a yagan son yagmur…
***
Ilk saatlerde 9 sonra 10, 11 derken iki gün sonra 12. yurttasimizin da yasamini kaybettigini ögreniyoruz.12 ölüm… 5’I bodrum katinda yasamini sürdüren kapici yakinlarina ait… TOKI yetkilileri açiklama yapiyor; “Bundan sonra TOKI binalarinda kapicilara bodrum katta degil zeminde yer verilecektir.” Tam bir kara mizah! 21. yüzyilda yasanmamasi gerekenler yasaniyor. Yazik oluyor bize… Çünkü bu olay bana hiç dogal bir afet gibi gelmiyor. Deprem, sel, kuraklik, gibi önlenemeyen olaylar var. Ancak insan akli en az zararla kurtulmanin yollarini bulmalidir, buluyor da. Kentlerin saglam zeminlerde sel, su baskini olmayacak alanlarda kurulmasi bir tesadüf degildir. Bir çok bilim dalinin arastirmasi sonucu kurulur  kentler….  Yoksa doga olaylari karsisinda yikilip yok olurlardi…
***
Toplu konut; önceden planlanmis belli bir yerlesim bölgesinde vatandasa devletin açtigi kredi yardimlari ve katkilariyla olusturulan yapilarin tümüne bu ad veriliyor. Peki öyleyse; devlet yurttaslarina mezar seçer gibi toplu konut alanlari yapar mi? Ustelik Samsun’da mimar ve mühendisler, odalar karsiyken… Akçeli isler gibi rant var sanki? Transeksüel konutlar bunlar. Niçin mi? Hormon tedavisi görüp ameliyat edilerek cinsiyeti degistirilen arazilere, arsalara yapildiklari için transeksüel konutlar diyorum…Kalk, Mert deresi yatagini çöple doldur üstünü kapat, üzerine konut yap sel can alinca da sonucu Allaha emanet et…Adi üstünde Mert deresi, mertçe yolunu çizmis… Bugün degilse yarin ya da öbür gün akacak… Kim ruhsat vermis? Kim planlamis, kim rant saglamis? Canik ilçesi Belediye Baskani: “TOKI projesinin arkasindayim.” diyormus? Madem arkasinda niçin kendisi oturmuyor? Bu bir sistem sorunudur. Cografi yapisini milyonlarca yilda olusturan dogayi mühendislik bilimleri yardimiyla dizayn eden insan oglunun cografi yapiyi, çevre dokusunu, tarihi mekanlari bozmadan bu ülkeyi ve dünyayi gelecek kusaklara birakilmasindan yanayim. Yerlesim alanlari; verimli topraklari yok etmeden gelecegi de düsünerek imara açilmalidir. Dünyamiz da bin yillik, bes yüz yillik tarihi kentler vardir, ayakta duran tarihi eserlerde Istanbul, Roma, Paris, Floransa vb gibi.
Bir kissa ile yazimizi sonlandiralim.
Kars’ta yerel bir TV halk içinde yasamla ilgili röportajlar yapmaktadir. Muhabir, yasli bir beye mikrofonu uzatir. “Nasilsin dayi iyi misin?” diye sorar. – Sükür ogul, cani tasirem, iyiyem çok iyiyem.  – Halin keyfin sagliginda eyi midir? Seherden, hizmetten memnun misen? – Nasi söz? Validen, kaymakam dan, Belediye Baskanindan.
– Hiç öyle olur? Bizim agzumuz dövlete ne diyebilir?
– Yani memnunsun?
– Allah dövlete, millete, kaymakama, belediye baskanimiza zeval vermesin.
– Memnunsun yani?
– Dövletimiz, kaymakamimiz, baskanimiz her ne olursa o dakka yanimizdadir. Ben vatanima nasil serzenis ederem? Amma benim derdim baskadir.
– Allahina kurban dayi söyle nedir?
– Doksan bes sene önce buraya Ruslar girdi ya?
– He girdi.
– Hani bu okullari, belediye binalarini, istasyonu, vali konagini, çesmeleri Ruslar yapti ya?
– Rus isgalinde yapildi degil mi dayi?
– He! Hiç menim dövletime, milletime söz olur mu? Ben aha bu Ruslarin avradini… Doksan bes sene önce aha bu kaldirimlari, caddeleri, okullari, yapip gittiler, bi gün olsun bi kere Kars’a gidek, yollar bozuldu mu, kanallar tikandi mi, binalar ne durumda demediler. Insan gelir de bakar buralara, heç böyle olir?
Toplum bellegi yüz yil öncesini de binlerce yil öncesini de unutmaz gelecege aktarir. Siyasete dair söylenen her seyin emek, üretim, demokrasi, ile siki baglantisi oldugunu düsünen bir yurttas olarak, yerelde ve genelde demokratik bir yönetim olmasini, kamusal kararlara sivil toplum örgütleri ve halkin katilimini istiyor ve geregine inaniyorum… Altmis bin kisinin düsüncesi alti kisinin düsüncesinden altmis bin defa daha iyidir.
Hosça kalin, dostça kalin