Büyük Torbalı

Adami kahreden (Patlican oturtma)

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Adami kahreden (Patlican oturtma)
270 Görüntüleme
11 Mart 2010 - 23:10
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

ÖNCE su “adam gibi adam” konusuna dokunacagim; daha dogrusu dokunduracagim… Gerçek bir adam için böylesi bir tanim yapmak dogru olmaz sanirim. Çünkü buradaki gibi sözcügü benzer-benzer biçimde ve imisçesine anlamlarina geliyor. Yani “adam benzeri adam” denmis oluyor bir anlamda. O yüzden ben hep “adam olan adam” derim onlar için.. Ve artik nesli tükenmek üzeredir onlarin.. Bir de, iste o adam olan adamlari kahreden bazi gelismeler oluyor.. Örnegin Torbali’nin bilmem hangi Organize Sanayi Bölgesi, birkaç zibidi destegi ve örgütlenmesi ile biçimlendirilip, sanki baska yer yokmus gibi KABACAKIRI’na kuruluyor.. Torbali’nin kendine özgü “kaliti rical” durumu-nu tescil edercesine gelistiriyor, bu olay… (Bu konuda önemli bir açiklama ve duyurum olacak, yakinda…) OSB Kabacakiri’nda, fakat ortada Torbalili yok.. Hani engel olunacakti?. Geç efendim geç.. Sen hala Ismail Uygur, Ertan Unver’in çiragi diye saçmalamayi sürdürürsen, daha çok Torbali topraginda oyun oynar bir sürü, zibidi bozuntusu.. Bu konuda birçok açiklama yaptim; “kimse benim çiragim degil, benim durumuma bir baksaniz ya” dedim.. Nerede?. Bi-zimkiler, böyle bir tespitin bile, bana ne büyük bir hakaret anlami tasidiginin farkinda bile degiller.. Kaliteye bakar misiniz?. Sonra ben “kalit-i rical” deyince, ortalik tisss… Ticaret Odasi (TTO) yönetimi degisti de ne oldu?. OSB yine KABACAKIRI’nda.. Yani ayni ha-mam ayni tas.. Bari su “çirak konusunda” bir “kalite durusuna” geçin diyorum.. Hayir o da olmuyor… Bosverin artik meslek kuruluslarini; sivil toplumculari, çevrecileri, Baro’lari maro’lari.. Hepsi kapsol.. Yani böylesi bir kalitede “çirak” dense ne olur “usta” dense ne olur!.. Intiharlari bile, parklara banko koyarak önlemeye ça-lisiyor bu “Torbali kalitesi”… Sonra psikiyatri bile intihara kalkisiyor.. Adami kahreden’lerin girisi mi ne buralari!..
Su kalite konusunda, söyle bir Torbali disina çikalim.. Nereye olursa olsun.. Örnegin siyasetin Ankara’sina.. Bakar misiniz? Ilk üçlünün yalniz birinde -o da Suudi bankasi- Ingilizcesi var.. Egitimde bir mühendislik-mimarlik-sosyoloji-sosyal psikoloji gibi bir dal yok.. Velhasil kalite(ler) nanay (Fakat Türkiye’nin içine itildigi “CHP’sizlestirilme” dayatmasini o kadar yerin-de kullaniyorlar ki, “yeme de yaninda yat” yapiyorlar, siyasetin bilinen Ankara’sinda…)
Sonra CHP Izmir’ine bakalim.. Aman Tanrim.. Aklima 1966 Kongresi geli-yor.. Ismet Pasa da katilmisti.. Torba-li’dan ben vardim ve divanda görev almistim.. Bir de Ömer Sivrikaya vardi.. Ben Ecevit’çi ve Pasaci idim.. Sivrikaya Fevzioglu’cu.. Divan Karagözoglu ile biz kazandik.. Adayi-miz Talat Orhon’du.. Kongreyi’de kazandik. Öbür aday Dündar Soyer daha düne kadar en çok görüstügüm kisiydi.. 1968’de Güven Partisine git-mis; orada IP Baskani olmustu.. Sonra yine geri gelmisti, 12 Eylüle dogru… Görüyor musunuz; bu 44 yildaki geçmis, bizi-CHP’yi-nasil bir %20 BARAJLI “parti demokrasisine” nasil yuvarlanmis; hele son 18 yilda!..
Tabii Melih Gökçek Ankara’da, Atatürk’ün Baskentinde 4 (yazi ile dört) defa Belediye Baskani seçilir.. Ve CHP yönetim(ler)i hiç de ar etmez(ler); haya duymaz(lar)!.. Çünkü CHP aslinda yok.; örgüt yok; üreten yok; toplumsallik yok; çaba yok; mücadele yok.. Varsa yoksa “bir kakofoni”, bir görüntü, bir atamaci-atanmaci ve bir al gülüm ver gülüm tiyatrosu”.. (Baska her partide böylesi bir yapi olabilir ve hayatiyeti sürebilir.. Fakat CHP’de bu olursa bu-nun sonu “oksijen azalmasi ve bitisi-dir” ve de orada hayatiyet olamaz.. Yasadigimiz CHP de budur.. CHP’de de görülen budur.. O yüzden bir türlü o 1977 %42,10 oyuna bir türlü yakla-silamaz.. Sonra da onda, bunda, sunda sebepler yaratilmaya çalisilir!..) Bu “tiyatro” bizi belli ba-zi “insani zaaflara” dogru sürükler.. Ve isin içinden bir türlü çikilamadigini; bir çi-kisin ve umudun görü-lemedigi bir CHP ya-pisiyla karsilastirir.. Karsilastigimiz bu tiyatrodur.. Ölen giden birçok CHP’li yanim-da, bugün CHP’ye ve koltuga kapagi atmis bazi “adam sen-decilerin” geçidini izlemekteyiz.. Ne aci ve ne hüzün verici bir durum.. Kurultaya Ricky Martin gibi inme ko-medisini ve o hafifligi bile yasa(t)mis bir kisiden daha ne beklenecektir ki, ona takla atan “eski karsitlardan” ne beklersin.. Adnan keskin bile  bir “banka yönetim maasina”  fit olup arazi olmadi mi?. Neyse; 30 Eylül 2000 Kurultayin seçimli yapanlarin kulaklarini sürekli çinlatiyorum; basta Yigit Gülöksüz olmak üzere.. Adami kahreden, buralari..
Yaa, buradan geçip Ermeni oylamasi-na dalayim diyordum; birileri. “Bize yok mu; Torbali’ya yok mu?.” demeye basladilar.. Bu durum adami daha da kahrediyor.. Birinin “kösesine” biri yazmis; tam bir yalakalik dösemis; hani su “Muhacir Bayram” hikayesi.. Sonra da kabaklar kirilmis; simdi de “kösede görünen” “köseyi yazana” bir yerlerde “çoluk çocuk” diyor-mus.. Biz de vergimizle olusan Bele-diye Bütçesinden bazi “özel gazetelere” verilen ve fütursuzca sürdürülen ilan ve paralarin üzerinde bir çatisma dogdu diye biliyorduk.” Yani “Sayin taraflar” biraz daha ciddiyet diyoruz; Belediye cenahina hem de “özel gazeteler” tarafina.. Çünkü ne siyasetin Torbali’sinda ne Belediyenin Meclisinde ve de ne sivil toplum ile meslek bölümlerinden herhangi bir tepki falan gelebilir bu “haksiz ve adaletsiz ve hatta kanunsuz” Belediye Ilanlarina.. O yüzden siz dikkat edin diyor-um. “Sayin Taraflar”…
En sonunda su Ermeni oylamasina gelebildik.. Hani su ABD Temsilciler Meclisi Dis iliskiler Komisyonu (Ko-mitesi) oylamasina..Soykirim Tasarisi “sözde” geçti.. Çok ayip edildi.. Hani bizim A.Gül onlarin maçina gitmisti. Fakat bu is, maçin yapildigi Ermenistan’in isi degil.. Bu isler hep o yabanci ülkelerdekilerin basinin altindan çikiyor.. Hani DIASPORA dedikleri densizlerin basinin altindan.. En iyisi biz bunlarla burada bir maç daha yapalim. Bu defa maç “basket maçi” olsa iyi olur.. Ayrica bu defa Ermenistan’a ikinci adam Mehmet Ali Sahin gitsin.. Belli olmaz; belki onun ayagi daha ugurlu gelir.. Siz bakmayin bazi is bilmezlerin, “Ahmet Davutoglu’nun imzaladigi Isviçre Protokolünü yirtip attim” diyerek üst perdeden atip tutmalarina.. Biz yine sakin olalim.. Zaten en ilginç örnegini geçen sali günü Tv’de yasa-madik mi?. Hani TEKETEK prog-ramina çikan Sevan Nisanyam adli Ermeni “dil bilimci ve yazari” bizim Prof. Dr. Yusuf Halacoglu’yu ve Türkiye’yi hakaretlere bogdu da F.Altayli da Yusuf Halacoglu’da kem-kümden baska birsey diyemeyip sakin sakin dinledilerdi ya… Iste hep biz böyle sakin olmaliyiz.. (Sakalamayi biraz ciddiye çevirecek olursak…) Çünkü zaten ortada görülen, hep o karsi takimlardaki marazi ruh hali oldukça fazla; fakat birkaç parmak olsa da zeka kapasiteleri de önde; bizim takimlardaki marazilik biraz daha az, fakat zeka kapasiteleri de öyle biraz düsük.. Bu hemen her alanda böyle.. Ergenekonda da öyle, su açilimlarda da öyle, su TSK ve Türkiye karsitligi libosluklarda da öyle.. Isin dogrusu bu.. Aci ama gerçek.. Hakli bildigimiz yada hakli gelmesini-olmasini istedigimiz taraf böyle biraz eksikli oluyor; karsi taraf(lar) da fazlaca küstah ve densiz!.. Bu durum belli bir zaman böyle gidecek gibi.. Taa ki birileri akillarini baslarina getirene kadar.. Dileyelim o zaman , ya-kinda geliversin…
Hey Ibo.. Duayen politikaci Ibrahim Kudayyilmaz.. Okudun mu yaziyi.. Hele su son paragrafi..Birkaç defa yineleyerek okudun mu?. Gördün mü elin kiptisi, sen romani-çingeni iteleyelim derken nasil ati veriyor topunuza taklayi.. Nasil süründürüyor ora-larda, buralarda?. Haa, gördün mü?. Iste buna Patlican Oturtma da di-yorlar, son zamanlarda.. Yersen(iz).. Iste böyledir bu isler.. Dünya politika-sinda da, üç kisilik çadirda da… Adami kahreden de o zaten…

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
PİYASALARDA SON DURUM
  • DOLAR
    -
    -
    -
  • EURO
    -
    -
    -
  • ALTIN
    -
    -
    -
  • BIST 100
    -
    -
    -
KÖŞE YAZARLARI
Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-

Tüm Hakları Saklıdır. Torbalı Web