Anlayacaginiz gibi, bir ara mizana, bilançoya gidiyoruz..Belki hatirlayaniniz vardir,izleyenlerinizden..Su bildigimiz Mustafa Gezer, TV programlarinin sonuna dogru,yaklasik olarak söyle diyor: “Programimin sonunda,anasildi mi,birkaç sarkiyla söyle bir baglarbasi yapalim, bu aksami da toparlamis olalim.”…Yaklasik olarak böyle diyor bizim Mustafa Keser, programini sonlandirirken…Ben de Izmir’imizin bu “üvey hemserisine” özenerek ayni seyi diyorum ve yapiyorum.Yalniz, “benim sarkilarim”, öyle birkaçla sinirli degil;biraz daha bolcana;biraz daha fazlacana ve okkalicana… Bu yüzden basligin yani basinda hemen (1) sayisini gördünüz; yani bu toparlamanin ikisi üçü belki de dördü gelmektedir, sirayla…Hadi önce bir baslayalim; bakalim devran ne gösterir…

** Anayasa paketinin TBMM bölümü sürmekte. Ben yine söylüyorum; “bu çesit çalismanin yönelimi, bir süreden sonra o tür çalismayi düzenleyenleri çok zor durumlara sokmaktadir”. Devleti, iktidar erkini ve sistemi bu düzeyde partilestirmek, hiç dogru degildir. Bakin tam bu aralar, on binlerce isçi ve memur alimi baslatiliyor. Siz bu durumu sik ve etik buluyor musunuz?.Dahasi, gücü fazlaca zorlamak gibi görmüyor musunuz?.. Hayirlisi olur insallah…

** 23 Nisan Çocuklari TBMM’nde Baskan M.A.Sahin’in konugu olmuslar. Ve verdikleri demecin il bölümünde, hiç de olumla bir tablo sergilememisler. “Bunalimdayiz” demisler. Iste size 21 yüzyil “dönüsümünün” gençlik bölümüne iliskin “gerçek çizimi” ve kaniti-delili…

** Son zamanlarda, Torbali’da Lale Devrinin yasandigina iliskin bir düsünce ve söylenti dalgasi dolasiyor. Temel sebebi gözlenen “bolluk ve bereket”…Yani, özellikle belediyede ve hemen her seyde, yasanan israf ve savurganlik, bu durumun son zamanlarda vardigi yer. “Yaz yaz yaz” baskisinin iyice artmasi da bir baska gerçek.. Araç bollugundan ve sefasindan, hiçbir isi gücü olmayan personel bolluguna kadar… Torbali Ilçe Belediyesinin çöp ve park-bahçe islerinden baska yapacak hiçbir isinin kalmamasina ragmen yasananlar iyice baski olusturmus anlasilan…Fakat birilerinin hiç umurunda bile degil.. Bastir çocum kim tutar seni; önümüzdeki seçimde oylar % 75… Böyle basa böyle tiras; böylesi Torbali’ya böylesi ……… 

** Geçenlerde bir “medya dernegi” kurulusu duyuruldu. Hani su Salih Memecan’in tanittigi dernek.. Hani TRT Genel Müdürünün kuruculari arasinda bulundugu bir tür büz…… yandas medya dernegi.. Bu kadar da açik, kör gözüm parmagina olamaz yani… (Ama oluyor.. Iste buna diyorum ben “Dönüsümün yalamalastirdigi durumlarin sergilendigi bir ortamin görüntüsü” diye.. Tespitlerde bulunuyorum.. Elestiri degil yaptigim; tenkit hiç degil.) Neyse…Simdi o dernek öyle bir islev yüklenecek ki, AKP Milletvekili olan karisi ile birlikte Salih Memecan medyaya neseler katacak; bizler de gülmekten kirilacagiz. (Bu kadar yorum da olacak yani…)

** Bu dernek meselesine yakin, fakat biraz daha aci bir tespit .. Uç kurumsal medya iliskileri ve yapisindan söz ederek açiklayabilirim. Birincisi TRT, ikincisi Torbali Belediyesi, üçüncüsü bir özel TV… TRT’de hemen her aksam bir baska adla sözde söylesi ve tartisma programlari düzenlenerek iktidar borazanligi yapiliyor. Torbali Belediyesinden tam sayfa ilan verilerek yerel basinin bir bölümüne kaynak aktariliyor; bir bölümü ise cezalandiriliyor (birinin aklinca). Son olarak, bir özel TV istasyonu, sabahtan gece yarilarina kadar, AKP militanligi yapiyor. Ben bunlardan sonuncusuna hiçbir sey söyleyemem; adamin özel malidir istedigini yapar. (Kanal adi vermeyelim.) Fakat ilk ikisine bir vergi mükellefi yurttas olarak diyeceklerim var: Ey TRT’ciler, sizin bütçenize giren paralarda benim de hissem var; nerede o TRT söylesi ve tartisma programlarinda benim görüslerime yakin katilimcilar?.. Ey Torbali Belediyesi (daha dogrusu, yalnizca garaib tek sahiplenicisi), verdiginiz ilanlarin aktarilan kaynaklarinin içinde benim paralarim da var; nerede -benim görüslerimle hiçbir organik düsünce yapilanmasi ve baglantisi olmasa da- benim yazmakta oldugum gazeteye verilmesi gereken tam sayfa belediye ilanlari?.. Yok tabii… Ikisinden de ses yok… Hem TRT’de, hem Torbali Belediyesinde tik yok. Çünkü onlar birer militan kurulusa dönüstürülmüslerdir.. Dogrusu haklari da vardir; karsilarinda muhalif bir söylem bile yoktur… O zaman, tabii “kör tuttugu ile ilgilenmektedir” hakli olarak… Ben de ne diyorum yaaa.. Yil 2010.. Mevsim ilkbahar; önde zeytin agaçlari; arkada tarla dolusu hiyar..Birak Ertan, bu dönüsüm zamaninda her sey gibi bunlar da mubah oluversin… Sen tespiti yap ve geç… Nasilsa bir seyciklerin degisecegi falan yok…

** Bizim Kubilay çöp alanina kamp kurmus; MHP Izmir, Ismail Uygur çöp konusunda neren suskun diyormus.Bu ve benzeri gelismeler.. Örnegin Kemalpasa Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi, ora OSB’ni ve diger tümünü felç edecek bir yasal girisimle, OSB yasasinin bir maddesini Anayasa Mahkemesine iptal ettirmek için dava açmis.. Kemalpasa OSB, hiç korkma, Torbali var; sana Metropolis Tiyatrosunun üstündeki zeytinlikten havadar bir OSB arsasi ayarlayiveririz.. Nasil olsa biz bu konuda deneyimliyiz.. Kubilay’in protestosuna ve Izmir MHP’nin sorusuna gelince.. Sizler hiç bos yere enerji harcamayin.. Siz Aziz ve Ismail; bastir bastir yürüyün, kim tutar sizi; çöp depolamasinin da, kati atik bertaraf tesisinin de mahalleri Torbali’dir; bütün OSB’ler haydin Torbali’ya.. Buralari, kuzular ve buzagilar bölgesidir, her seyleri kaldirir.. Bakmayin siz,bir iki vizildamaya ve haldir huldur kivirtmalara;isinize bakin; gidilen yol çok yerindedir!.. Iste o kadar!.. (Ah Dilek Gappi kizimiz, ne olurdu sen de Milliyet Ege’de o OSB arsizligini sergileyen yazinla her bir seyleri ortaliklara sermeseydi.. Hayir yani, sanki birileri utanacak; surati seriflerinde hafif kizarmalar gibi seyler olacak sanki.. Yok yok olmadi kizim; surati serifler, kösele kösele…

**Son olarak iki kupür ile utanmazca militan medyacilik yapmaya kalkarlara “kagit eldiven sertliginden  ve çeliginden” bir “düello saplagi”.. Önce sövalye olacaksin sövalye.. Degil zibidilara ve zibidiliklara; babana bile öyle iste; sövalye olacaksin sövalye..Bak bakalim o zaman,öyle birkaç ayda-yilda degil,onlarca yilda onurundan bir tek toz koparabilirler mi, zibidilar zibidiliklar?.. (Kupürler 8 Nisan 2010 günkü Milliyet ve Vatan Gazetelerindedir.)

ÇOK ÖNEMLI BIR DIPNOTU: Geçen haftaki kupür açiklamalarinin ilkinde, iki bölüm yer aliyor. Ikinci bölümünde diyor ki, “Öbürü ise R.T.Erdogan’in artik iyice papazi buldugunun “ispati vücut “ durumlarini anlatiyor… B. Arinç’in adeta insanlarin kisilik ve iradeleriyle matrak geçercesine yaptigi basit düzeyli bir tespit ve saldiriyi görüyoruz, o öbür bölümünde o kupürün.”… Açiklamasi vardi, fakat kupürü Sevim’li ve matrak bir eylemle uçuvermisti..Simdi kupürünü de görüyorsunuz.. Bu “teknik ve didaktik yanlisimizi” matrak bularak, erkenden bana ulastiran Emre’ye tesekkürlerimle özür düzeltmemi gönderiyorum… (“Paylasiyorum” demem;demeyecegim.O kutsi sözcügün böyle yalama edilmesine bir katki da ben koyamam!..)